- Doğan güneş ancak gövdemizi ısıtır. İçimizdeki buzları eritecek bir güneş yoktur.
- İçindeki buzları ancak sevgi eritir. Sevgi güneş gibidir. Kalbinin penceresini aç. Bırak güneş oradan içeri girsin!
Bir sürü aptalın saldırısına uğrayan, daha fazlasının da yok saydığı ahlaki vicdan, var olan ve daima var olmuş bir şeydir, yoksa ruh denen şeyin bulanık bir fikirden öte olmadığı Dördüncü Zaman filozoflarının icadı değildir.
"İnsanı yalnızlık öldürmez, insanı kalabalıklar içindeki yalnızlık öldürür. “ syf 152
Rıza kalabalıklar içinde yalnız kalmış, kendini hiçbir yere ait hissedememiş, toplumdan uzaklaşmış, hassas ve ince ruhlu bir insan. Serhat'ın gidişiyle travmatik bir uyanış başlar kendisinde. Ufacık şeyleri bile kafaya takmaya, düşünen düşündükçe azap duymaya başlar. İç sıkıntısı o kadar büyür ki bu sıkıntının onu ölüme götürür. Ah Rıza gece yarısı, Diyarbakır sokaklarında koştuğun esnada yanında o acılarını hisseder gibi gözlerim dolu dolu okudum. O acı çeken ruhunda kendimi gördüm.
Yazarın Daha güzel romanlar ile karşımıza çıkacağına inanıyorum.
Kaleminiz daim olsun.
Gözlerimizi içimizi gören birer aynaya dönüştürdük, sonuçta gözlerimiz, ağzımızla inkar etmeye çalıştığımız şeyleri çoğu zaman hiç çekincesiz gözler önüne serer hale geldi.
O topraklarda gömülü bir hazine vardı. Fakat kültür, sanat ve edebiyattan yoksul büyümüş bir neslin, bu paha biçilemez zenginliğin farkında olması nasıl mümkün olabilir ki?