Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hatice Kübra Baylan

Hatice Kübra Baylan
@HaticeKubraBaylan
Kitaplarda bulduklarımın notları.
İnsanın kendi kendisiyle dostça ilişki kurması, sükunetin zeminini oluşturarak, kalıcı olabilecek bir özgüveni temellendir. 
Reklam
103 syf.
·
Puan vermedi
Ben’i düşünmeyenler okumasın!
Okumadan önce belli bir kişisel birikim gerektiren yazarlardan biridir Schmid. Kitabını okuduktan sonra ise zaten gelişme sürecine şahane katkılar sunan biri… Henüz kendisinin iki kitabını okumuş olmama rağmen bu yorumu yapmakta bir mahsur görmüyorum. Çünkü kitabının başlığı her ne ise o konuyu derinlemesine inceliyor ancak asla laf kalabalığı
Kendiyle Dost Olmak
Kendiyle Dost OlmakWilhelm Schmid · İletişim Yayınları · 20232,336 okunma
103 syf.
·
Puan vermedi
Kendiyle Dost Olmak
Kendiyle Dost OlmakWilhelm Schmid
7.6/10 · 2.336 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
120 syf.
·
Puan vermedi
18 aylık kızımın ismini söylediği ilk yazar
Kitabın arkasında yazarın özgeçmişiyle beraber bir resmi var. Kızım her seferinde onu sordu bana ve ben de Anton diye söyledim. Kitabı bitirdiğim bugün yine aynı diyalog oldu ancak bu sefer Anton diyen o oldu. Benim açımdan kitabın en anlamlı yanı bu oldu desem abartmış olmam. Durum öykücülerinden olan Rus yazar Çehov bir yolculuk hikayesi anlatıyor bize. Bir erkek çocuğunun dayısıyla beraber çıktığı yolculukta çevresindeki insanların ve karşılaştıkları olayların anlatılmasıyla devam ediyor hikaye. Çeşitli duyguları okumak kitapta sevdiğim yanlar oldu. Özellikle öfke duygusunun yansıtıldığı diyaloglar gerçekçi hissiyatını veriyordu. Diğer yandan öyküyü canlandırabileceğimiz betimlemeler 1800’lü yıllardan bu yana değişen yaşam biçimini hatırlattı durdu bana. Hayvanlardan doğa olaylarına, kıyafetlerden duygu durumlarına kadar her şey öyle ayrıntılı ama öyle basit dile getirilmişti ki, inanın hayatın içinde o denli gözlemi bizler hız çağının insanları olarak ömrümüz boyunca biriktirmiş miyizdir bilemiyorum. Bir karalama yapmak değil niyetim, asla. Yalnızca bu metropol hayatı ve ekran yaşantısı gözlemlerimi köreltiyor ayan beyan bir kere daha anlamış oldum diyeyim. Edebi kıyaslama bilgim daha geniş olsaydı kendi edebiyatımızdaki bozkır öykülerini burada anmak isterdim ancak derinlemesine bilgi sahibi değilim. Birkaç video ile bu konuda kendimi destekleyeceğim. Zira kültürümüzün içinden ayrıntılarla bir yok öyküsü okumak da güzel olur kanaatindeyim.
Bozkır
BozkırAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20193,533 okunma
Reklam
336 syf.
·
Puan vermedi
·
54 günde okudu
Cesaret isteyen bir okuma
2024’ün başında aldığım karar ayda bir kitap okumaktı. Şubat ayinin sonuna gelmeme rağmen elimdeki bu kitabı bitirmekte çok zorlandım. Sebebi kitabın zor okunduğu veya içeriğin zor olduğu değildi. Yalnızca okuduklarımın tam olarak gerçeği yansıtması ile ilgiliydi. Tülay hocayla YouTube aracılığıyla tanıştım. Kanalındaki mavi Oda’ya abone oldum.
Terapi Odası Konuları
Terapi Odası KonularıTülay Kök · Okuyan Us Yayınları · 2020626 okunma
#ayda1kitap
2024 OKUMA HEDEFİ
5/12 kitap - %42 tamamlandı
5 kitap okudu
12 kitap
909 sayfa
5 inceleme
11 alıntı
34 günde 1 kitap okumalı.
144 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Psikolojik anlamda kendinize yöneldiğiniz bir süreçten geçiyorsanız daha iyi anlayarak okuyacağınız bir kitap. Kişisel hayatında, nazi kamplarında kalmak ve acı çekmek gibi ayrıntıları olan psikanalist yazarın anlamlı çıkarımlar yaptığı apaçık. Çeviri ve spesifik bir alan kitabı olması münasebetiyle dilinin akıcılığı sekteye uğrattığını söyleyebilirim. Bu aşamada benim işimi kolaylaştıran kısım yazılanları his olarak yaşamış olduğumu fark etmem oldu. Pek çok satırın altını çizip kategorisel olarak başlıklar koydum. Tekrar dönüp okurum diye düşündüm. Kitabın iki kere yazıldığını da ekleyeyim bilgi olarak. İlk yazdığı dönemde temsil ettiği psikoloji ekolüne karşı değişen fikirlerinden ötürü 16 yıl sonra kitabında güncellemeler yaparak yeniden bastırıyor. Yayınlandığı iki dönemde ve şimdi de yankı uyandırıyor. Bu eserle beraber fark ettim mi nazi kamplarında kalan yahudiler yaşadıklarını arayışa döndürmüş ya da yazmak istemişler bilemiyorum. “İnsanın anlam arayışı”, “Yetenekli Çocuğun Dramı”, “Çizgili Pijamalı Çocuk” bu konuların işlendiği kitaplardır mesela. O kavimden söz edince şu an Gazzede yaşanan soykırım geliyor aklıma. #freepalestine #stopgenocide
Yetenekli Çocuğun Dramı
Yetenekli Çocuğun DramıAlice Miller · Profil Yayıncılık · 20213,032 okunma
72 syf.
