Hiç şüphe yok... bir dağ var ki, ona Kafdağı derler; onun ardında bizim bir padişahımız var.
Adı “Simurg”dur... kuşların padişahı odur.
O, bize yakındır da biz ondan uzağız!
“Ey acz içinde mağrur, zaaf ve fark içinde serkeş ve inatçı olan insan! Ey henüz ağaran tüyün ak olmasını geri çeviremeyen aciz! İstediği şekilde bir kadınla evlenip de, istediği şekilde bir çocuk yapamayan zavallı! Ey gelmede, gitmede tercih hakkı olmayan Ademoğlu! İsmin yoktu, resmin yoktu, henüz ad almamıştın, hiç kimse tarafından da tanınmamıştın, yalnız benim ilmimde idin, sana kıymet verdim, yaratıklar içerisinde en şerefli sınıfa soktum, herhangi süfli bir mahluk olarak yaratmadım, Ahsen-i Takvîm (en güzel biçim) sırrına mazhar kıldım, insan yaptım, kendime muhatab tuttum, mükerrem kıldım. Bütün bunların neticesinde benden ne fenalık gördün de bana karşı kafanı kaldırıyorsun? Güneşler, yıldızlar, küreler emrime itaat ediyorlar da; sen neyine güvenip de bana düşman oluyorsun? Emirlerime itaat etmezseniz, haydi elinizden geliyorsa benim hududumdan ve mülkümden dışarıya çıkınız.”