...
Akşamları gelir incir kuşları,
Konarlar bahçemin incirlerine.
Kiminin rengi ak kiminin sarı.
Ah beni vursalar bir kuş yerine.
Akşamları gelir incir kuşları.
...
...
Ellerin, ellerin ve parmakların
Bir nar çiçeğini eziyor gibi.
Ellerinden belli olur bir kadın,
Denizin dibinde geziyor gibi.
Ellerim, ellerin ve parmakların.
...
...Mutluluk saydığımız şeylerin, sıradan isteklerimizin peşinde koşarken yaşam bize neler kaybettirmiyordu ki! Örneğin kendisi kırkına merdiven dayadığı bir yaşta sıradan bir profesör olmuş, ölgün, can sıkıcı, zor anlaşılır bir dille, üstelik başkalarının düşüncelerini öğrencilerine aktarmak zorunda kalmış, kısacası orta karar bir bilim adamı sıfatını kazanmak için tam on beş yıl dirsek çürütmüş, gecesini gündüzüne katıp çalışmış, ağır bir ruhsal hastalığa göğüs germiş, başından başarısız bir evlilik geçmiş, bir sürü haksızlıklar, saçmalıklar yaparak yıllarını harcamıştı. Şimdi bunları aklına getirdikçe tüm neşesi kaçıyordu. Kendisinin orta yetenekte biri olduğunu anladığı için yazgısına razıydı artık. Çünkü bundan başka çıkış yolu yoktu, her insan neyse olduğu kadar yetinmek zorundaydı...
...Kara keşiş, Korvin'in yüzüne tatlı tatlı bakarak, sitemle, "Sözlerime niçin inanmadın?" dedi. " O zaman senin dahi olduğunu söylediğimde bana inansaydın son 2 yılını böyle üzüntü içinde, boşu boşuna harcamazdın."
Korvin bir dahi, Tanrının seçkin kulu olduğuna yeniden inandı...
.., insanoğlu akılca ve ahlakça gelişip yükseldikçe daha bir özgürleşir, yaşamdan alacağı zevk artar. Sokrates, Diyojen, Markus Aurelius elem nedir bilmezlerdi, onlar yalnız sevinç duyarlardı...