Kur'ân-ı Kerim, güneş gibidir. Her yürekte farklı doğar. Her bir ayet çocuğa, kadına, evladını kaybeden babaya, muzaffer bir kumandana, yenilmiş bir Ümmete farklı şeyler söyler. Bu yüzden gün de ideolocyalar da bir daha doğmamak üzere batar. Kur'ân-ı Kerim'in sayfaları ise her gecede, her gündüzde, her yürekte yeniden doğmak için açılır, kapanır. Yeni gün doğumlarını muştular; dostlara umut, hasımlara korku aşılar. Her bir ayet, bin bir tecelliye namzettir. Muhatap; camide, mezarlıkta, çarşıda, mektepte, sarayda aynı ayeti birbirinden farklı anlar. Her okuyuşta, her yüreğe ayrı bir mânâ dokunur, camide ubudiyete, mezarlıkta dirilişe, çarşıda dünyayı imara, mektepte okumaya, sarayda adalete çağırır ayetler. Açlık gününde sabra, mihrapta yönelişe, minberde teslimiyete, Kosovada şehadete, Mohaç'ta tevekküle, cenazede vuslata, zaferde tevazuya, mektepte ilme çağırır Kur'ân-ı Kerim.