Dürüst Hırsız

Fyodor Dostoyevski
Bir sabah, tam işime gitmek üzere hazırlanmıştım. İşte o anda hem aşçılığımı, hem de çamaşırcılığımı yapan ve aynı zamanda evimi yöneten Agrafena içeriye daldı. Girer girmez de beni şaşırtacak bir şey yaptı ve konuşmaya başladı. O güne değin sesi soluğu çıkmayan sıradan, kendi halinde bir yaşlı kadıncağızdı. Altı yıl içinde Tanrı'nın her günü, pişireceği yemeğe ilişkin bir-iki sözcükten başka hemen hemen tek bir sözcük çıkmamıştı ağzından. Belki benimle konuşmuyordu. Daha doğrusu ondan hemen hemen tek bir şey duymamıştım. O sabah, ansızın dili çözülerek şöyle konuşmaya başladı: - Size bir şey demeye geldim beyefendi. Bir şey soracağım işte!
60 sayfa
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

60 syf.
8/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
*En çok içime dokunan şeyin bu öykünün sürgün zamanında yazılması ve aslında Dostoyevski'nin de yer yer hırsızlık yapmış olması hatta bunları kaleme almış olması. Dilinin naifliğinden ve psikolojik tahlillerinden konuşmaya gerek bile yok zaten uç noktalarda bir yazar. Kitap yapılan bir hırsızlığın başka bir hırsızlık anısıyla konuşulması üzerine başlar. Yani her zamanki kutuplaşmalar yine var. Her ne olursa olsun bir noktada konu yine ahlak yine vicdan ya da yine iyi ve kötü... Bir diğer nokta stockholm sendromunun olması da ayrı bir etkileyicilik. Karakter önce dürüst hırsızla tanıştığında nasıl öldürürcesine nefret ettiğini görürken daha sonradan ona çok kuvvetli bağlarla bağlanması işte asıl ince nokta. İşte çıkarmamız gereken sonuç da bu olmalıdır diye düşünüyorum. Bazen hata yapabiliriz önemli olan o hatadan sonra yaptıklarımız, kendimizle yüzleşebilmemiz, ders çıkarabilmemiz en önemlisi de her zaman empati kurup bir şeylere dogmatik olmamak. Bir ders niteliğinde, akıcı, hemen bitebilecek bir kitap iyi okumalar :)
Dürüst Hırsız
Dürüst HırsızFyodor Dostoyevski · Kafe Kültür Yayıncılık · 20153,468 okunma
60 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 saatte okudu
Dürüst Olan İnsanlığımız...
"Kuşkusuz hiçbir hırsız dürüst değildir." diyor Dostoyevski. Dürüst olan doğru insandır. Çoğu kez hepimiz hata yapabiliriz, şüphesiz hiçbir kul hatasız değildir. Önemli olan yapmış olduğumuz hatanın farkına varmamız ve ardından düzeltmemiz için çaba sarfetmemizdir. Kitabımızda fakir- yoksul, zavallı, ezik, yaşamını insanların emekleri üzerinden geçiren bir adamın yapmış olduğu hırsızlık yüzünden vicdanının rahat etmemesi üzerine yazılmıştır. Hırsızlık düpedüz sadece bir malı çalıp değil, çoğu kez de insanın maneviyatını çalmaktır. Çalınan mal kim bilir nasıl mücadeleler sonucunda elde edilmiş, nasıl bir değere sahip, hiç bilmeden alıp gitmek oldukça inciticidir. Kitabımızdaki zavallı adam suçunu itiraf etmiş ve üzerinde olan montu, çalmış olduğu eşyaya karşılık olarak vermiştir...
