Bir çöküşün hikayesi...
Kitabın ismi bu olmasına rağmen içinde 3 tane daha öykü yer almakta. Bu dört öykünün ortak noktasıda gerçek bir "çöküşün" olması. İnsani bir çöküş, toplumsal bir çöküş, sınıfsal bir çöküş, zihinsel bir çöküş ve daha nicesi.
Temelde insan nasıl çöker?
Çökerken içinde ne yaşar ne hisseder?
Sorularına cevap olarak oluşan bu öyküler aynı zamanda bu çöküşe neden olan şeyi eleştiriyor "insanı". Bir yerden sonra eleştiriye sizde katılıyorsunuz ben katıldım.
Sonunda ne mi oluyor? İnsana şahit oluyorsunuz. Hisselerini yaşarken iç dünyasında neler olduğuna, neye savaş açıp neyde pes ettiğine ama sonunda bence bu çöküşlerin, çöküşlerimizin sevgiyle yok olabileceğini anlıyoruz en azından ben öyle anladım derinlerde bir yerde. Buna inandım. İnanıyorum da. Güzel bir klasik okumayan varsa tavsiyedir.
Hakan Günday..
Her kitabını büyük bir merakla okuduğum yazar. Acaba yine hangi bilinmezliğin içinde olacağım acaba kendimi nerde kaybedip nerde bulacağım diye başlıyorum kitaplarına. Kinyas ve Kayra da öyle. O kadar güzel bir kitapki hangi cümlesinden başlasam hangi cümlesinden bitirsem. İnsanın içi her zaman dağınıktır. Bunu kendi yapar. Ve yaptığına suçlu arar buna rağmen bu dağınıklıktan çıkmak için yol arar ararken ya sonunda kendini bulur ya da dağınıklarıyla kendine son verir. Kinyas kendini buldu. Kayra ise kayboldu. Hepımız bırer Kinyas ve Kayrayız. Hepimizin içinde ikiside var önemli olan hangisinin ağır bastığı. Kitabı okurken önce ikisi gibi kendimi kaybettim sonra buldum tekrar kaybettim tekrar buldum. İçimdeki Kinyas kazandı. Mücadelesi, yaşama sevinci, umudu ya sizin?
Severek okuyacağınız okurken de bir anda üç kişinin mücadele ettiğini görceğiniz bir eser. Siz, Kinyas ve Kayra
Kinyas ve Kayra bitti. Üzgünüm
Kinyas ve KayraHakan Günday · Doğan Kitap · 202227bin okunma
İsterdim yeni bir insan olarak inmeyi o tekneden. Değişmeyi, iyi biri olmayı, hissetmeyi, sevmeyi. Hepsini isterdim. Ama istemenin yetmediğini çok erken anladım. Hiçbir şeyin yetmediğini!