Hepimiz toplumun bize biçtiği değer yargılarına göre hareket ederiz, hepimiz toplumun yansımasıyız.Peki ya öyle olmasaydık? "Yabancı" kitabında yazar tam olarak bunu sorguluyor.Romanın baş kahramanı Mersault,annesinin ölüm haberini alınca onun cenazesi için bakım evine gider.Mersault o kadar rahat, o kadar duyarsız bir şekilde davranır ki bu durum cenazeye katılanların da dikkatini çeker.Annesinin arkadaşları bile üzüntüden kahrolurken Mersault bir damla bile göz yaşı dökmez.Hatta o kadar ileri gider ki bu durum hicbir şey olmamış gibi ertesi gün kız arkadaşı ile komedi filmine gider,eğlenir, denize girer.Bu durum çevresindeki insanların çok dikkatini çeker.Mersault'un bir Arabı öldürmesi üzerine mahkemede tüm bu davranışları onun aleyhine kullanılır.Baş kahraman o kadar vurdumduymaz davranır ki avukatı bile onun susmasını,yerine kendisinin konuşmasını ister.Öldürdüğün için pişman mısın sorusuna bile hayır der.Sonunda Mersault adam öldürdüğü için değil, her konuda vurdumduymaz davrandığı için giyotine mahkum edilir.Kitapta ilgimi çeken nokta, kahramanın bu tavırlarına rağmen hiç kimse bir doktor muayenesinden ya da bir psikiyatri muayenesinden geçirilmesini talep etmez.Adamı o davranışları ile yargılarlar.Romanı okurken zaman zaman kahramanın ilginç düşüncelerini mantıklı buldum.Ancak toplumun değer yargılarına aykırı rahatlığı da şaşırtmadı desem yalan olur.Victor Hugo'nun "Bir İdam Mahkumunun Son Günü" adlı kitabı ile çok ortak yanı var kitabın.Hayatın anlamını sorgulatıyor aynı zamanda size.Okumanızı tavsiye ederim