Hayat geçici. Her zaman herkes için. Ölümü bedenlerimizde taşıyoruz. Ama bunu hissetmek, belli bir ismi olan belli bir ölümü hissetmek çok daha farklı bir durum.
Şu an yaşıyorum ve önemli olan bu. Hayat geçici. Her zaman, herkes için. Benim işim ölene kadar yaşamak. Benim işim bedenimle barışmak, onu her şeyiyle sevmek. Böylelikle temelim sağlam olduğunda elimi güçlü ve cömert bir biçimde uzatabilirim.
Unutma ki bu değerli mahsul aslında üzüm suyudur ve imparator mor kaftanı da kabukların kanıyla boyanmış koyun yününden ibarettir… Algılar bunu (bir şeylere önce tutunup sonra da onları delip geçerek gerçekte ne olduklarını görmemizi sağlamaya) severler. Bu nedenler her zaman, yaşamımız boyunca bir şeyler bizim güvenimizi talep ettiğinde bunu yapmalıyız. Onları çırılçıplak soyup ne kadar önemsiz olduklarını görmeli, üstlerini kaplayan efsaneleri yırtıp atmalıyız.
Sayfa 196 - Asıl kaynak Marcus Aulerius’un Düşünceler adlı eserindendir.Kitabı okudu