Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sessiz Çığlıklar

Yürürken, kendi kendine: "Çalışmak, çalışmak. Bir şeye yaramak, bir şeye yaradığını hissetmek, işte, yaşamanın yegane manası," diyordu ve böyle düşünürken bütün kederlerini, hayal inkisarlarını, içsıkıntılarını unutuyordu.
Reklam
Korkunç Zaman Kim o beni çağıran? Yemyeşil açan meşe yapraklarının gölgesinde, Nefesim henüz tükenmedi benim. Bir kez bile elini kaldıramamış beni Elini kaldırıp gösterecek bir göğü bile olmayan beni Şu bedenimin sığacağı bir gök mü var ki Çağırıyorsun beni? Hem işim bitip öleceğim günün sabahı çattığında Üzüntü bile hissetmeyen kuru yapraklar düşecekken... Çağırma beni. (7 Şubat 1941)
Bu, son savaşımız olacak Olric. Sonu nasıl gelirse gelsin, yorgun ordumuz son savaşını veriyor. Askerler, yorgun ve isteksiz. Zafer ya da yenilgi onlar için aynı anlama geliyor artık. Artık savaşmak istemiyorlar.
Sayfa 564Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Şövalye romanları okuya okuya kendini şövalye sanan Don Kişot'a benzetebilirsiniz beni. Yalnız onunla bir fark var aramda: ben kendimi Don Kişot sanıyorum.
Sayfa 370Kitabı okudu
Bütün hayat, bütün insanlık bu kitaplarda anlatıldı, bitirildi. Yeni bir şey yaşamak, yeni bir kitap tanımak oluyor benim için. Kitaplarla ve onların yazarlarıyla birlikte yaşıyorum.
Sayfa 370Kitabı okudu
Reklam
Çevresinde, kolayca hükmedebileceği bir topluluk yaratmıştı. Hiç bir konuda onunla yarışamayacak bir kalabalık. Yapamadıklarının hırsını çıkarmak için kolayca yüklenebileceği bir kütle. Topluluğun yıldızı, toplantıların vazgeçilmez insanı oldu.
Sayfa 332Kitabı okudu
Belki bizler, yani bu toprakların yetiştirdiği şu ya da bu çeşit değerler, soyutlaşmaya başladığımızı bu kadar çabuk farketmeseydik ve bu kadar çabuk korkuya kapılmasaydık, bizlerden de büyük matematikçiler yetişir ve ansiklopedilerde taş basması resimleri çıkardı.
İnsanlar karışık işlemelerde birbirine girip çıkan renk renk iplikler gibi. Ucunu, izini tamamen kaybettim zannettiğin biri birdenbire karşına çıkıyor, seninle birleşiyor, haydi yeniden şekil yaratıyorsunuz.
Sayfa 274Kitabı okudu
Onun dünyaya öğretmek istediği birşey vardır. Hazza ve sevince, umum hayat tecellisine karşı dinmeyen bir kin, affetmeyen bir düşmanlık. İşte bunun için yolunun üstünde tebessümler dudaklarda donar, kahkahalar kısılır, çocuklar çil yavrusu gibi dağılır.
"Ne hale gelmiş bu nesil? Her şey önemli ama ölüm önemli değil!" Ve, kendi kendine soruyordu : "Eğer ölümün onlar için hiçbir önemi yoksa, yaşamanın da yoktur. Öyleyse niçin ve nasıl yaşıyor bu insanlar?"
Reklam
Babama hayran olduğumu, sana daha önce söylemiş miydim? Doğalarımız gereği, onun bana, benim de ona düşman olduğumuzu biliyorsun, ama bunun dışında kişiliğine beslediğim hayranlık da belki ondan duyduğum korku kadar büyüktür.
Görünüşte senden bağımsız tüm düşüncelerim, baştan itibaren senin reddedici yargının baskısı altındaydı; bir düşünce eksiksiz ve kesintisiz bir biçimde uygulanıncaya kadar bu yargıya katlanmak neredeyse imkansızdı.
Şu hakikati kendi hayatım bana öğretti: İnsanoğlu insanoğlunun cehennemidir. Bizi öldürecek belki yüzlerce hastalık, yüzlerce vaziyet vardır. Fakat başkasının yerini hiçbiri alamaz.
Sayfa 181Kitabı okudu
İçimde o zamana kadar duymadığım bir eziklik vardı. Bu korku değildi, acı değildi. Ancak kendisine ihanet eden insanların duyacağı bir azaptı. Bir ucu iğrenmede biten garip bir duygu.
Sayfa 145Kitabı okudu
Şaşkın şaşkın etrafıma bakındım. Hiçbir yerden bir yardım gelemezdi. Kurtarırsam, kendimi kendim kurtaracaktım.
Sayfa 111Kitabı okudu
61 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.