ozan
@Giotto
Asla okumaktan vazgeçme...
Yazar
Dünya
Karadeniz, 27 Ekim 1983
20 okur puanı
Aralık 2019 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Soğuk Bir Kış
...soğuk bir kış mevsimi, eskisi gibi değil, avokado tadında, yanan kuzine sobasının üstünde bir ibrik içinde musluktan doldurulmuş su, buharlaşması gerekiyor , hava kuru, ısının dağılımı ,nemsiz çok yavaş, harlanmayı bekleyen ateşin önünde bir zamanlar ağaç olan odunlar ,yeterli ısıyı sağlamayı bekliyorlar, ağaçlar bizden bir şey isteselerdi ,gözyaşlarımızla onlara suyu, çürüyen bedenlerimizle onlara mineral olabilir miydik? soğuk bir kış mevsimi eskisi gibi değil… O.i.s
Araf
…yeni taşındığımız evde üç kişilik koltuğumuzda oturuyorum, sırtımda iki yastık, omur iliklerimi sarmış bana destek veriyor.Tek desteğim, dünya durmuş bir göktaşı düşmüşte korkma her şey geçecek diye teselli veren tek dostum, tek arkadaşım ,sırdaşım gibi destek veriyor omuzlarıma.Keten kumaştan sarılı koltuğun üzerinde ellerimi gezdirmek ne güzel, pahalı hissettiriyor insana, aslında ne kadar ucuz ve hassasız şu dünyaya, ölümü bekliyorum koltuğumda, sağ elimde tutuğum çay bardağı avuçlarımı ısıtırken ,cehennem ve cennet gibi korku ve huzur veriyor bedenime ,parçalanmış kalbim atmaya devam ediyor yudumlarken çayımı, hiç bir şey yokmuş gibi davranıyor ruhum, trene binip gitmek istercesine gözlerim, dışarısını izliyor gözlerim, bir gün seni görebilmek umuduyla akşam…. O.i.s
Okyanus
...okyanus kıyısındayım ama hangisi bilmiyorum fark eder mi hepsi aynı ses tonları ile şarkı söylemiyorlar mı sana hepsi aynı hayale götürmüyorlar mı seni hep sinde bir yaşam barındırmıyor mu sendeki gibi okyanus işte bazen efkarlı bazen durgun bazen hırçın bazen komik değil mi senin gibi oda gezmiyor mu senin gibi karışmıyor mu diğerlerine sana karışıldığı gibi ne yazmak istersin şimdi geleceğine yaz okyanusa yazar gibi ... o.i.s
Okur Takip Önerileri
Umut
...Bir daha asla fora diyemeyeceğimiz o son limanda,gökyüzü hangi coşkuyla yelken açar, en yorgun insanın bile hiç yormayacak bir dünyada, ruhlarımız annelerin doğruken öldüğü ökzüler gibi kala kalmıştır, babalarımızın sırrı onların mezarında gizli bu sırrı orada öğrenmeliyiz.aşk sarmışsa bir kere bedeni arafta bırakıriverir ellerimizi bu son sevgide akan bütün renkler üstümüze gökkuşağına dönüşür güneşin ışıkları vurduğunda bedenimize...
Teklif
...Günaydın dedi seni ruyamda gördüm bir kitap fuarı düzenlemişsin bende davetlinim senin. bütün yazarlar orda bana özel kitaplarnı imzalıyorlar sonra ben misafirlere kreplerini dagıtmak için servise sana yardıma geliyorum çok yoğunuz koşturuyoruz parti bitiyor( seminer) bir merdivende oturuyoruz(sen bir basamak yukardasın ) ellerini omuza koydun yardımlarım için bana teşekür ettin ben elerini tuttum sana baktım göz göze geldik ve ben sana tam benimle e.... diyecekken sen hayır hayır sakın söylme dedin söyleyemedim bende.orda kaldı tüm bedenimiz taş kesilmiştim sonra oturduğumuz binaya bomba düştü bir bölümü yıkıldı baktık savaş çıkmış dışarıda sığınak araken uyandım... o.i.s
Bir (1)
…bir hiç duydunuz mu bir sayısı bize neyi ifade eder. Hemen hemen hayatımızın her alanında bir, birileri vardır..üç iki bir geri sayımda bir iki üç ileri harekette iki şekilde ki kulanımda, başlangıç ve bitişlerde .koşmaya hazırlanışlarda, bir iki üç başla denilen üç iki bir başla söylenen yerde , vardığımız sayı hep bir ile olmasıdır.kazananın birinci olduğu kulvarlarlarda. Aşk da, ilk adım ifadesi bir ile sembolize edilmiştir. Bir adım at o da sana iki adım atsın denilir.iki adım başka cümlelerde daha ön planda gözüksede bir onu önemsiz bir hale sokmaktadır, önce bir adım . Bir başlangıç bir son da, üretebileceğimiz birlerden de olabilir.birde sıfır bir vardır, bir ile sıfır bir arasında çok bir şey yokmuş gibi gözüksede aslında sonsuz bir mesafe vardır bir noktasından çıkan bir ışık sıfır bir noktasından çıkan bir ışıkla aralarındaki açısı, mesafesi o kadar çok açılırki asla bir daha bir araya gelemezler iki farklı ışık olurlar oysa insan oğlu hep bir ışığın peşinden gitmemiş miydi hayatı boyunca , geriyede dönemedikleri için bu iki ışık sonsuz bir uzayda sonsuza kadar yol alırlar bir gün biri onları farkedene dek yada önlerine biri çıkana dek uzayın derinliklerine gider dururlar.o kadar çok derine giden ışıklar geri dönüş yollarını bulmaları için başka bir ışığın onlara yol göstermesini beklerler hep bir vardır her alanımızda bir bir vardır.birde şey vardı... O.İ.S
Pencereler...
…yatağının yanında bir pencere vardı istediğinde elleri ile ona ulaşabilirdi, odanın sıcaklığı yüksekti üstüne aldığı yorgan ağırdı bedeninin ısısı yükselmeye devam ediyordu, ısı veren kalorifer peteği ni kıstı üzerindeki yorganı açtı ama böyle uyuması gece üşütmesine neden olabilirdi , yorganı tekrar üzerine aldı ve eliyle uzuna bildiği pencereyi
Lanetli Kitap
…3.12.2019 tarihi idi, öğlesine raflardan alıp okumaya başladığı bir kitap tı ,her gün sayfaları çevirdiği kitabını bitiremiyor , her defasında bir engel ile karşılaşıyor du, bu bir engel mi yoksa lanet mi kestirememişti bir kitap nasıl lanetli olabilirdi. Her seferin de dışarıdan duyduğu dikkatini dağıtığı sesler ,vucu dunun verdiği bir
katı atıklar
…katı atıkları bir çok guruba ayırabilirdi ama en önemlisinden başlamak istedi.haftada birkaç kez uyguladığı bu etkinlikte dikkat etmesi gereken bir hazırlık süreci olduğunu farkedecekti, edindiği tecrübelerden bir yazı dizisine dönüştüreceği kimin aklına gelebilirdiki.Bu önemli bir süreçti her şeyin baştan sona mükemmel olması için gereken hayat
uyku-2
…arama butonuna sesli kitap yazdı sonuçlarından dostoyevski nin dürüst hırsız adlı sesli kitabı çıkmıştı,play tuşuna basarak otuz yedi dakika otuz dört saniye sürecek olan bu klasiği dinlemeye başlamış gözlerini karanlığa kapatmıştı,nasıl uykuya daldığını anlamadan kendini hikayenin içinde bulmuştu ah agrafina diyordu sonra bir süre sonra yemelyanla içki içiyor agrafina dan bahsediyorlardı. ahşap masanın eskimiş kokusu o kadar yoğun ve güzeldiki içki den mi yoksa masadan mı kalkamıyorlarlardı bilemiyordu,her şey o kadar gerçek görünüyorduki rüya olduğunu anlaması uzun sürmeyecekti…. O.İ.S
Uyku
…gece yarısını epey bir geçmişti, yatağında bir sağa bir sola dönüyor koyunlar, sayılar sayıyor ama uykusu bir türlü gelip dalamıyordu, kitap okumayı düşündü ama ışığın uykusunu hepten kaçıracağı endişesi onu bunu yapmaktan alıkoydu, telefonundaki youtube den müzik açabilir uykusuna öylece dalabilirdi gecenin karanlığında kulaklıklarını aradı sezgileri o kadar güçlüydüki o karanlıkta hemen bulu verdi telefonuna taktı yatağına geçti sağ tarafına dönerek yorganı omuzuna kadar çekti hala yarı uykulu ve sıcak vucuda sahipti, ışık gözünü almasın diye telefonunun aydınlatmasını minimum seviyesine getirdi... O.i.S
İlizyon
…etrafı karanlıktı çok az bir dolunay ışığı etrafını aydınlatmaya çalışıyordu, nerede yürüdüğünü bilmiyordu ama yürüme dürtüsüne engel de olamıyordu, yürüdükçe içini bir huzur kaplıyordu o yüzden karanlıkta da olsa yürümekten vazgeçemiyor bedenin istemsiz hareketlerine engel olamıyordu, durdurmakta istemiyordu ,hissettiği huzur o kadar yoğunduki tamınladığı ,tiksinti,korku,öfke,gurur,utangaçlık,gibi duyguları hissetmiyordu.Biraz ileride bir kulübe görünüyordu yaklaştıkça dolunayın ışığı daha çok aydınlatmaya etrafındaki nesneler daha çok belirgin hale geliyordu,bir buğday tarlasında olduğunu anlamıştı…. O.İ.S