Nur Şahin

Nur Şahin
@Ft95
285 syf.
·
Puan vermedi
İyi akşamlar, Bitireli uzun zaman olmasına rağmen incelemeyi yazmak için ancak uygun bir zaman bulabildim. Kusuruma bakmayın. Lütfi Bergen bu kitapta Farabi'nin şehir yapısını kullanıyor. Bu birazda İbn haldu'nun bedevi hadari yapısına ters bir yaklaşım. Şehirlerin de ihtiyaçlara göre eklemlenerek büyümesi olarak görülebilir. Birbirimizin ihtiyaçlarına karşılık olarak şehri inşa etmemiz gerektiği düşüncesi. Kitaptaki benim ilgimi çeken en önemli hususlardan biri medeniyet kavramı üzerine tartışması oldu. Burada Ahmet Karaçavuş'un Temeddün adlı makalesinden yararlanması daha iyi olurdu tabi. Esasen düşüncelerinde pekte farklı bir şey göremedim. Osmanlı'da gördüğümüz yapının özlemi gibi duruyor daha çok. Yine de okunsa gençlik açısından ufuk açıcı olur diye düşünüyorum.
Şehir Sünnettir
Şehir SünnettirLütfi Bergen · Hitabevi Yayınları · 201626 okunma
Reklam
208 syf.
·
Puan vermedi
Çok okunan kitaplardan bir tane daha. En azından vahlanma durumu çok yok. Yani şehirlerin yolları, binaları şunları bunları çok eleştirilmedi. Diğer popüler şehir yazılarına göre daha benlik bir kitap. Özellikle şehrin ya da özelde mekanın insanla bağlantılı, hatta insanla özdeş halde tasavvur edilmesi hoşuma gitti. Bu biraz da bana Haldun'un devlet nazariyesini hatırlattı. Ancak burada doğar, büyür vs.den ziyade duygusal bir bağ da var. Şehir sizin ya da toplumun tamamen yansıması oluyor. Sizin çeşitliliğiniz, ihtiyaçlarınız, değerleriniz şehirle kimlikleşiyor. Bu kimlik sizden sonrakileri de şüphesiz bağlıyor. Kitapta bu konu diğer toplumlarla karşılaştırmalı olarak yer alıyor. Yazar eleştirilerini, düşüncelerini güzel bir şekilde ele almıştır. Açıkçası ilginizi çekebilecek ve farklılık yaratabilecek bir kitap olduğunu düşünüyorum. Saygılarımla...
İçimde Avm Var!
İçimde Avm Var!Sadettin Ökten · Tuti Kitap · 2015398 okunma
337 syf.
·
Puan vermedi
İyi akşamlar, bir yandan Portekiz-Türkiye maçını izleyip bir yandan da kitabın son sayfalarını okumak üzücü oldu. Ancak bu kitap bu akşamın hakkıydı. Ne yazık ki maç 3-1. Müthiş bir penaltıyı kaçırmış olmamız da cabası. Üzüntümüzü bir kenara bırakıp Leo'nun mutlu sonuna yelken açalım. Amin Maalouf'un eserleri, roman türü bakımından en sevdiğim eserler. Özellikle Doğu'nun Limanlarını ayrı bir köşeye koymak isterim. Bu kitapta güzeldi. Tarihteki birçok şahsiyeti kitapta bu şekilde görmek çok hoşuma gitti. Luther, Cellini, Medici ailesi, Giovanni, Kanuni vb. Tabi Türkler hakkında yazılanları bir kenara bırakmak lazım. Kitapta anlatılan şekilde de bir anlamı var şüphesiz. Başka bir gözle bakmış oluyorsunuz. Kitapta Leo ile birlikte yabancı kavramı dikkat çekiciydi. Ortaçağ'da bir yerden bir yere gitmek ve orada yaşamaya çalışmak bu yabancı kavramından dolayı çok zordur. Nitekim bu zorluğu kitapta görüyoruz. Tezkerelerden tutunda hep bir güvence aramaya kadar. Diğer bir dikkat çekici özellik elçiliği akrabasından miras alsada elçi olmak Leo'nun kanında mevcut. Tarafsızlığı, sabrı, öğrenmeye olan açlığı vb. Genel olarak ben beğendim. Tavsiye de ederim. Amin Maalouf yine döktürmüş diyerek cümlelerimi sonlandırayım. Saygılarımla...
Afrikalı Leo
Afrikalı LeoAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 200714,2bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
219 syf.
·
Puan vermedi
Bu kitabı okurken Francis Fukuyama, Huntington, Toynbee, İbn Haldun vb. birçok önemli kişilerin ismini sıkça göreceksiniz. Bazıları eleştirilmiş bazıları ise teori ispatı olarak alıntılanmıştır. Özellikle Fukuyama ve Huntington'a yaptığı eleştirileri çok değerli ve haklı buldum. Fukuyama'nın çizgisel tarih anlayışıyla Batı Medeniyeti'ni tarihin sonu olarak ele alması ve Huntington'un Batı merkezli medeniyet anlayışı sağlam şekilde eleştirilmiştir. Ayrıca bu gibi eserlerin sadece popülerliğinin olduğunun klasik eserler içinde yer alabilecek nitelikte olmadıklarının da altı silik kalemle çizilmiş. Keşke Medeniyetler Çatışması ile Tarihin Sonu'nu okumadan önce bu kitabı okusaydım diye düşünmeden edemedim. Bunun dışında Davutoğlu'nun ortaya koyduğu ben idraki teorisi ve bunu destekleyen örnekleri kitabı okurken hayranlık duymama sebep oldu. Kitap genel olarak hayran kalarak okuduğum bir kitap oldu. Fikirsel tartışmaların yapıldığı kitaplara ilgi duyuyorsanız kesinlikle kaçırmamanız gereken bir kitap olduğunu söyleyebilirim.
Medeniyetlerin Ben İdraki
Medeniyetlerin Ben İdrakiAhmet Davutoğlu · Küre Yayınları · 201841 okunma
56 syf.
·
Puan vermedi
İyi günler... Schopenhauer Alman bir filozoftur. Bu kitapta insanoğlunun ilk zamanlarından beri yaşadığı aşkı metafizik bağlamında ele almak oldu. En son cümlelerinde bunu tanımlayacak kavramlara sahip olunmadığını ulaşılamaz bir nokta olan Nirvana noktası olarak görülebileceğini söylemektedir. Esasen aşkı türün çıkarı bağlamında ele alır. Amaç bir birey ortaya çıkarmaktır senin bu aşktan elde edeceğin bireysel çıkarının hiçbir önemi yoktur. Yine erkek ve kadın arasındaki uyumadan da uzun uzun bahsederek doğrusunun nasıl olması gerektiğini söyler tabi bunda da türün çıkarının ön planda tutulduğu unutulmamalı. Genel olarak birçok noktaya katılmasanız da rahatça okuyabileceğiniz bir kitap.
Aşkın Metafiziği
Aşkın MetafiziğiArthur Schopenhauer · Zeplin Kitap Yayınları · 201913,2bin okunma
Reklam
311 syf.
