Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gamze Kuş ‍️‍️

Gamze Kuş ‍️‍️
@Gammzzeee
Her daim kendin ol. Sen, seni anlayana mucizesin.
96 syf.
10/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Damıtılmış bir metin, bazı cümleleri akordiyon gibi..
..okurken beyninizde açılıyor ve kat yerlerinden toparlayana kadar bir taraftan okuduğunuz sonraki kısımlar boşluğa gidiyor* Genel olarak Dostoyevski hayranı olan, ‘Dvoynik’ kitabında şizofreniye katkısını ‘Karamazov Kardeşler’in’ ise her yanını öven Freud acaba Hidayet’in bu kitabını okusa psikozu nasıl bu kadar iyi kullandığını sorgular
Kör Baykuş
Kör BaykuşSadık Hidayet · Dorlion Yayınları · 202028,1bin okunma
Reklam
128 syf.
10/10 puan verdi
·
17 saatte okudu
Şu 128 sayfada olan duygu yoğunluğu.. Bir kitap düşünün başından sonuna kadar sizi ağlatıyor ama bittikten sonra da ağlatmaya devam ediyor yeter diyorsunuz sahi bu karakter nerede dokundu benim hayatıma? Belki de hepimizin hayatına (ben daha duygusal yaklaşmış olabilirim belki bu yüzdendir bilemiyorum) Kitap, bir hasta adamın yaşantısından bahsediyor ama kime göre neye göre hasta hatta ve hatta nasıl hasta? Çözemiyorsunuz ne oldu ne olacak sorularıyla savaşıyorsunuz. O kadar akıcı o kadar realist ki hayatınıza etki edebilecek güçte. Ölümle aslında ne kadar yakın olduğumuzu gösterip aynı zamanda pişmanlıklarımızı düzeltemeyeceğimiz gerçeğini tokat gibi yüzümüze çarpan bir kitap. Daha ne.. Her birimizin birbirinden yer yer kendinden bile sakladığı şeyler vardır işte bunlar bizim hayatımıza yön veren temel noktalardır. Hani diyor ya kitapta da : “İnsanı, ruhunu en çok kendi yalanları zayıflatır.” ama kendine söylediği yalanları. Tufan sanırım her duyguyu doğru yaşayın, verdiğiniz kararların sonucunu bilerek davranın diyor. Yoksa olabilecek enkazlardan büyük hasarlarla kendinizde kalkacak gücü bulamazsınız ama ne yaşanırsa yaşansın umut hep var olur, demek istiyor gibi. Bu kitabın gerçekliğiyle bağdaştırarak ben diyorum ki:Sanırım umut her zaman yok arkadaşlar. Kendimizi her zaman kandırmanın bir anlamı da yok. Her şeyi başarmak zorunda değiliz, her şeyi atlayabileceğimiz dönemler geçiremeyiz hayat bu ama onlarla başa çıkmayı öğrenmek bizim elimizde ben bunu daha fazla etkili olduğunu düşünüyorum. Asıl hayat gerçekleri görebildiğimiz onları kabul edebildiğimiz yerde hayat olmaya başlıyor. Kesinlikle okunmaya değer’
Hayal Meyal
Hayal MeyalTarık Tufan · Profil Yayınevi · 20165,5bin okunma
336 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Ağırlık, hafiflik, var olmak... Sadakatizlik, hayvan sevgisi, hesaplaşmalar, yaralara tuz basmalar, kalabalıklar içinde yalnızlaşmalar... Dokunmak, kendine, hayata, dünyaya dokunmak... İçini dökmek hatta dökememek ve kırık dökük o yola devam etmek.. aslında varolmanın dayanılmaz hafifliğini arınmışlığa bağlamak, herkes ve her şeyden bir arınmışlık işte. Her şeyiyle düşündüren ve yazarın hayatına bakınca aslında hayatıyla özdeşleştirip bizi bunlarla yüzleştiren aslında içimize yönelten bir kitap. Didaktizm meyilli aynı zamanda hüzün içinde doğruyu, yanlışı biricik olan hayatımızda bu seçimlerin etkilerini gösteriyor. Yer yer üzülsem yer