Dürüst Hırsız
Dürüst HırsızFyodor Dostoyevski · Kafe Kültür Yayıncılık · 20153,468 okunma
54 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Hırsızlık sadece bir malı çalmak değil, çoğu kez de insanın maneviyatını çalmaktır. Çalınan mal kim bilir nasıl mücadeleler sonucunda elde edilmiş, nasıl bir değere sahip, hiç bilmeden alıp gitmek oldukça incitici sinir bozucudur. Kitabımızda fakir- yoksul, zavallı, ezik, yaşamını insanların emekleri üzerinden geçiren bir adamın yapmış olduğu hırsızlık yüzünden vicdanının rahat etmemesi üzerine yazılmıştır. Keyifli okumalar...
Şerefli Hırsız
Şerefli HırsızFyodor Dostoyevski · Helikopter Yayınları · 20173,468 okunma
60 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Temizlik yaparken sesli olarak dinleyip bitirdiğim keyifli bir kitaptı... Kitaptaki hırsız bana biraz raskolnikovu hatırlattığı yaptığı şeyden büyük bir rahatsızlık duyması, acı çekmesi ama tabiki sonu farklıydı. Karakterin alkolik oluşu öykünün bir kısmında paltosunu dikmeye çalışırken ellerinin titremesi gözlerimin önüne Dostoyevskiyi getirdi. ve bu kitap Dostoyevski'nin "Hepimiz Gogol'un paltosundan çıktık" sözünü hatırlattı Rusya'nın yoksulluk dolu yaşamında yine bir palto çalınması ve ardından yaşananlar. Son olarak şunu söylemek istiyorum bu kısacık öyküde bile dostoyevski'nin karakterleri bu kadar muazzam bir şekilde anlatıp aklımızda oturtması taktirde şayandı, pek bilinmeyen bu eseri okumanız dileğiyle...
Dürüst Hırsız
Dürüst HırsızFyodor Dostoyevski · Kafe Kültür Yayıncılık · 20153,468 okunma
60 syf.
·
Puan vermedi
·
3 saatte okudu
" O anda bir şey saplandı yüreğime sanki efendim, tutamadım kendimi. Gözlerimden yaşlar boşaldı, ağladığımı görmesin diye arkamı döndüm. " Sıradan güzel bir hikaye, betimle yaparak anlatmış. Kitabın sonunda üzüldüm.
Dürüst Hırsız
Dürüst HırsızFyodor Dostoyevski · Kafe Kültür Yayıncılık · 20153,468 okunma
60 syf.
·
Puan vermedi
Dürüst Hırsız'da ise, yıllardır tek başına yaşadığı bekâr evine yeni birinin gelmesiyle kendisini içinden çıkamadığı bir cenderenin içinde bulan Astafiy İvanoviç'in, iradesiz ve iflah olmaz bir ayyaş olan kiracısıyla yaşadıkları anlatılır.
Dürüst Hırsız
Dürüst HırsızFyodor Dostoyevski · Kafe Kültür Yayıncılık · 20153,468 okunma
96 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Hırsızın şereflisi olur mu ?
Açıkcası böyle bir kitaptan haberim yoktu. Tesadüfen karşıma geldi. Bir nefeste okudum bitirdim. Bir alkoliğin hayatını anlatan bu kitapta bir pantolonun bile ne kadar değerli olduğunu anlayacaksınız. Ayrıca, her hırsız da şerefsiz değildir…
Şerefli Hırsız
Şerefli HırsızFyodor Dostoyevski · Helikopter Yayınları · 20173,468 okunma
60 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
“Okudum bittiverdi” denecek türden, güzel, akıcı, kısa bir kitap.
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
‘ nin kalemimden onun yorumuyla biraz duygusaldı. Okurken dinlendirdü beni kafa dağıtmalık güzel bi eser Tavsiye ediyorum.
Dürüst Hırsız
Dürüst HırsızFyodor Dostoyevski · Kafe Kültür Yayıncılık · 20153,468 okunma
96 syf.
