Bir Fransız kuyruklu mermi parçasının ayağını kopardığı askeri unutamıyorum; güneş batarken daracık siperde kanlı bir çadır bezine sarılı olarak önümden taşınırken geçti. Mükemmmel şekilde görevini yapan bu genç askerin kaybedilmesinin verdiği acı beni derinden etkilemişti. Ona cesaret vermek için elini tutuyorum. O ise bana "Teğmenim, o kadar kötü değil, tahta bacak sorun olmazsa hemen bölüğe geri döneceğim." diyor. Kahraman asker bir daha güneşin doğuşunu göremiyor; sahra hastanesine giderken yolda ölüyor. Onun görev anlayışı bölüğün ruhunu yansıtıyordu.
Silahaları parça parça olmuş düşman topçu alayını görünce görünce Hitler bana sordu:
" Pike bombardıman uçaklarımız mı yaptı bunu?" Ben hemen karşılık verdim: " Hayır, tanklarımız!" dedim. Hayretler içinde kaldı.
"Savaşta ancak sade ve basit olan şeyler bizi başarıya götürür. Süvari Kolordusu'nun Karargâhını ziyaret ettim. Orada gördüklerimin hiçbiri ne sade ne de basitti."