Şuan gerçekten iyi hissetmiyorum. İçimdeki burukluğun sebebini bilmiyorum. Bir yanım etrafı dağıtmak isterken diğer yanım sadece bağıra bağıra ağlamak. Beterin beteri var dediklerinde çok haklılar. Beter gecenin daha beter gecesi varmış. Ne hissettiğimi bilmiyorum, ne istediğimi bilmiyorum hayatım boyunca arada kalmışlığı ensemde hissettim hep. Ne beyaz kadar temiz ne siyah kadar kirliyim. Grinin en masum hali olur mu? İnan bana kime nasıl davranacağımı ya da ne diceğimi bilmiyorum. Şuan düşmanım bile olsa yanımda otur yanıma iki dakika ağlıyayım yanında diyebilirim, Şu arafımı yerin dibine gömmek istiyorum. Bence boşuna artık bu yalvarış. Ben yerimde debelendiğimle kaldım, her seferinde canımdan can gidişiyle kutladım kaybettiğim herşeyi.
Dünyada sevdiğim çok az kişi var. Bazen bir insanı çok iyi tanıdığımı sanıyorum. Ama yanılıyorum. Bir insanı tanımak için bazen beş yıl bile yetmeyebilir. Veya o insanı tanırım. Ama yıllar sonra tanımadığımı anlarım. Belki de nedeni o insanın yıllar sonra değişmesidir.
Ben bir şey anlatacaktım kime anlatacaktım Ben bir yere gidecektim nereye gidecektim Biri vardı yanımdaydı, kimdi o Bana bir şeyler söylemişti neler demişti.
Yersiz kederin, aptalca mutluluğun, açgözlü şehvetin, dalkavukça ilişkinin yaşamından ne kadar çok çaldığını, sende sana ait ne kadar az şey kaldığını yeniden düşün, göreceksin ki vaktinden önce ölüyorsun.
"Yatağımın karşısında bir pencere var. Odanın duvarları bomboş. Nasıl yaşadım on yıl bu evde? Bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden? Ben ne yaptım? Kimse de uyarmadı beni. İşte sonunda anlamsız biri oldum. İşte sonum geldi. Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım."