FyodorPavlovic
@FyodorPavlovic
Yaşam denen şey, ne kısa olabilir, ne uzun. Bir yaşamdır, işte o kadar!
Sartre
Estetik bütün ilimlerin en kalleşidir.
Kierkegaard
Heyecan bir inanç fenomenidir.
Sartre
İnsan insan için daima bir büyücüdür.
Sartre
Makine Mühendisi
Lisans
Ankara
Ankara, 25 Haziran 1989
334 okur puanı
Şubat 2019 tarihinde katıldı
Anlam kaynağı haline gelen bir insandan daha erotik bir şey yoktur
Sayfa 37
Başkaları acı içindeyken ben uyuyor muydum? Yarın uyandığımda ya da uyandığımı sandığımda, bugün olanlar hakkında ne söyleyeceğim?
Sayfa 127
İşsiz Johannes
Ruhu erotik aşkın belirsiz dokunuşlarında ne bulandı ne gevşedi. Çoğu genç kızın aşkı kararlı, enerjik ve dolu doluya tatmasına engel olan şeydir bu. Akıllarında bir ideal olarak kabul ettikleri belirsiz, puslu bir tablo var, gerçek nesneler buna göre sınanıyor. Böyle yarım yollu tedbirlerden ortaya öyle bir şey çıkıyor ki insan bunun yardımıyla yaşam yolunda ancak dindar Hristiyan rolünde ilerleyebilir. -Ve bu genç kızın ruhunda erotik aşk bir kere uyanınca, onu fark ediyor ve aşkın tüm nağmeleriyle onu çekip oradan dışarıya çıkarıyorum. İçinde nasıl bir şekil almış olduğunu saptıyorum, kendimi ona göre biçimlendiriyorum ve bu hikayenin çoktandır bir parçası olduğumdan, arzu kalbinden çağlayarak akıp geçiyor, ben de aynı öyle tekrar onu dışına çıkıp onu orada karşılıyorum, olabildiğine aldatıcı bir şekilde. Lakin bir genç kız nihayetinde yalnız bir kez aşık oluyor.
Sayfa 480 - Johannes
Okur Takip Önerileri
Bir genç kızın hafifliği yer çekimi kanunu ile alay eder.
Sayfa 428
Bir tek güzel değildir tutulduğum, bir bütündür; bir hayal tablosu geçer insanın önünden, orada bütün kadın silüetleri kendi aralarında yeniden biçimlenmiştir ve tüm bu hareketler bir şey aramaktadır, aradıkları görünmeyen bir resimdeki huzurdur.
Sayfa 427
Kafamın içi ihtiras fırtınalarıyla kabarmış bir deniz gibi uğulduyor.
Kendimi artık hiç tanıyamıyorum.
Sayfa 419
Bir genç kadının tabiiliği daha az, işvesi daha fazladır
Sayfa 419
Kuş vuralım istersen
Bütün insanlar sıkıcıdır. Tam da bu kelime bir sınıflandırma olasılığının göstergesidir. Sıkıcı kelimesi pekala da, başkalarının canını sıkan bir insanı tanımlayabileceği gibi, kendi canını sıkan birisini de tanımlayabilir. Başkalarının canını sıkanlar adamdır, sürüdür, ebediyen devam eden insan silsilesinin bir parçasıdır; kendi canını sıkanlarda seçilmiş olanlardır, asilzadelerdir. Ne şaşırtıcıdır ki, kendi canını sıkmayanlar genelde başkalarınınkini sıkar; halbuki kendi canını sıkanlar başkalarının eğlencesi olur. Canları sıkılmayanlar genel itibariyle hayatta şu veya bu şekilde bir şeyle meşgul olanlardır, lakin bunlar tam da bu nedenle en sıkıcı, en çekilmez olanlardır. Bu hayvan türü elbetteki erkeğin iştahının ve kadının arzusunun meyvesi değildir. Tüm alt sınıf hayvan türleri gibi, yüksek doğurganlığıyla tanınır ve inanılmaz bir şekilde çoğalır. Çok sayıda imal edilmesinin tercih edilmiş olabileceği muhtemel olan bu canlı türünün üretimi için doğanın dokuz aya ihtiyaç duyması da akıl almazdır.
Sayfa 378
İnsanın sosyal bir hayvan olduğundan bahsedilir durulur, temel olarak yırtıcı bir hayvandır, ki sadece dişlerine bakarak emin olunan bir şey değildir. Dolayısıyla sosyallik ve muaşeret üzerine süren gevezelikler kısmen kalıtsal bir ikiyüzlülük, kısmen içten pazarlıklı bir kalleşliktir.
Sayfa 377
Acemistanda ayaklanma olur, o zaman tahta yeni bir imparator oturtulur, bu daha önce de sık sık olan şey ve önceki imparator değer kaybeder. Hal böyle olursa benim fikrim, onu Türklere satmak. Onlar onun sırtından nasıl para kazanacağını elbet bilir.
Sayfa 376
Aradan bir yıl geçti ve bu süre içinde ben tam bir yıl yaşlandım.
Sayfa 327
Vesile daima tesadüfidir ve buradaki muazzam paradoks tesadüfi olanın, gerekli olan kadar mutlak suratte ve külliyen gerekli olmasıdır.
Sayfa 314
Bir genç kız oturuyor şurada, düşüncelere dalmış. Sevgilisi onu aldattı; bunun üzerinde tefekkür edilemez.
Sayfa 307
Yoksa yine mi amcalar
Ölümsüz hayatı umut eden bir fert, mevcut olandan feragat ettiği kadarıyla, tabii ki bir anlamda mutsuz bir kişiliktir, çünkü kendine karşı bu ümidinde proesentisk’tir ve dolayısıyla sonluluğa has moment’lerle çelişkiye düşmez.
Sayfa 300