·
Puan vermedi
Ana olarak üç, iki tane de üçüncü öykünün ardılı şeklinde eklemeyle totalde beş öyküden oluşan kitap, yazarın hayattayken pek de bilinmeyen satırları.. içinden derlemelere aldıkları olsa da genel olarak, ölümünden sonra müsveddeleri arasında bulunanlar. Her vesile söylediğim “ben Dostoyevski aşığı bir çocuktum” cümlemle bağdaşmayan şey, benim böyle bir eserin varlığından habersiz oluşumdur. Nasıl bilmem, nasıl okumadım? diye kendimi didiklerken (bu aynı zamanda bir genelleme de) belli başlı yazarların, herkesçe bilinenin haricinde, çok sonradan çıkan eserleri, ya güncellenmiş bir “isim yenileme” ya da burada olduğu gibi, yazanın hayattayken ötelediği, beğenmediği veya yarim bıraktığı satırlar arasında, yayınevleri tarafından değerlendiriliyor. Uzun uzun ve şüpheli cümleleriyle beni yine tebessüm ettiren usta, bu eseriyle alın mutlaka okuyun diyeceklerim arasında değil, yanlış anlaşılmak da istemem. Ben hem hayran olduğum yazarın okumadığım bir eserini bulmak, hem de sayfa sayısının azlığı ile çantada taşıyıp okuma konforumu arttırmak açısından her şekilde tercih ederdim. Ama yazdığı daha özel kitapları okumadıysanız, önceliğiniz bu olsun diyemiyorum, Yayınevinin çeviri ve baskı kalitesini çok beğendim, neredeyse hiç imla hatası yok ve dipçeler gerekli görülen her sayfaya itinayla eklenmiş. Tecrübesiz bir Dostoyevski okurunun, bu ne saçmalık öykülerin başı sonu belli değil, e ne oldu şimdi demesini hiç istemem, ama maalesef ben de okuduğumda, bu sonucu ihtimal dahilinde olarak değerlendirdiğimden üzülerek tavsiye listeme alamadım. Saygılarımla..
Şerefli Hırsız
Şerefli HırsızFyodor Dostoyevski · Helikopter Yayınları · 20173,468 okunma
60 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Dostoyevski'nin 1848 yılında yayınlanan, kısa öykü tarzında kaleme alınmış eseridir. Öykü, gerçekleşen bir hırsızlık olayı üzerine evin kiracısı Astafiy İvanoviç'in önceden başından geçmiş olan bir hırsızlık hikayesini anlatmasıyla oluşmuştur. Bu anlatılan hikayeye göre, İvanoviç'in oturduğu bir mekanda alkolik Yemelyan'ın peşine takılmasıyla başlar. Tek bir geceliğine kabul edilen Yemelyan, evde günlerce kalır. İvanoviç bir gün o evden taşınır ve Yemelyan'ı yeni taşındığı evde de karşısında bulur. Bu durumu kabullenen ve yalnız kalmak istemeyen İvanoviç, kendisine yardım etmesi ve bir işe yaraması şartıyla Yemelyan'ı yanında tutar. Ancak Yemelyan içmekten başka bir işe yaramaz. Bir gün İvanoviç'in çok sevdiği tozlukları kaybolur ve bunu Yemelyan'ın yaptığını düşünür. Yemelyan bu düşünceye ve aralarında oluşan soğukluğa dayanamaz ve evi terk eder. Günler sonra aç ve hasta halde geri gelir. Her geçen dakika daha kötüleşir ve ölüm döşeğinde hırsızlığı kendisinin yaptığını itiraf eder. Kısa, tahmin edilebilir bir öykü ancak okurken okuyucuyu sıkmadan akıp gidiyor. İçerisinde vermeye çalıştığı mesaj ve düşünceler net ve anlaşılır, okuyucunun çok da kafa yormasına gerek bırakmayan nitelikte. Canımız sıkıldığında, okuyup hemen sonuca ulaşabileceğimiz tarz da bir öykü. Keyifli okumalar. #208719469
