Her mimarlık ürünü sosyal ve kültür nesnesi olmasının yanı sıra simgesel bir işleve de sahiptir. Daha açık bir deyişle mimari ürün kitlesel ve mekânsal forma sahiptir. Prof. Dr. Esen Onat’a göre ise; Kitlesel form, mimarlık ürününün fiziksel ve toplumsal çevresiyle ilişkilerini belirleyen işlevsel, mekânsal, tinsel, simgesel, anlamsal vb. yüklemler taşıyan çok yönlü bir olgudur. Bu nedenle de mimarın en duyarlı olduğu problem alanlarından biridir.
Bu kitapta da formu asıl belirlemesi gereken işlevsellik, var olana adapte olabilmek, coğrafya gibi önemli konular yerine formun asal geometriyi kullanarak şekillenmesini, aslında var olanın sınıflandırılmasını görüyoruz. Çünkü her ürünün geometrinin asal formlarıyla elde edildiğini savunuyor. Peki, geometrinin asal formlarından kullanmaktan kastı ne? Bildiğimiz katı cisimlerin eklenmiş, çıkarılmış veya birleştirilmiş gibi hallerini kategorize ederek sınıflandırıyor. Yanı kitap gerçekten de sadece görsel bir sınıflandırma üzerine kurgulandırılmış. Anlatılmak istenen konunun bile oldukça yüzeysel kaldığını düşünüyorum.
Bu kitabı okurken gerçekten de düşündüğüm iki şey vardı; bunun gerekliliği ve formun önemsizliği. Sadece bu tarz kitaplara ilgisi olan kişilerin hiç ilgisini çekmeyecek, gerçekten de ilgisi olanın da kendisine bir şey katamayacağı bir kitap olmuş. Belki de benim okumam için geç olduğundan bu kadar gereksiz gelmiştir.
Benim için ‘ okumasaydım da olurdu ‘ kategorisinde...