Herkese merhaba arkadaşlar:)) Bugün sizlere çok farklı bir tarzda yazılmış, anlaşılması zor ama anlayınca çok şey katacak bir kitaptan bahsetmek istiyorum.
Çocukluğun Soğuk Geceleri Tezer Özlü’den okuduğum ilk kitap. Kitabı ben ikinci kez okudum ve ancak anlayabildim. Biraz bağlantısız, daldan dala geçen kuş misali bir olay örgüsüyle hayatın tüm detaylarına dokunuyor.
Türk Edebiyatının Nostaljik Prensesi olarak anılan Tezer Özlü kendi hayatını romanlaştırmış aslında. Merak edip hayatını okuduğumda kendini , hissettiklerini bu kadar açık anlatabilmesini takdir ettim açıkçası. Büyük cesaret isteyen bir iş yapmış:))
Okurken kendi çocukluğuma gittim bazı yerlerde. Bazı yerlerde yaşamak istemediğim şeyleri yaşadığı için üzüldüm karaktere bazı yerlerde çok hak verdim.
Bazen fazla açık seçik geldi bazen iyi ki söylemiş bunlarıda dedim. Çünkü kimsenin söylemeye cesaret edemediği ama birebir yaşanmış durumları anlatıyor ve bakın bunlarda var diyor bizlere.
Ben severek okudum ama zorlanmadım desem yalan olur. Cesareti olan okusun diyormuşum:)) Şaka bir yana okuyun okutturun:)
Daha güzel yaşamlara duyulan özlem ve bekleyişi onlarla birlikte görmüyoruz. Daha güzel yaşam diye bir şey yok. Daha güzel yaşamlar ötelerde değil. Daha güzel yaşam başka biçimde değil. Güzel yaşam burada.
Hiç düşündünüz mü? Ölen bir insanı gerçekten nir kez daha görebilir misiniz? Ölen bir okula gidebilir misiniz? Ölen bir evde uyuyabilir misiniz? O yıllar öldü. O yılları bizi öldürecek biçimde yaşattılar.
Herkese merhaba :)) Bugün sizlere bir aşk olarak anılsada bana göre bir intikam, hırs, kin kitabı olan Uğultulu Tepeler kitabından bahsedeceğim.
Uğultulu Tepeler kendilerini sahiplenmediği kadar , sevmediği kadar yolda bulduğu çocuğu seven , onu eve getirip daha çok evlat edinen bir babanın anısıyla başlıyor. Kitabın en başında zaten baba kin ve intikam tohumlarını ekiyor yüreklerine üç çocuğun.
Catherine, Hindley ve Heathcliff arasında başlayan aşk, intikam , hırs gibi duyguların nesilden nesile aktarılmasını ve bu üçlü yüzünden mahvolan hayatları okuyoruz aslında.
Hak verdiğim ve vermediğim birçok hareket yaptı karakterler. Hiçbir kitapta bu kadar gri karakterler okumamıştım. Hiçbir karakteri çok sevmedim . Kime tamam bu karakter olmuş desem bir yamuğunu gördüm:))
Kitabı genel olarak sevdim , işlediği konular bakımından, kaleminin akıcılığı bakımından beni kendine çekti.
Herhalde tek sevindiğim nokta Hareton’un değişimi, karakter gelişimi oldu.
Gotik , karanlık şeyleri okumayı seviyorsanız, kasvetli kitaplar beni etkilemez diyorsanız okuyun derim:))