"Çoğu bir nebze olsun yetenekleri ölçüsünde bir hayat kurabilmek
için, artık çok geç oluncaya kadar beklemedi mi? Büyük başarı tanrısını
kovalarken, gençlik rüyalarını yitirmediler mi? Şimdi bu beylerin çoğu
yabani nergislere gübre oldu. Yine de çocuklar, iyice yaklaşırsanız
fısıltılarım duyabilirsiniz. Haydi bakalım eğilin", diye buyurdu. "Haydi.
Duyabiliyor musunuz?" Çocuklar sessizdi, bazıları çekingence
resimlere doğru eğilmişti. 'Carpe Diem", diye fısıldadı kuvvetli bir
tonla, "Bugünü yaşa. Yaşamınızın olağandışı olmasını sağlayın."
"Kopar goncaları henüz vakit varken bugün," diye yineledi
Keating. "Bu duygu Latince’de Carpe Diem ile ifade edilir. Bunun
anlamını bilen var mı aranızda?"
"Carpe Diem, 'Bugünü yaşa' demektir", diye yanıtladı Latince öğrencisi
Meeks.
Dramatik bir şekilde masasının üstüne sıçrayarak sınıfa döndü. "Hey
Kaptan! Bizim Kaptan diye sıraladı hızla, sonra gözlerini sınıfta
gezdirerek, "Bunun kimin dizeleri olduğunu bilen var mı? Kimse yok
mu?" Kimse parmak kaldırmıyordu. "Bu dizeler, genç öğrencilerim," dedi sabırla "Walt Whitman adlı bir ozan tarafından Abraham Lincoln için yazılmış.
Bu sınıfta bana ya Bay Keating ya da 'Hey Kaptan! Bizim Kaptan!' diye
seslenebilirsiniz."
Yaşlı adam saygı dolu alkışlar arasında, yavaşça öne doğru ilerledi.
Gaydacı platformun bir köşesindeki yerini alırken, sancaklarında
"Gelenek", "Onur", "Disiplin" ve "Yetkinlik" sözcükleri yazdı dört genç
seyirciler arasındaki yerlerine oturdular.
"R., bir ölümü ve ölümsüz
aşkı hissetti: ruhunda sanki bir kabuk kırıldı ve adam görünmeyeni, uzaklardaki bir müziği hatırlarcasına,
cisimsellikten yoksun ve tutkuyla düşündü."