·
Puan vermedi
Varlığın algııyla imtihani olarak ele alan Elealı Zenon‘u anlatan Devrim Horlu’nun kalemi. Başlığıyla beni kendine çeken bir kitap oldu “hiç olmazsa bir kere itiraz et, başka bir fikir söyle de iki kişi olduğumuzu anlayalım“. Destek Yayınları’nın felsefe başlığında çıkan kitaplarından biri. Felsefenin daha doğrusu felsefecilerin herkesçe okunabilmesi için yazılmış bir eser. Bu serinin diğer kitaplarından da benzer bir verim alınacağını düşünüyorum. En azından ben bu kitaptan sonra diğerlerini de alabilirim diye düşünüyorum. Paradokslarıyla bilinen biriymiş elealı Zenon. Elea okulunun adıymış. Hem hayatı hem de düşünce tarzını aktaran yazarın kimi yerlerde felsefenin kendi mantığı ile okuru da düşünmeye teşvik ettiği kısımlar benim hoşuma gitti.
Elealı Zenon
Elealı ZenonDevrim Horlu · Destek Yayınları · 202164 okunma
126 syf.
·
Puan vermedi
Bir şeyleri anlıyor ama bir şeyleri de anlamıyorsunuz. Belli ki diyorsunuz şöyle demek istemiş. Yine de içinizde başka ne demiş istemek olabileceğiyle ilgili soru işaretleri kalıyor. Farklı bir şekilde size kendini okutmayı başarıyor da öyküler. Altını çizdiriyor bazı cümleler. Leyla Erbil’in ilk kitabı ve 1960’ta yayınlanmış olmasına hatta yazıların kimisinin bu tarihten de önce yazılmış olmasına rağmen günceli hissettiren öykünmeler de mevcut. Biraz zor okuması evet, fakat keşfe çıkmış gibi de bir yandan. Onun karakterlerinde yakaladığınız psikolojik durumları anlamak keyif veriyor. Heh diyorsunuz şurası şemalardan bahsediyor, burası çözümlerden. Kendine özgü dili var. Kitap boyunca “şey” yerine “nen” ifadesini okuyorsunuz mesela. İkircikli bi okuma bu sebeple. Kadın ve erkek kavramlarına, öğretilere, gelenekselliğe ve başkaldırıya yer veriyor. Bu anlamda diğer kitap isimlerine baktığımda anlıyorum, henüz ilk kitabında bile bu konularla kavgalıymış zaten. Aramış, baş kaldırmış, anlamaya çalışmış… Tabi noktalama işaretleri de yine Erbil’in kendi yöntemince. Hiç konulmamış noktalar, birden fazla peş peşe konulmuş virgüller, cümle başlarındaki küçük harfler ve bitişik yazılmış ayrı kelimelerle bu noktada da kendine has yanını sabit tutmuş. Merak ettim mesela, yayınevi buna nasıl bir tepki vermiştir acaba o dönemde. Hem yeni bir yazarsın hem ilk kitabın hem de kendince kuralların konusunda bir teklifin var. O konuşma anına şahit olmak isterdim açıkcası. Hallaç farklı bir okuma sundu kesinlikle.
Hallaç
HallaçLeyla Erbil · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2013404 okunma
Reklam
168 syf.
·
Puan vermedi
Lev Nikolayeviç Tolstoy’un yarı otobiyaografik romanında çocukluk dönemini okuyoruz. Hayatında etkisi olan insanlar üzerinden bölümlere ayrılmış kitap. Öğretmeni, ailesinden insanlar, hizmetçileri… Onların anlam dünyası ve kendisi üzerinde bıraktıkları izleri anlatıyor. Böyle bir otobiyografi yazmak, kendisi ile uğraşmış, düşünmüş ve değişimler yaşamış insanın yapabileceği cesaretle de ilgilidir. Zira olumsuz noktaların aktarımında öfkeyi kontrol ederek yarı objektif bir yaklaşımla sunmak mühimdir. Rus yazarlardan Dostoyevski’nin yoksulluğunu biliriz ancak Tolstoy onun aksine varlıklı bir ailenin çocuğudur. Duygu yüklü bir çocuktur üstelik. Utangaçlığı yoğun olan bir çocuk aynı zamanda. Kitabın güzel üslubu okumayı keyiflendiriyor. Betimlemeler akıp gidiyor ve sıkmıyor. Bunun yanında en can alıcı anlatımlar duygularla ilgili olan kısımlar. Bir felsefe kitabı kadar alıntı sağlayacak kısımlar var. Üstelik bunların apaçık hatırlanmış olması da bir başka hayret ettiren nokta. Misal çocukluğu için şöyle söylemekte “Çocuklukta sahip olduğum bu tazelik, bu kaygısızlık, bu sevilme isteği ve inanma gücü başka bir zaman geri gelir mi? İki güzel erdemin, tertemiz neşenin ve sınırsız sevilme isteğinin yaşamdaki tek arzu, tek itici güç olduğu bu dönemden daha iyi bir dönem olabilir mi?” Ve düşündüm, ben çocukluğumu böyle anımsıyor muyum? Anımsadıklarımı yazabilir miyim? Gerçekten iyi bir psikoloji ürünü bu okuduklarım, bunu anlıyorum. İnsan ne ile yaşıyor, kitabındaki kadar olmasa da bilgelik hissini alıyoruz Tolstoy’un çocukluğundan da. 
Çocukluk
ÇocuklukLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20107,1bin okunma
299 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.