Son yılların popüler deyimiyle; ‘’Başıma bir şey gelmeyecekse’’ bu romanı çok da beğenmedim. Biraz sıkıcı buldum. Saatleri Ayarlama Enstitüsü romanından sonra beklentim farklıydı galiba. Benzer olan ise Ahmet Hamdi Tanpınar’ın, doğu ve batı arasında kalmışlığımızı tarifiydi.
Sanırım şu cümleler bu durumun en iyi özeti olabilir; ‘’Wagner’i, Debussy’i dinleyip, Mahur Beste’yi yaşamak, işte bizim talihimiz bu.’’ Bu romanda sanata, aşka, hayata, felsefeye dair gayet iyi çıkarımlar var elbette. Bol bol Boğaziçi ve İstanbul’un o dönemki tasvirini ve güzelliklerini okuyoruz. Ayrıca yazarımız müthiş musiki bilgisine sahip ve sık sık bahsetmiş bundan. Kısacası tavsiye eder miyim? Hayır.