yer gülsem de en çok içimi burkan Tereza’nın aslında güçsüz görünmüşken bunca şeye rağmen kalması onu benim gözümde en güçlü karakter yaptı. Canım Tereza.. (Konuya çok değinmeden spoiler vermeden yazıyorum) İsmine nazır dayanılmaz hafifliği arar kişi aslında en büyük ağırlıkları taşıyarak Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğinin Çekoslovakya’yı işgali üzerinde dört ana karakterin yaşamına sunan bir kitap. Kitaba kabaca bakıldığında: dört karakter, cinsellik, savaş, aşk görebilirsiniz ama bunun çok daha ötesi aslında harika betimlemeler harika akıcılık harika üslup.. böylesine bir kitabın incelemesini nasıl yaptım bilmiyorum ama ne desem de az kalır ki bunu okumadan bilemezsiniz. Son olarak sinemaya uyarlanmış ama filmiyle pek bağdaştıramadım film kesik kesik ve kitaba göre daha basit kalmış gibi her neyse kesinlikle ufkunuzu açacak ve sizi geliştirecek bir kitap olacaktır. İyi okumalar :)
Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği
Varolmanın Dayanılmaz HafifliğiMilan Kundera · Can Yayınları · 201910,4bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
106 syf.
10/10 puan verdi
·
5 saatte okudu
Ölümüyle yaşamın onurunu korumak=Sokrates’in Savunması
• Adil yargılanma nasıl m.ö. 5. yüzyılda bir hayalse şimdi de bir hayal değişmeyen tek şey bu sanırım. Okurken içimden yer yer acaba Sokrates bir peygamber miydi diye düşünüp durdum acaba gerçekten peygamber miydi? Her neyse Aslında hukukçular tarafından tarihin en eski savunması kabul edilen, alçakça yaşamaktansa onuruyla ölüme gitmeyi tercih eden ayrıca da Sokrates beyefendinin öbür dünya ve dini inancının ne kadar yüksek olduğunu çeşitli söylentilere göre tanrıtanımaz olmadığını gösteren, okuduğunuzda küçük çapta bir aydınlanma yaşayabileceğiniz harika bir konuşma.
Sokrates'in Savunması
Sokrates'in SavunmasıPlaton (Eflatun) · Bordo Siyah Yayınları · 201252,6bin okunma
60 syf.
8/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
*En çok içime dokunan şeyin bu öykünün sürgün zamanında yazılması ve aslında Dostoyevski'nin de yer yer hırsızlık yapmış olması hatta bunları kaleme almış olması. Dilinin naifliğinden ve psikolojik tahlillerinden konuşmaya gerek bile yok zaten uç noktalarda bir yazar. Kitap yapılan bir hırsızlığın başka bir hırsızlık anısıyla konuşulması üzerine başlar. Yani her zamanki kutuplaşmalar yine var. Her ne olursa olsun bir noktada konu yine ahlak yine vicdan ya da yine iyi ve kötü... Bir diğer nokta stockholm sendromunun olması da ayrı bir etkileyicilik. Karakter önce dürüst hırsızla tanıştığında nasıl öldürürcesine nefret ettiğini görürken daha sonradan ona çok kuvvetli bağlarla bağlanması işte asıl ince nokta. İşte çıkarmamız gereken sonuç da bu olmalıdır diye düşünüyorum. Bazen hata yapabiliriz önemli olan o hatadan sonra yaptıklarımız, kendimizle yüzleşebilmemiz, ders çıkarabilmemiz en önemlisi de her zaman empati kurup bir şeylere dogmatik olmamak. Bir ders niteliğinde, akıcı, hemen bitebilecek bir kitap iyi okumalar :)
Dürüst Hırsız
Dürüst HırsızFyodor Dostoyevski · Kafe Kültür Yayıncılık · 20152,949 okunma
Reklam
288 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
•Murphy'nin zihni tanrılaştırdığı kitaptır diyebilirim. Bir alıntıyla: “Sizce nedir çağların en müthiş sırrı, atom enerjisi mi,termonükleer enerji mi, nötron bombası mı, gezegenler arası yolculuk mu? Hayır hiçbiri değil, bunun cevabı çok basit, bu sır, kendi bilinçaltınızın içinde olan, mucizeler yaratan o harika güçtür.” der ve ardında olumlama tekniği, mental film metodu, dua, ruhani sezgisel güçler, oto telkin, hetero telkin, inanç ve çekim yasasının vb. hayatımıza aslında çok basit etkisinin yarattığı büyük sonuçlarını gözler önüne serer. •Hayatınızda fark yaratacak bir kişisel gelişim kitabı olduğunu düşünüyorum mutlaka okunmalı ama sadece okumak için değil bir şeyler alabilmek, edinebilmek adına. Çünkü size her seçeneği sunarken siz acaba ben hangisiyim diye sorguluyorsunuz kendinizi. •Murphy de diyor ki bilinçaltının mucize yaratan güçleri sizden, benden, dünyadan önce de vardı. Gerçekten bilinçaltınızı biraz olsun kontrol altına alabilirseniz daha mutlu bir hayat sürüleceğine ben de inanıyorum. •Çekim yasasının önemini bir kere kavramış olan insanın da bu kitabın önemini kavrayacağı düşüncesindeyim. Unutmayın arkadaşlar siz düşündüklerinizsiniz. İyi okumalar :)
Bilinçaltının Gücü
Bilinçaltının GücüJoseph Murphy · Koridor Yayıncılık · 200912bin okunma
96 syf.
10/10 puan verdi
·
5 saatte okudu
•Yanlışlık aslında her birimizin yol katetmemiz için kendimize yarattığımız bir yanılgı değil midir? Tıpkı kitapta olduğu gibi bazen durumların yanlış olduğunu, bize acı vereceğini bildiğimiz halde onlardan vazgeçemeyiz. Bu da bize aslında içimizde yatan mazoşistliği, sadistliği gösterir. Kitap tamamen içime dokundu. Başka bir alıntıyla kitabı okurken “Ruhumun kıpırdadığını duydum.” diyebilirim. Yazarın psikolojik tahlillerini, üslubunu çok güzel buldum, su gibi bir solukta bitebilen bir kitap. Ayrıca kitap bana insanların bir yandan ne kadar katı olup çirkinleşeceğini gösterirken diğer bir yandan da ne kadar güçsüz olduğunu ve zavallı olduğu gerçeğini gösterdi. Konulara değinmek istemiyorum incelemelerimde ama böyle güzel bir eserin çok az okunması pek hoş değil :( ki mutlaka okunması gereken hatta izlenmesi gereken bir oyun. İyi okumalar :)
Yanlışlık
YanlışlıkAlbert Camus · Can Yayınları · 20211,006 okunma
685 syf.
8/10 puan verdi
·
18 günde okudu
/ Ölmüş ruhun —ruhumun— kıpırdadığını duydum./ /İçinden çıkılmaz dolambaçtan /Geçe geçe /Yola çıktığım ilk yere /Geri döndüm...
Gün Doğmadan
Gün DoğmadanSezai Karakoç · Diriliş Yayınları · 20202,032 okunma
230 syf.
·
Puan vermedi
·
35 saatte okudu
İnsanların ilişkileri ve en güzel gözüken aşkların dahi paraya bağlı olduğu mesajını aldım.Para yoksa aşk da yok diyor sanki Dostoyevski. Üstelik alın teri ile kazanılmayan paranın kimseye saadet sağlamadığını da gösteriyor. Kitap çok güzel psikolojik tahlilleri olan kumarı size gerçekliğiyle sergileyen bir kitap bence ama aşk ve arkadaşlık konuları biraz daha yüzeysel kalmış ve başka kitaplarını da okuduğumdan bu kitap bana biraz daha sıradan geldi nedense karakterleri de takip edemediğim çoğu zaman oldu ama okunmaya değer*
Kumarbaz
KumarbazFyodor Dostoyevski · Koridor Yayıncılık · 201968,3bin okunma
455 syf.
9/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Kitabın bitmesini kabullenemeyip sonuna tekrar tekrar bakıyorum. Son sayfaları öylesine etkileyici ki öylesine ruhuma dokundu ciddi ciddi ağlattı beni. Kitabın içeriğinden ziyade genel bir inceleme yapmak istiyorum. Asıl olarak ezilenleri, aşağılanmışları anlatır ismine nazır. Hem şundan da bahseder: “Kendimize bile itiraf etmekten kaçındığımız şeyler vardır belki bazen zor da olsa itiraf edebildiğimiz, yine de bir ikincilliğe müsade edemeyecek kadar korkunç ve herkes bunları açığa çıkaracak olsa dünyayı saracak o pis kokuda hepimiz boğuluruz.” işte bunların hepsini Vanya'nın suratına prensle oturduğu içki masasında bir bir vurur. Kanımca kitabın en ateşli diyaloğunu ve en güzel mesajını içerir. Zaten Dosto’nun enfes tahlilleriyle yine kendinizden parçalara rastlıyorsunuz. Her şeyi bir bir sorgulatıyor size sonunda tüm olayları birbirine bağlamış; acı nedir, yoksulluk nedir hepsini psikolojik olarak yaşatıyor sanki. Aykırı düşüncelerin ve hislerin çarpışma noktası. Duyguların ve gerçekliğin en çarpıcı haliyle sunulduğu eşsiz bir roman. Dostoyevski’nin yine kendisiyle bağdaştırdığı bir roman ayrıca size her şeyi sunup sonunda iyiliği mi kötülüğü mü seçeceğinizi de tamamen size bırakması ayrı bir mesaj. Mutlaka okunmalı*
Ezilenler
EzilenlerFyodor Dostoyevski · Amfora Yayınları · 200718,4bin okunma
Reklam
488 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
•Tarih ve mitolojiye ilgisi olanların keyifle okuyabileceği bir kitap. •Kitabı okuduğum zaman geçmişte olduğu gibi günümüzde de aslında yaşayacağımız gerçekleri bize gösteren ancak biz şans yönünden ne kadar Gılgameş gibi oluruz bilemem tamamen doğaya verilen zararların bir gün mutlaka bir yerden geri dönüşünün olacağı gerçeğini vuruyor yüzümüze. •Bir diğer konu kitabın akışına bırakınca kendinizi sümerlerin inanış biçimiyle islamiyetin paralelliği çok dönüyor kafamızda Büyük tufan ya da Hz. Meryem ölüm vs vs birçok konuda ya bu zaten böyleydi derken buluyorsunuz kendinizi bunun üzerine zaten yapılan araştırmalar da var ilgisi olan insanların hoşuna gidebilecek şekilde Neyse :) •kitap uzun olmasına rağmen çok akıcı ve yalın gidiyor bence okunulması gereken ki zaten okunulduktan sonra doğaya olan hassasiyeti arttıran bir kitap, iyi okumalaaar.
Gılgameş
GılgameşHarald Braem · Yurt Kitap Yayın · 20001,277 okunma
310 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
İlk psikolojik roman
İlk psikolojik roman olmasıyla merakımı çekmesi üzerine okumamla ilk başlarda biraz değişiklik beklesem de sonuna doğru ve sonucu kitabı okuduğuma değdiğini gösterdi Kitabın genel konusu bir ihanetin olması ama gerçek bir aşkla yoğunlaştırılarak anlatılması yani öyle tahlillerle ki o ihanete bile yer yer kötü bakmadığınız olabiliyor Naif bir aşk yaşayan Suat ve Necip’in duygularına olması gerekenden fazla yer verilmiş ve anlatılmak istenen dolaylı yollarla anlatılmış bu biraz sıkabilir ama en azından günümüz sahte aşklarından sıyrılıp bir bakışa bile yeten samimi bir sevgi görebiliyorsunuz yani açıkçası gerçek aşk olduğu kadar da büyük bir ihanet örgüsü Okunulabilir gayet güzel’
Eylül
EylülMehmet Rauf · İlke Kitabevi Yayınları · 200339,5bin okunma
72 syf.
