Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Fatma Akalan

Fatma Akalan
@Fatma_________
Düşüncelerinin arasında sıkışıp kalmış biri...
Bilincinize getirmediğiniz her şey, karşınıza kader olarak çıkar. Carl Jung
Reklam
Acı bizi şaşkına çevirdiği zaman kendimize şu soruyu sormalıyız: Ben kimin duygularını yaşıyorum?
Ebeveynlerinizin oldukları kişiden farklı olacaklarını beklememeniz önemlidir, değişim sizin içinizde gerçekleşecektir. İlişki dinamikleri aynı kalabilir ancak sizin bakış açınız farklı olacaktır. Bu, hiç düşünmeden kendinizi hareket halindeki bir trenin önüne atmakla değil, daha çok yolculuğunuz için en iyi rotayı seçmekle ilgilidir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Hayat bizi geçmişte çözümlenmemiş bir şeyle geleceğe gönderir.”
Bilinçaltı duyulmak için ısrar eder, tekrarlar ve bir bakıma kapıyı kırar. -Annie Rogers,The Unsayable
Reklam
"Birlikte ateşlenen nöronlar, birlikte bağlanırlar."
Travma çok önce gerçekleştiği için genellikle bizim bilinçli farkındalığımızın ötesinde bir yerlerde saklı kalmış haldedir. Bir sorun olduğunu biliriz ancak "ne olduğu"yla ilgili kısmını anımsayamayız, tanımlayamayız. Bunun yerine kendimizde sorun olduğunu zannederiz, içimizde bir şeyin "bozuk veya eksik" olduğu kanısına varırız.
Yalnız, çaresiz ve mahvolmuş kelimeleri ve bunlara eşlik eden duygular beni yanlış yola saptırma gücünü sonunda kaybediyordu. Bana yeni bir hayat veriliyordu ve anne-babamla yenilenen ilişkim bunun önemli bir parçasıydı.
Delilik kendini yitirmekse, ben işte tam bu halde değil miyim? Kim olduklarını bilmediğim farklı yargıları benimsemiş sesler içimde kavgaya tutuşmuş, ben hangisiyim? Kafamdaki bu karmaşayı çözemiyorum. Çözemedikçe dış dünya ile daha da baş edemez duruma geliyorum. Yaşamım gürültülü bir kör kuyunun içinde, bu seslerle her gün daha da derine kaymaktan ibaret.
“Düşünmüyorsun , düşüyorsun. Düşündüğünü zannediyorsun, ama sadece yoklukta biraz daha irtifa kaybediyorsun. Çıkabilmek için sözüm ona düşündükçe her gün biraz daha nefessiz, boğuluyorsun. Sen düşünmüyorsun. Düşünmek var olabilmek ile olur ancak. Sen var mısın?”
Reklam
Hiç korkmamış olsaydım keşke. Hiçbir korkuyu tatmamış olsaydı bilincim ve bedenim. Korunmaya ve savunmaya gerek duymasaydım. Korkuyu bilmeyen canımın istediği gibi davranıp, korkuyu bilmeyen canımın istediği gibi konuşsaydım. Gerçekten nefes alabilseydim her an. Gerçekten yaşayabilseydim. Ben olsaydım sadece, en doğal halimle. Gerçekte yaşayabilseydim keşke. Öyle uyansaydım her sabah; öyle tat alsaydım, öyle dokunsaydım, öyle koklasaydım tüm kokuları, öyle duysaydım sesleri... Öylece kendime özgürlüğümle, özgünlüğümle olsaydım bu dünyada, bu rüyada. Kendine özgü, özgün ve özgür. Var olsaydım olabilir miyim? Keşke...
Bir kız çocuğunun babasına duyduğu sevgi; değişmez, dayanılmaz ama bozulmaz.
Kırık bir kalp, savaşta da barıştaki kadar can yakar.
Kendini bir buz parçası gibi hissediyordu: narin ve kırılmış. Zihni onu ele geçirmek isteyen uyuşukluk hâliyle savaşıyordu.
Aynı derinlikte olmadığın, aynı yollardan geçip yoğrulmadığın birine kalbini anlamıyor diye gücenmek aynı manada anlamsız işte kızım. Senin seslendiğin yerde değil diye, seni duymuyor, anlamıyor diye kızabilir misin? Kızma.
78 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.