Dürüst Hırsız
Dürüst HırsızFyodor Dostoyevski · Kafe Kültür Yayıncılık · 20153,468 okunma

Yazar Hakkında

Fyodor Dostoyevski
Fyodor DostoyevskiYazar · 137 kitap
Fyodor Mihayloviç Dostoyevski (Rusça: Фёдор Миха́йлович Достое́вский) (d: 11 Kasım 1821, Moskova - ö: 9 Şubat 1881, Sankt Petersburg), Rus roman yazarı. Dostoyevski, Mikhail ve Maria Dostoyevski'nin oğlu olarak 11 Kasım 1821 tarihinde Moskova'da doğdu. Altı çocuklu ailenin ikinci çocuğuydu. Babası Mikhail, askeri cerrahlıktan emekli olduktan sonra Mariinsky Hastanesi'nde yoksullara hizmet etmeye başladı. Hastane, Moskova'nın en kötü yerlerinden birinde bulunuyordu. Dostoyevski de bu hastane de doğdu. Mikhail, alkole bağımlıydı ve evini sıkı disiplin ile yönetiyordu. Çok kolay sinirlenebiliyordu. Dostoyevski'nin annesi Maria ise bir tüccar kızıydı. Dostoyevski, çocukluğunu çoğu zaman sarhoş bir baba ve hasta bir anne arasında geçirdi. Babasının çalıştığı hastaneden bulunan hastalar ile vakit geçirmeyi ve onların hikâyelerini dinlemeyi çok seven Dostoyevski, ilköğrenimini Moskova'da yaptı. Annesi tüberküloz hastalığı yüzünden öldüğü zaman, sert disipliniyle tanınan Petersburg Mühendis Okulu'na gönderildi. Arkadaşlarının, sinirli ve aşırı duyarlı bir yapıya sahip olduğu için "Ateş Fedya" lakabını verdikleri Dostoyevski, Petersburg'ta zamanını kitap okuyarak, düşüncelere dalarak ya da kardeşi Mihail ile söyleşerek geçirdi. Babasının 1839'daki ani ölümünü burada öğrendi. Okulu başarıyla bitirdikten sonra İstihkâm Müdürlüğü'ne girdi. Bir yıl sonra istifa ederek buradan ayrıldı. Ordudan ayrıldıktan sonra edebiyata yönelen Dostoyevski'nin ilk kitabı İnsancıklar, 1846 yılında yayımlandı. Bu eserinin ardından yazdığı kitaplarla beklediği başarıya ulaşamayan Dostoyevski'nin umudu kırıldı ve politikayla ilgilenmeye başladı. 1849 yılında devlet aleyhindeki bir komploya karıştığı iddiası ile tutuklandı. On ay hapishanede kalan Dostoyevski, kurşuna dizilmek üzereyken diğer sekiz tutuklu arkadaşı ile affedildi. Cezası dört yıl kürek, dört yıl da adî hapse dönüştürüldü. Cezasını çekmesi için Sibirya'da bulunan Omsk Cezaevi'ne gönderildi. Burada geçirdiği dört yılın ardından er rütbesi ile hizmete verildi. Subaylığa kadar yükseldi. 1857 yılında Maria Dmitrievna Isayeva ile evlendi. Beş yıl boyunca görev yapan Dostoyevski, 1859 yılında özgür bırakıldı ve Petersburg'a yerleşti. Petersburg'a döndükten sonra Ezilenler (1861) ve Ölüler Evinden Anılar (1862) adlı eserleri yazdı. Kardeşiyle birlikte iki dergi çıkardı. 