Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gizem Dağlı

Bir kişiyi gerçekten sevmek, onun kişiliğinde tüm dünyayı sevmek demektir.
Sayfa 136Kitabı okudu
Reklam
Ekonomi, senin yaşamından ve insanlığından aldığı şeylerin yerine, sana para ve zenginlik verir.
Sayfa 197Kitabı okudu
..Çocukken böyle şeyler düşünmüyordu insan ne de olsa. Güdüleri ve beğenileri üçüncü kişilerin gözüyle kirletilmiş olmuyordu henüz. Mutluluğun aranan bir şey haline henüz dönüşmediği zamanlardı onlar.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Çünkü beyaz adamın gerçek tanrısı kendisinin “para” adını taktığı yuvarlak metal ve ağır kağıttan başka bir şey değildir.
Her toplumsal sınıf, kendi yaşamı açısından herhangi bir öneme sahip olmayan erdemler üzerine ahkâm kesiyordu. Zenginler tutumluluğun öneminden dem vururken, işsiz güçsüzler emeğin yüceliği üzerine afili laflar ediyordu.
Reklam
Aslına bakarsan, vicdan ve korkaklık aynı şeydir Basil. Vicdan, şirketin piyasada bilinen ticari adıdır. Hepsi bu.
Bir fikrin değerinin, onu ifade edenin samimiyetiyle yakından uzaktan alakası yoktur. Aslında kişi ne denli samimiyetsizse fikrin de entelektüel açıdan o derece değerli olması beklenir zira bu durumda fikir kişinin arzuları, istekleri ve önyargılarıyla lekelenmemiş demektir.
Kimim, neyim ben? Cevabım: Benden önce olup biten her şeyin, bütün yaptıklarım ve gördüklerimin, bana yapilan her şeyin özetiyim. Dünyadaki varlıkları benimkini etkilemiş, benimkinden etkilenmiş herkesim. Ben dünyaya gelmeseydim vuku bulmayacak, ben gittikten sonra olan her şeyim ben. Bu konuda pek istisna da degilim; her "Ben", artik altı-yüz-milyon-küsur olan her birimiz benzer bir çoğulluğu içeriyor. Son kez tekrarlıyorum: Beni anlayabilmek için bir dünyayı yutmanız gerekecek.
Sayfa 583Kitabı okudu
İmkansız ile mümkünün arasındaki fark insanın kararlılığında ve çabasında yatar.
Anlamak da zaman gibi izafi bir kavram. En genel izafiyet de yaşam.
Reklam
“Anladım, hukukun üstünlüğü değil, üstünlerin hukuku var diyorsunuz. Siz kapitalist zihniyetler pek haz etmezsiniz ama Karl Marx’ın ‘Son sözler, yeterince doğru söz söylememiş aptallar içindir’ sözü tam da şuan içimden geçen cümle” dedi.
Aşk bahane. Herkes kendini seviyor, bu cilvede kendi güzelliğinden emin olmak istiyordu ve tıpkı şu ayna gibi bu güzelliği yansıtacak, parlatacak bir ayna arıyordu.
Çünkü sevdim ve ben kalbiyle yaşayanlar zümresindenim.
Bir tek veya milyon, fark etmezdi. Cünkü birinin ölümü her birinin ölümü gibiydi. Çünkü her insan bir evrendi ve her ölüm evrenin sönüşü demekti. Bu yüzden bir tek masumun dahi öldüğü yerde hiçbir haklı gerekçeden bahsedilemezdi. Savaş insanı canavarlaştırıyordu ve insanin insana ettiğini kimse kimseye etmiyordu.
Sayfa 496Kitabı okudu
Yalın Tutku
Çocukken benim için lüks, kürk mantolar, uzun elbiseler ve deniz kıyısındaki villalardı. Daha sonra, bunun entelektüel bir yaşam sürmek olduğuna inandım. Şimdi bana öyle geliyor ki lüks aynı zamanda , bir erkeğe ya da bir kadına olan tutkuyu yaşayabilmektir.
Sayfa 51 - Can yayınlarıKitabı okudu
Hayatı başımıza gelen bir şey sanıyoruz ya, hayat bir oluş hali sadece. Orada, burada, her yerde. Devasa bir göz olup seyretmiyor bizi uzaklardan, bir beyni yok.; bizim hakkımızda yargılara varmıyor, bizi düşünmüyor, bize acımıyor, bir kalbi olmadığı için sevmiyor bizi..
Sayfa 143Kitabı okudu