Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Feyza Tuna

Feyza Tuna
@Feyzatuna00
Öğrenci
Konya
7 Temmuz
18 okur puanı
Şubat 2020 tarihinde katıldı
Beyin acıyı tıpkı korkunç bir diş ağrısı gibi algılar ama acının kaynağını bulamaz. Bu yüzden de onu bedeninin her yerinde hissedersin. Acıktığında ve susadığında beyninin hangi bölgesi çalışıyorsa aşık olduğun zaman da o bölgesi çalışır. Sevdiğin insan seni terk ettiği zaman onu, tıpkı acıktığın ve susadığın zamanlardaki gibi istersin. Uyuşturucudan kurtulmaya çalışırken yaşadığın çekilme hissine benzer bir his yaşarsın. Bunun kulağa çok şiirsel, abartılı veya dramatik geldiğinin farkındayım ama değil. Kalp kırıklığı, tıpkı aşk gibi, bilimsel bir şeydir. Bu yüzden 'Şu an yaralısın ama iyileşeceksin,' diyorsam bana güven."
Sayfa 343Kitabı okudu
Reklam
"Çocukluğundan beri seni 'aşk sabırdır, aşk nezakettir' saçmalıklarıyla zehirlemişler. Ama aşk bilimsel bir şeydir, adamım. Yani yalnızca beyinde olup biten kimyasal bir reaksiyondur. Bazen bu reaksiyon kendini defalarca kez tekrar ederek yaşam boyu sürer, bazen de sürmez. Bazen de zirveye ulaştıktan sonra bir düşüşe geçer. Her birimiz kimyasal kalpleriz. Peki bu, aşkı daha değersiz mi kılar? Sanmıyorum.
Sayfa 341Kitabı okudu
Aslında şu an istediğim şey insanların bizi birlikte görmeleri, yüzlerindeki o sinsi gülümsemelerle aramızda arkadaşlıktan daha fazla şey olduğunu ima etmeleriydi. İlişkimizin bizim dışımızdaki kişilerce onaylanmasını bekliyordum. Sanki ne kadar fazla kişi bilirse, Grace'in yanımda kalmak için o kadar fazla sebebi olurdu. Schrödinger'in Kedisi gibi bir ilişkiydi. Birileri tarafından gözlemlenmediği için ne ölüydü ne de diri. Belki de birilerinin bizi fark etmemesi daha iyiydi. Çünkü birileri tarafından fark edilmek her zaman ölüm riskini de beraberinde getiriyordu. Bunun tehlikeli olduğunu biliyordum. Her şeyden evvel, eğer aramızdaki şeyi bilmezlerse işler yolunda gitmediği zaman bunu da bilmeyeceklerdi. Böylece kimse ne kadar acı çektiğimin de farkında olmazdı. Fakat her şeye rağmen bu, oynamak istediğim bir kumardı.
Sayfa 222Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Birisinden hoşlanmak çok karmaşık, çok zor. Beynin hiç durmadan bir şeyler üretiyor, zihninin içindeki dişli çark, düşüncelerin artık yanana kadar durmadan çalışıyor. Sonra o ateş göğsüne sıçrıyor, oradan akciğerlerine. Kalbin bir köze dönüyor adeta. Sonra, alevlerin iskeletin haricinde her şeyi yaktığını düşündüğün o an, yananın yalnızca etin değil, kemiklerin de, hatta tüm yaşamın olduğunu anlıyorsun.
Sayfa 156Kitabı okudu
Şarkılara âşık olduğumuz gibi insanlara da âşık olunabileceğinin farkına daha önce hiç varmamıştım, Hani şarkıyı ilk dinlediğinizde, bu bilmediğiniz melodi sizin için hiçbir anlam ifade etmez ama kısa zaman içinde hücrelerinizin içinde dolaşan bir senfoniye dönüşür ya... Damarlarınızda dolaşan bir ilâhi, ruhunuza işlemiş bir armoni gibi...
Sayfa 123Kitabı okudu
Reklam
"Yani öldüğümüzde, hayatımız boyunca hissettiğimiz acılara, utanca, acıya ve kalp kırıklarına rağmen bir hiçliğin içinde yok olacağız. Eninde sonunda boş bir sayfa göreceğimi bilmek bana kendimi cesur hissettiriyor. Sana, istediğini yapman için kısa süreliğine bir farkındalık veriliyor, sonra da elinden alınıp yeniden kâinata gönderiliyor. Dindar biri değilim ama büyük ölçekte bakıldığında bunun bir tür kefaret olduğunu düşünüyorum. Unutulmak korkunç değil. Bu bir bakıma günahlarının bağışlanması anlamına geliyor."
"Gökyüzüne bak Henry. Gökyüzüne bak. Gerçekten yaşamlarımızın saçma rastlantılardan daha fazlası olduğuna mı inanıyorsun? Bir toz ve gaz bulutu gezegenimizi oluşturdu, kimyasal bir reaksiyon yaşamı meydana getirdi ve sonra da mağaralarda yaşayan atalarımız birbirleriyle seviştikten sonra korkunç ölümlerle yaşama veda mi etti? Kâinat, insanların görmek istediği gibi büyülü bir yer değil. İnanılmayacak kadar güzel ama ortada büyülü bir şey yok. Yalnızca bilim var."
Asla, uykuya dalarken bile olsa artık beni hiçbir şey şaşırtamaz demeyeceğim böbürlenerek. Hayır. Bir yıl geçti, yeni bir yıl daha geçecek ve bu da geçen yıl gibi bir yığın sürprizle dolu olacak. Demek ki öğrenmeye boyun eğmek gerekiyormuş.
"İnanç yoksunu olduğumuz iddia edilemez. Sadece yaşıyor olmamız bile, tüketilmeyecek bir inanç değeridir." "Neresindeymiş bunun inanç değeri? Yaşamamak elde değil ki!" "İşte inancın insanı çıldırtacak kadar gücü, bu 'elde değil ki' dedir, bu olumsuzlamada açığa vurur kendini."
Sayfa 109Kitabı okudu
Reklam
Dünyanın acılarından uzak tutabilirsin kendini, bu sana kalmış olup doğana uyar, ama tam olarak bu uzak duruş belki kaçınabileceğin yegâne acıdır.
Sayfa 103Kitabı okudu
Giyotin gibi bir inanç, onun kadar ağır, onun kadar hafif.
Sanatımız gerçeğin ortaya koyduğu bir göz kamaşmasıdır:Geri çekilen ucube maskeye vuran ışıktır gerçek, başka bir şey değil.
"Sein" sözcüğü Almancada iki anlama gelir: "Var olmak" ve "Onun olmak".
Bu dünya için kendini paralaman gülünç.
74 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.