1862'de arzuladığı Avrupa seyahatini gerçekleştirdi. Sara nöbetleri ve kumar bağımlılığı yüzünden maddi açıdan darlığa düştü. Bu dönemde Yeraltından Notlar (1864), Suç ve Ceza (1866), Kumarbaz (1866), Budala (1868), Ebedi Koca (1870) ve Ecinniler (1872) gibi eserleri yazdı. Eşinin ölümünden sonra sekreteriyle evlendi. Yeniden borçlandı ve kumarhanelerde gezmeye başladı. Kızının ölümünün ardından büyük bir sarsıntı geçirdi. Delikanlı (1875), Bir Yazarın Günlüğü (1876) ve Karamazov Kardeşler (1879) adlı eserlerinde yazarlık hayatı boyunca konu edindiği temaları yeniden ele aldı. Karamazov Kardeşler adlı yapıtını üç yılda bitiren Dostoyevski, bir ciğer kanamasıyla yatağa düştü ve 9 Şubat 1881 tarihinde öldü. Dünya edebiyatını en çok etkileyen ve en çok okunan yazarlardan biri olan Dostoyevski'nin eserleri birçok 20. yüzyıl düşünürünün fikirlerini derinden etkiledi. İlk yazarlık dönemi Ordudan ayrıldıktan sonra kurgusal roman yazmaya başladı. Dostoyevski'nin ilk kitabı olan İnsancıklar (Bednye Lyudi) ilk olarak 1846 yılında yayımlandı. Dostoyevski, toplumunu acımasız kurallarında yaşlı bir adamın öksüz bir kıza duyduğu sevdayı iç dünyasındaki derin çatışmalarla işledi. Halkın sıcak ilgisiyle karşılanan bu kitap, eleştirmenlerden de övgüler aldı. Ünlü eleştirmen Belinski, romanı okuduktan sonra Dostoyevski'ye gelecekte büyük bir yazar olacağına dair övgü dolu sözler söyledi. Şair Nikolay Neksarov, Dostoyevski hakkında "Yeni bir Gogol doğdu" diye konuştu. Yazarlıkta ün sağladıktan sonra 1846 yılında Gogol esintileri bulunan kitabı Öteki (Dvoynik) yayımlandı. Yazar bu romanda, kendini ortadan kaldırmaya çalışan benzeriyle sürekli çatışma halinde bulunan bir memurun hikâyesini anlattı. Bu romanda ele aldığı çift kişilik temasını daha sonra bazı romanlarında kullansa da roman, Belinsky dahil hiçbir eleştirmence beğenilmedi. Eleştirmenler romanı sıkıcı buldu ve alay etti. 1847 yılında ise Ev Sahibesi (Hozyayka) isimli romanı yayımlandı. Dostoyevski bu eseri ile de beklediği övgülerin aksine olumsuz eleştiriler aldı. Dostoyevski, ruhsal çöküntüye düştü ve üzüntüden hasta oldu. Ancak yazarlığı bırakmayan Dostoyevski, 1848 senesinde Beyaz Geceler (Belıye Noçi) ve Bir Yufka Yürekli (Slaboye Serdtse) adlı kitapları yayımlattı. Bir Yufka Yürekli, yazara itibarını yeniden kazandırsa da beklediği başarıyı elde edemeyen Dostoyevski'nin umudunu kırdı. Yazarlıkta umudunu kırılan Dostoyevski, politikayla ilgilenmeye başladı ve genç liberallerin (Tetrashevski) grubuna girdi. İkinci yazarlık dönemi 1859'da ordudan terhis edilerek Moskova dışında küçük bir yerde kalmaya zorlanan Dostoyevski, özgürlüğüne kavuştuktan sonra Petersburg'a döndü. Kardeşi Mihail ve arkadaşı N.N. Strahov ile birlikte Vremya (Zaman) ve sonra da Epoha (Dönem) adlı dergileri hazırladı. Bu dergilerde Slavcı düşünceyi savunduğunu belirten yazılar yazdı. Ezilenler (Unijenniye i Oskorblyonniye) ve Ölü Evinden Anılar (Zapiski iz Mertvogo Doma) ile kendinden söz ettirdi. 1863 yılında arzuladığı Avrupa seyahatini gerçekleştirdi. Sara nöbetleri ve kumar borçları yüzünden sıkıntıya düşen ve yayımcılardan yazmadığı romanların avanslarını alarak yaşayan Dostoyevski, Yeraltından Notlar adlı yapıtı 1864 yılında yayımlandı. Romanda bir zihnin derinliklerine indi. Suç ve Ceza (Prestuplenie i Nakazanie) ve Kumarbaz(İgrok) adlı yapıtları 1866 yılında yayımlandı. Dostoyevski, Suç ve Ceza'yı 1858 yılında Semipalatinsk'te bulunduğu zaman Roussky Slovo dergisi için uzun bir hikâye olarak tasarlamıştı. Bunun nedeni, Sibirya'dan ayrılana dek roman yazmama kararı almasıydı. Dostoyevski, kardeşi Mihail'e gönderdiği bir mektupta kitap hakkında: “ ...Konusu gerçekten çok güzel. Kahramana gelince, bugüne kadar hiç denenmemiş bir kişi. Ama bugünün Rusyasına bakacak olursak, böyle bir kişi karşımıza sık sık çıkmaktadır. Bu sonuca halkın kafasını yeni fikirleri anlayarak vardım. Öyle hissediyorum ki, yeni fikirler ve görüşlerle döndüğüm zaman, romanımı genişletmekte başarılı olacağım. Kişi aceleye gelmemelidir dostum. Ve insan iyi olanın dışında hiçbir şey yapmamalıdır... ” diye yazdı. Dostoyevski, bu eserinde bir Rus aydını olan Raskolnikov'un kendi doğrusu adına işlediği cinayetleri ve vicdanıyla hesaplaşmasını konu edindi. Yazar, küçük bir otel odasında ve kötü bir ekonomik durumla yazdığı Suç ve Ceza'yı 1866 yılında tamamlamıştı. Dostoyevski'nin yazdığı Budala (Idiot) eseri 1866, Ebedi Koca (Veçnıy Muj) 1870, Ecinniler (Besı) 1872 yılında yayımlandı. Bütün bu başyapıtlar birbirinin izledi. Karısı öldükten sonra sekreteri Anna Grigoriyevna Snitkina ile evlendi. Yeniden borçlanan ve kumaranelerde dolaşmaya başlayan Dostoyevski, bir kız çocuk sahibi oldu. Ancak kızı fazla yaşayamadı ve doğduktan kısa süre sonra öldü. Dostoyevski de bu yüzden büyük bir sarsıntı geçirdi. 1875'te Delikanlı (Podrostok), 1876'da Bir Yazarın Günlüğü (Dnevnik Pisatelya)[ ve 1879'da Karamazov Kardeşler (Bratya Karamazovi) adlı romanları yayımlandı. Hayatı boyunca eserlerinde işlediği temaları yeniden ele aldığı, insan duygularının derinliğine inen eserler yazan Dostoyevski, Karamazov Kardeşler'de Ivan ve Alyosha Karamazov adlı karakterler için filozof Vladimir Sergeyevich Solovyov'dan ilham aldı. Zosima ve Alyosha'nın öne çıkacağı Bir Büyük Günahkarın Yaşamı adlı eseri tamamlayamadı. 1881 yılının Ocak ayında bir ciğer kanaması geçirerek yatağa düştü ve 9 Şubat 1881 tarihinde öldü. Dostoyevski için yapılan cenaze töreninde yaklaşık otuz bin kişi tabutunun arkasında yürüdü. Dostoyevski, beğeniyle karşılanan ilk romanı İnsancıklar'dan sonra yazdığı Öteki ve Ev Sahibesi ile olumsuz yorumlar aldı ve depresyona girdi. Ancak yazar, kendisini ruhsal çöküntüye götüren düşüncelerden uzaklaşmayı bildi. Dış dünyadan kopan zihninin parçalanışını kendi çözen yazarın eserlerindeki ruhbilimsel açıdan en zengin tema da çift kişilik temasıdır. Kendini ortadan kaldırmaya çalışan benzeriyle sürekli çatışma hali içerisinde bulunan bir memuru anlattığı Öteki adlı yapıtında daha sonra da işleyeceği bir tema olan çift kişilik temasını işlemişti. Ellili yaşlarında içine bazen bir karamsarlık