-SPOİLER UYARISI-
"Böyle kimseleri gördüğümüz zaman çok kere kendimize sorarız: 'Acaba bunlar neden yaşıyorlar? Yaşamakta ne buluyorlar? Hangi mantık, hangi hikmet bunların yeryüzünde dolaşıp nefes almalarını emrediyor?' Fakat bunu düşünürken yalnız o adamların dışlerına bakarız; onların da birer kafaları, bunun içinde, isteseler de istemeseler de işlemeye mahkûm birer dimağları bulunduğunu, bunun neticesi olarak kendilerine göre bir iç âlemleri olacağı hiç aklımıza getirmeyiz."
Diye başlıyor Sabahattin Ali'nin Kürk Mantolu Madonna'sı. Tüm ömrünü boşluk içinde gereksiz geçiren Raif, babasını isteği üzerine sabunculuk işinde ustalaşması için Almanya'ya gönderilir. Raif komşusundan Almanca dersleri alırken sergide bir ressamın otoportresini görmesi üzerine Meryem Ana tasvirlerine benzeyen bu kadını hayatının odağı haline getirir. İnceleme yazmakta pek becerikli olmadığım için yazımı burada noktalıyorum. Eklemek istediğim tek şey Maria Puder'in ölümüne sebep olmasa da, doğururken ölmesine sebep olan eski zamanlarda bir kulüpten sebepsiz yere mantosuz çıkıp hastalanması aynı Raif Efendi'nin bir gece ansızın dışarı çıkıp hastalanarak ölmesine benziyor. Ne diyelim efendim mukadderat böyle imiş!