10/10 puan verdi
·
6 saatte okudu
Zweig’ın savaş karşıtı bir insan olduğunu, görüşlerinde de belirttiği gibi bu kitapta da görüyoruz. Bazı yasaların mecburiyetinden bahsederek konuyu devam ettirmiş. Aslında bize göstermek istedikleri hayatın da bize yaşattığı mecburiyetler. Tam anlamıyla kendimiz için değil de sürekli başkaları için bir şeyler yapmamız gerekecek olması ne kadar çekilir olmasa da birer mecburiyet dayatmasında ve bazen bunları kabul ederken, uygularken farkında bile olamayışımız benliğimizin insanlar tarafından ne kadar ele alındığını gösteriyor. Kabul edelim ya da etmeyelim şu an hayatımızda olan yasalar bize belli bir kesimin, kendi menfaatlerine uygun olan davranışlarından başka bir şey değildir. Kitapta da yazıldığı gibi onlar birer alet olarak görürken aslında her birimiz birer etli kemikli canlıyız. Ve bize o yasaların yürürlüğünde bir hayat sunuluyor gayet de başarılı bir şekilde, onlar olmadan bir adım dahi atamıyoruz. İşte bu yüzden de onların köle olarak, bir silah olarak kullanması aslında hepimizin hakettiği durumlardan biri. Çünkü her şey halkın elindedir ancak halk böylesine köreltilince sonunun nereye gidildiği de gayet olasıdır. Kitabın sonu gayet mutlu bir şekilde bitiyor ama gerçek hayatta gerçekleşmeyecek kadar ütopik bir sona sahip... Okunması gereken çok etkili bir kitap.
Mecburiyet
MecburiyetStefan Zweig · Venedik Yayınları · 201961,6bin okunma
112 syf.
10/10 puan verdi
·
15 saatte okudu
İnsan en çok korkunun kendisinden korkar. Ve bu korku insana yapmayacağı şeyleri dahi bir çırpıda yaptırıverir. Ve yine aynı korku insanın elindeki şeylerin aslında ne kadar değerli olduğunun da farkına vardırır. Kitapta bize korkunun gücü ve belirsizliğin zorluğu net bir şekilde empoze ediliyor. Psikoloji yönünden baskın, kısa ve çok akıcı, etkili bir kitap. Kitapta İrene karakteri süregelen yaşamından kaçınıp eşini aldatıyor kitap bunun üzerine yapılan psikolojik şiddetten devam ediyor. Kısacası bir kadının kötü bir döneminden bir kesit üzerinden güzel mesajlar veriliyor okuyucuya. Kitabın mutlu sonla da bitmesine şaşırdım açıkçası, yazarın az sayıda kitabını okumuş olsam da hep hüzün ve ölümle bitiyor açıkçası yine de burada kendi hayatında olduğu gibi değinmiş ama sonunda farklı. Zweig okudukça okuyası geliyor insanın bunu bir kere başlayan insanlar çok iyi bilir. Güzel okumalar dilerim :)
Korku
KorkuStefan Zweig · Venedik Yayınları · 2019102,6bin okunma
200 syf.
8/10 puan verdi
·
21 saatte okudu
Kitapta Alex karakteri en başından katlanılmaz halde olsa da, argo sözcüklerden hiç haz etmememe rağmen, sonunu merak ettiğimden argoları tolere edebildim çünkü sonuna geldiğimde zaten bu kitabın anlaşılması için o argoların, kötülüklerin yapılması gerekiyormuş. Alex’in sadist yaşamı aslında yükselmeyi ancak duvarların alçalmasıyla gerçekleştirebilen zavallıların yaşam tarzıdır. Yani ne kadar mide bulandırıcı olsa da sonunda insan acıyıp bu kadar da acı çektirilmesin diye söyleniyor kendi kendine tam da gerçek hayatta insanların bize kötü davranışlarında onlara her türlü nefreti düşünüp ama onları kötü gördüğümüzde dayanamadığımız zamanlar gibi. Kitap okunduğunda aslında olamaz abartılmış diye düşünsek de çok olağan şeyleri hatta ve hatta gelecek kuşağı büyük bir kesimini bize anlatmış gibi tabii bu şu an yaşanmadığı anlamına da gelmiyor. Kısacası kitap; şiddet, korku, üzüntü vs. de içerse verdiği mesajdan etkileyici ve okunabilir*
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200791,5bin okunma
41 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.