ve ağırlık çöken Dostoyevski, bu durumu ikinci eşi Anna Grigoriyevna Snitkina’ya "Sanki bir suç işlemişim gibi bir çeşit sebepsiz hüzün ve keder içindeyim" diye açıklamıştı. Ecinniler'de Stavrogin'i bir çocuğa tecavüz ettirmiş olması yüzünden de kendini hep suçlamıştı. Dostoyevski kendi çocukluğunda, annesine acı çektirmesinden, sürekli sarhoş olmasından ve hizmetkârlara kötü davranmasından dolayı babasından nefret ediyordu. Eserlerinde kullandığı, kaderine boyun eğen ve uysal kadın örneğini kendi evinde; annesinde gördü. Kadının alttan alması, erkeği daha da kızdırmaktan başka bir işe yaramayacağını görmüştü. Çok duyarlı biri olan Dostoyevski, bu yüzden babasına kin besliyordu. Babasının ölümünü haber aldığında, "Babamın ölümünde benim hiçbir suçum yok, ama bu öldürmenin kefaretini ödemeye hazırım, çünkü içimden onu öldürmek geçiyordu" diyerek Karamazov Kardeşler adlı romanında yer alan Dimitri Karamazov'un tepkisinin benzerini gösterdi. Dostoyevski, babasının ölümünü istediğini düşünerek depresyona girdi. Bazı yazarlara göre de ilk sara nöbetlerine de bu düşünce sebep oldu. Sigmund Freud ve birçok psikanalizci, babaya duyulan bu nefrete ve bunu izleyen suçluluk düşüncesine dayanarak Dostoyevski'nin hastalığının sinirsel kökenli olduğunun ortaya çıkardı. Andre Gide, Ezilenler adlı romanın, aşağılanışın insanı cehennemlik ettiği, alçakgönüllüğünse kutsallaştırdığı fikriyle dolu olduğunu söylemişti. George Steiner ise Charles Dickensvari bir havanın olduğunu söylediği Ezilenler'de bulunan temanın Ebedî Koca'da, Ecinniler'de ve Karamozov Kardeşler'da da yer aldığını söyledi. Nicholas Berdyaev, Dostoyevski'nin bütün yaratıcı gücünü insana ve insanın kaderi temasına adadığını, bunun da onu ölümsüz kılmaya yettiğini belirtti. Devlet aleyhinde bir komploya katıldığı iddiası ile tutuklandıktan sonra sekiz ay hapisanede kalan Dostoyevski, suç ve ceza kavramlarıyla en yoğun şekilde burada karşılaştı. İdam edilmek üzereyken affedildi. Cezası dört yıl kürek ve altı yıl adî hapse dönüştürüldü. Dört yılın sonunda er rütbesi ile kışlaya verildi ve 1859 yılında terhis edildi. Suç ve Ceza adlı eserini 1858 yılında oluşturmaya başladı. Bu eserinde ahlak kavramını ve siyaseti harmanladı. Dostoyevski, bu romanda sadece Rus halkını değil, tüm insanlığı tehdit eden bir kısır döngüden kurtulmanın gerçekleşebileceğini vurguladı. Yazar, John Stuart Mill'in ekonomik refah için bireysel bencilleşmeyi öneren kuramını Semyon Zaharoviç Marmeladov'un ağzından eleştirdi. Dostoyevski, düşünce ve sanat deneyimini sürekli olarak arttırdı. Tanrı'dan, ateizmden, kötülükten, özgürlükten söz eden roman karakterleri, gerçekte aynı bilincin farklı anları gibidir. Bu karakterler aracılığıyla Dostoyevski, cinleri ruhundan uzaklaştırır. Bakış açısı değişmekle beraber eserleri, gerçeğin hep aynı çoşkulu ve acı veren arayışı içerisindedir.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.