Elo

"Kadın Nedir?" belgeselinin yapımcısı Matt Walsh'ın özellikle dikkat çektiği, spor müsabakalarında artık trans kadınlar ile kadınların birbirleriyle aynı kategoride yarışabilmesinin,sonuçları trans kadınlar lehine ciddi şekilde etkilediği gerçeği çok çarpıcıdır.
Sayfa 161
Reklam
LGBTQIA SAPKINLIKLARININ DOĞUŞTAN GELEN YÖNELİM OLDUĞUNU ÇÜRÜTEN ARAŞTIRMA
Ağustos 2019'da, uluslararası bir bilim ekibi, cinsel yönelimin biyolojik belirleyicileri üzerine bugüne kadarki en büyük araştırmayı yayınladı. Genetikçi Andrea Ganna liderliğindeki bir grup, UK Biobank ve 23andMe'den alınan verilerden derlenen yaklaşık 500.000 kişilik bir örneklemden yola çıkarak cinselliğin doğası ve kökenleri hakkındaki güncel bakış açısını teste tâbi tuttu. Genom çapında bir ilişkilendirme çalışması (GWAS)kullanarak genler arası doğrudan bir ilişki yerine, kaç farklı genetik materyal parçasının cinsel davranışa katkıda bulunabileceğini inceledi. Yani Ganna ve ekibi, "tekil eşcinsel gen" tezini terk edip (çünkü böyle bir gen yoktu) çok sayıda Tek Nükleotid Polimorfizmi'nin (kısaca SNP'lerin) arzuya nasıl bir yön verdiğini gözlemledi. Karşı cins davranışlara kadar izlenebilecek tüm SNP'leri hesaba kattıktan sonra, buldukları genetik katkının (%8-25) varyansını açıklayan yalnızca beş ayrı SNP'nin gerçek yerini fark ettiler, bu SNP'ler cinsel davranıştaki varyasyonun %1'inden daha azını açıklayabilirdi. Bu nedenle sonuçlar, herhangi bir bireyin cinsel yönelimini genetik olarak değerlendirmek için temelde hiçbir öngörü gücü sağlamadı. Yani üçüncü bir cinsiyet ihtimali olmadığı gibi, bir kişinin mevcut cinsiyetine uyumsuz davranışlar veya yönelimler sergilemesine sebep olabilecek genetik bir katkının da olmadığı ortaya çıktı. Böylece Born That Way ("Böyle Doğdun") miti, çoktan tarihe karıştı.
Ağustos 2019'da, uluslararası bir bilim ekibi, cinsel yönelimin biyolojik belirleyicileri üzerine bugüne kadarki en büyük araştırmayı yayınladı. Genetikçi Andrea Ganna liderliğindeki bir grup, UK Biobank ve 23andMe'den alınan verilerden derlenen yaklaşık 500.000 kişilik bir örneklemden yola çıkarak cinselliğin doğası ve kökenleri hakkındaki güncel bakış açısını teste tâbi tuttu. Genom çapında bir ilişkilendirme çalışması (GWAS)kullanarak genler arası doğrudan bir ilişki yerine, kaç farklı genetik materyal parçasının cinsel davranışa katkıda bulunabileceğini inceledi. Yani Ganna ve ekibi, "tekil eşcinsel gen" tezini terk edip (çünkü böyle bir gen yoktu) çok sayıda Tek Nükleotid Polimorfizmi'nin (kısaca SNP'lerin) arzuya nasıl bir yön verdiğini gözlemledi. Karşı cins davranışlara kadar izlenebilecek tüm SNP'leri hesaba kattıktan sonra, buldukları genetik katkının (%8-25) varyansını açıklayan yalnızca beş ayrı SNP'nin gerçek yerini fark ettiler, bu SNP'ler cinsel davranıştaki varyasyonun %1'inden daha azını açıklayabilirdi. Bu nedenle sonuçlar, herhangi bir bireyin cinsel yönelimini genetik olarak değerlendirmek için temelde hiçbir öngörü gücü sağlamadı. Yani üçüncü bir cinsiyet ihtimali olmadığı gibi, bir kişinin mevcut cinsiyetine uyumsuz davranışlar veya yönelimler sergilemesine sebep olabilecek genetik bir katkının da olmadığı ortaya çıktı. Böylece Born That Way ("Böyle Doğdun") miti, çoktan tarihe karıştı.
Sayfa 159

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Peki, bunun sonunda nasıl gençler ortaya çıkacak? Gözlemler, eleştiri kabul etmeyen, çabuk incinen, son derece alıngan, sorumluluk taşımayan bir neslin ortaya çıktığını gösterdi." Terbiye ortadan kaldırılınca "özsaygı" kazandıralım derken erken yaşta gebe kalan, suç işlemeye, alkolizme, uyuşturucu kullanmaya yönelen ya da bedelini ödemeden maddi manevi her şeye sahip olma hakkına sahip olduğunu düşünen bir nesil doğdu.
Ve nitekim böyle de oldu; kendimiz fikir üretmek yerine nakil (aktarım) ve taklit (kopyalama) hastalığına tutulmuş biz pedagog, psikolog ve psikiyatristler, âdeta hiç sağduyumuz, vicdanımız, geleneksel birikimimiz yokmuş gibi, bize danışan insanlara, “Çocuğu zorlamayın, üstüne varmayın, bırakın kendi seçsin!, doğruları kendi bulsun, renkler ve zevkler tartışılmaz, yeter ki azmet; istediğin her şeyi olabilirsin, hayallerinden asla vazgeçme, bu beden senindir istediğin gibi kullan, başkalarının ne dediğine aldırma, önemli olan öz saygındır, "Toplum içinde nasıl davransam?' diye mi endişeleniyorsunuz? Sadece kendiniz olun, herkesin bir doğrusu vardır." gibi safsataları papağan gibi tekrarladık. Bu bencil, serseri varoluş tarzı her yerde yüceltildi; mesela Frank Sinatra'nın "My Way" şarkısı bu kitabın yazarının bile içini hâlâ özlemle yakar... Peki ya benim yolum rezillik olmuş ise? Burada da cevap yine hazırdır: "Varoluşun bütün sokaklarına girmeden varolmanın ne olduğunu bilemezsin."
Reklam
428 öğeden 46 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.