·
Puan vermedi
İyi günler... Bu kitabı benim açımdan önemli kılan şey yazarın şahit olduğu kişilerin yazar tarafından kaleme alınmasıdır. Bu hayatları kaleme alırken halk ağzını yerinde kullanması, betimlemelerde bulunması ister istemez kişilerle birlikte sizi o zamana o mekana çekiyor. Aktar Musa Efendi'nin, Deli Bekir'in Bodur'un, Kız Ali'nin ve daha nicesinin evine ve iç dünyasına konuk oluyorsunuz. Savaştan sonraki değişimin insanlardaki etkisi her hikayenin vazgeçilmezi oldu diyebilirim. Özelliklede yaşı geçen kişilerin o çağa artık ayak uyduramadıkları hüzünlü bir vurgu olarak kaldı bende. Burada kaleme alınan kişiler her ne kadar hepimizin az çok karşılaştığı sıradan insanlar olsa da yazar bu sıradanlığı yer yer kenara itmiş. Mesela Kız Ali'nin vefatında katil aranmasa da, ölümüne yetkililerce önem verilmese de yazar şöyle bir ifade kullanıyor: "Fakat tabutu Pazaryeri'ndeki musalla taşına konduğu gün önünde saf tutanların sayısı ayan cenazelerindekinden az değildi." Kitabın adınında Uzun Çarşının Uluları olması bununla bağlantılı olsa gerek. Kimilerine göre ulu olmayan gayet sıradan olan bu insanlar yazara göre uludurlar.
Uzun Çarşının Uluları
Uzun Çarşının UlularıMitat Enç · Ötüken Neşriyat · 2022345 okunma
320 syf.
·
Puan vermedi
Herkese iyi akşamlar. Umberto Eco, hepimizin iyi bildiği yazarlardan ve bence iyi yazarlardan da biri. Bu eserini yazmayı planladığım tezim için okudum. Teknik bir eser. Makale, tez ve kitap yazımlarında nispeten kullanabilirsiniz. Ancak makale için yayınlayacağınız derginin, kitap için yayınevinin, tez için de tez yazım klavuzlarını kullanacaksınız ama bu eser de belli konularda yardımcı olabilir. Özellikle son kısımdaki bir cümlesi çok hoşuma gitti. O da şudur: "Yeterli olmadığınız hissindeyseniz tezi sunmayın". Bu bize işin kendimizde bittiğini ve biz ne zaman bitti dersek tezimizin ancak o zaman bitebileceğini göstermektedir. Sanırım hazır hissetmek çok önemli. Bu size güven de verecektir. Sonuçta konunuz hakkında sizden çok şey bilen biri olmayacak. Siz o konunun ehli olacaksınız ;)
Tez Nasıl Yazılır?
Tez Nasıl Yazılır?Umberto Eco · Can Yayınları · 2018604 okunma
283 syf.
·
Puan vermedi
Bir İnsana Dokunmak
Oğuz Atay'la alakalı duyduğum bir cümle var ki ben de incelememe o cümleyle başlamak isterdim ancak Oğuz Atay'a hakkını teslim edememiş olmaktan korktum. O da, Oğuz Atay'ın tutunamayanlarına tutunamayan ben diye başlıyor. Okuduğum güzel ve nefis biyografilerden biriydi. Öyle ki Oğuz Atay, Mustafa İnan'ın hayatını ne de güzel kaleme almış dedim. Oğuz Atay'a imrenmedim değil. Belge çokluğu, tanıklar bu biyografi yazımında çok önemlidir ve Oğuz Atay bunu sağlamış görünüyor. Kitabı okurken İnşaat Mühendisliği bölümünde okuyan kardeşime sürekli Mustafa İnan'ı anlatıp durdum. Mukavemet ve mekanikle alakalı Mustafa İnan ne söylediyse ben de kardeşime onları söyledim. Harika bir şeydi. Benim uzun sürede okumuş olmam sizleri yanıltmasın. Tek solukta okunabilecek bir kitap eğer bu türü seviyorsanız. İyi günler dilerim...
Bir Bilim Adamının Romanı: Mustafa İnan
Bir Bilim Adamının Romanı: Mustafa İnanOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202016,9bin okunma
152 syf.
