Bazan onun istediği gibi çok iyi arkadaş olur, bütün gün boyunca konuşur, şakalaşır, evde saklambaç oynar, bilmeceler çözer, birlikte çarşıya çıkardık. Bazan da üzerimize bir hüzün ve yalnızlık çöker, ikimiz de dünyanın büyüklüğünden korkar, oradaki yerimizden sıkılır, kendi içimize çekilirdik. O zaman hayatta bir başka kişiyi anlamanın, ona yaklaşmanın, onun ruhuyla özleşleşmenin ne kadar zor olduğunu da anlardım.