‘Gün biter gülüşün kalır bende anılar gibi sürüklenir bulutlar
Ömrümüz ayrılıklar toplamıdır yarım kalan bir şiir belki de
Aykırı anlamlar arayıp durma güz biter sular köpürür de kapanmaz gülüşünün açtığı yara uçurum olur cellat olur her gece
Her gece yeniden bir talan başlar acı ses olur, ses deli bir yağmur eski bir eylüle gireriz böylece
Sığındığım her yer adınla anılır ben girerim, sokağı devriyeler basar bir de gülüşün eklenir kimliğime’
‘Sonra yürümeliyiz seninle
Sokaklara caddelere çıkmalıyız
Belki bir aşktır bu kentin
Belleğini geri getirecek olan
Burada yağmur yağıyor ama sen
Şemsiyeni almadan gel yine de
Özletiyor bu çılgın sağanak seni
Sırılsıklam özletiyor biliyor musun,’
‘Bedenimiz bahçemizdir, irademiz de bahçıvan, ister ısırgan dikersin, ister kekik, ister hıyar yetiştirir, kabak ekersin, bahçeni ya tek bir bitkiye ayırabilirsin ya da bir sürü çiçekle doldurabilirsin, yeter ki sen iste!’
‘Sesinde salaş bir meyhanenin hicazkâr bulutu
Dilindeyse yılların biriktirdiği kekre bir tortu
Sorulsa anlatacak bir ömrün hazin öyküsünü
Yetimliğinden kalan o ürkekliği ,tedirginliği
Yine de ah neydi o günler diyecek, önündeki
Kadehten ağız dolusu çaresizlik yudumlayarak
Hâyâlinin üstüne çöken sis aralayacak belki
Hayaller diyecek, ömrümüzün bize attığı kazık’
‘Kedisi sokağa kaçmış
Biriyim ben ve içimde
Kekeme bir kuş
Ötüyor ötüyor ötüyor
Ve son günlerde durmadan
Yalpalıyor bütün sözler
Birisi adımı sorsa meselã
Dilim sürçüyor’