·
Puan vermedi
Bence her kitabın anlaşılması için belirli bir zaman vardır. Bu kitapta benim için böyle. İleride tekrar okuyacağımı hissediyorum. Anlaşılmaktan ziyade beni kendisine bağlayamadı ya da ben gerekli ilgiyi gösteremedim diyelim. Yani işinizin gücünüzün arasında bulduğunuz her vakitte okunacak değil de ona özel vakit ayrılarak okunacak bir kitap olduğu kanaatindeyim. Birçoklarınız bana katılmayabilir. Kitabın tamamını bir cümleyle özetleyecek olsaydım, ahmaklık, delilik ve bilgisizliğin mutluluk getirdiğini; yazar tarafından kutsal kitaptan, filozoflardan, din adamlarından toplanılan sözlerle kanıtlanmaya çalışıldığını söyleyebilirim.
Deliliğe Övgü
Deliliğe ÖvgüDesiderius Erasmus · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202111,5bin okunma
352 syf.
·
Puan vermedi
İyi akşamlar efenim... Öyle cümleler dolusu incele yapmayacağım bu sefer. Nezdimce tek cümle yeter: Nihal Atsız'ı tanımanın en güzel yoluydu bu kitabı okumak...
Ruh Adam
Ruh AdamHüseyin Nihal Atsız · Baysan Yayınları · 199226,7bin okunma
Reklam
405 syf.
4/10 puan verdi
·
Beğendi
Ahmet Arslan felsefe alanında değer verdiğim şahsiyetlerden biri. Kitaba hoşgörü kavramını tanımlayarak başlaması -uzunca bir tanım- hoşuma gitti. Din, siyaset, devlet sistemleri hakkında aşina olduğumuz düşünce adamlarının fikirlerinden müteşekkil bir eser inşa edilmiş. Sürekli soru sorup bu sorulara makul cevaplar verse de önemli olan şeyin cevap değilde soru olduğunu hissettirdi bana. Kitabın sonunda Kürtlerin durumuna değinerek milliyetçilik sorunsalına(buradan milliyetçiliğe karşı olduğum düşünülmesin.)karşı benim de düşündüğüm bir çözüm getirmiştir. Çözümü burada zikretmeyeceğim. Sebebi kitabın okunmasını istememdir. Felsefe ya da siyaset vb. alanlarla ilgileniyorsanız zevk alabileceğiniz bir kitap. Yine de kitaptan bir pasaj nakletmek isterim. "diğer halklarla çatışma içine girdiğinde kendisinden hiçbir zaman fedakarlık edilmemesi gereken tek hak, yaşama hakkıdır. Hiçbir hak bundan daha haklı değildir."
İslam, Demokrasi ve Türkiye
İslam, Demokrasi ve TürkiyeAhmet Arslan · Bigbang Yayınları · 201527 okunma
368 syf.
4/10 puan verdi
·
Beğendi
Zevk alamadığım ama sonunda hüzünlendiğim, az çok sonunu tahmin edebildiğim bir eserdi. Özellikle dönemin toplumunun zevk anlayışını yansıtması açısından önemlidir. Halit Ayarcı'ya gerçekten üzüldüm. Benim içinde inanç işe başlamada önemlidir. Nedense bu kitap izlediğim bir filmi anımsattı bana. En etkilendiğim cümle: "iş evvela zihniyet ve zaman telakkisidir". Kitabı özetleyen bir cümle olmuş. Okunmasını tavsiye ederim. Özellikle tarih okuyorsanız
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama EnstitüsüAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 201041,3bin okunma
78 syf.
5/10 puan verdi
"Güneşe arkanı dönersen ancak kendi gölgeni görürsün" Kitapta hem kelimelerin hem de insanların varoluşunu gördüm. Felsefi kitaplar kategorisine alabileceğim bir kitap. Çok kısa ve sürükleyici. Ermiş adlı kitabının devamı niteliğindedir. İçinde sanatsal verilere de yer verilmiş(resim). Kitapta en çok etkilendiğim yer ermişin bahçeyi terk ederken hiçbir müridinin durması için ona el uzatmayışıydı.
Ermişin Bahçesi
Ermişin BahçesiHalil Cibran · Öteki Yayınevi · 201714,6bin okunma