Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Hayalhanem5

-Katilin hep gelecekten haberler getireceğini düşünürken bizi sekiz yüz sene geriye götürmesinin amacı ne olabilir? -Bize hep zamanla işaret verdi ama biz geleceği hep ondan önce tahmin etmeye çalışırken bir şeyi unuttuk. Zaman düz bir çizgide ilerleyen bir mefhum değildi. Geçmiş, gelecek ve şimdi aynı anda gerçekleşirdi. Yani zaman, düz algılanan bir çemberdi.
Reklam
İnsanoğlu her şeyi bulduğunu düşünmüştü ama bundan daha büyük yanılamazdı ve belki de zamanın bir illüzyon olduğunu anlamak için sadece biraz daha zamana ihtiyacı vardı.
Aslında her şeyin derinine inildiğinde bir olmak kavramı ortaya çıkar. "Bizler tek kanatlı melekleriz ancak birbirimize sarılmak suretiyle uçabiliriz." der Mevlana. Sufiler dönerken bir eli yukarıyı bir eli de aşağıyı gösterir. Bu hareket gökyüzüyle yeryüzünün birleşmesini işaret eder. Aslında doğada var olan her şey birbiriyle bağlantılıdır yani doğa tam anlamıyla iç içe geçmiş bir yığındır. Hiçbir şey tek başına diğerlerinden arınmış olarak var olamaz. Her şey, içinde bir diğerine dair izler barındırır. -Yani günümüzde yaşayan her şey? -Evrenin var olduğu günden bu yana bu bağlantı hiç kopmamıştır. DNA'yı düşünün. Bir veritabanına benzer ve sadece yüzde 2'si bizi biz yapan özellikleri barındırır. Geriye kalan kısmı tüm evrimsel süreçten gelen bilgileri barındırır. Yani ilk insanların bilgileri şu an DNA'mızda mevcut. -Evrenin var olduğu günden yok olacağı güne kadar kopmayacak bir bağlantıdan mi söz ediyorsunuz? -Kesinlikle. Ve mana aleminde beş duyuya ihtiyaç olmadığı vurgulanır. Dünyayı algılamamıza yarayan duyular yanıltıcıdır ve gerçek alemde hiçbir vasıfları kalmaz. Yine sahip olduğumuz bütün duyuların birleşiminden oluşan ve bizi üst akla yakınlaştıracak tek bir duyudan bahsedilir. Kalp gözü, ilahi his ya da duru görü ama ilginçtir ki tüm bunlara giden yol yine beş duyudan geçer. Madde alemini deneyimlemeden diğer aleme geçiş imkansızdır. Bir ölümlüye aşık olmadan ilahi aşka erişmenin ya da yaratılmışları sevmeden yaratıcıyı işitmenin mümkün olmadığından söz eder.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Doğa tarafsızdır. İnsan doğadan güç alıp onu çöle de çevirebilir, çölleri çiçek bahçesi de yapabilir. Kötülük atomlarda değil, insanın ruhundadır.
Her kaybedişten bir arayış doğmaz ama her buluş bir yokluğun habercisidir. İnsan çoğu zaman dünyanın hakimi, bazen de küçük bir anın esiridir.
Reklam
Karadelik, bir yıldızın ölmesiyle oluşan herhangi bir biçimi olmayan gökcismidir. Olağanüstü çekim gücü sayesinde çekim alanına giren her şeyi kendisine doğru çeker. İnsan için uzay, bilinmezi fazla bir alan. Bilmediklerimizin yanında bildiklerimiz bir hiçtir.
Zaman, hissettiğimizin ötesinde bir kavramdır. Düz bir çizgide tek taraflı ilerleyen ve hızı sabit bir olgu değildir. -Ama zaman geçmişten gelip geleceğe doğru ilerlemez mi? -Newton da böyle düşünmüştü ve zaman mutlaktır demişti. Mutlak olan zaman; evrenin her noktasında sabit bir hızla ilerleyen, ölçülebilen ama algılanamayan bir şeydi. Ancak 300 yıl sonra Einstein geldi ve Newton'un sabit zaman kuramını hiçe sayacak kendi buluşunu açıkladı. Haklıydı da. Zaman sabit değildi. Sabit olan tek şey ışıktı ve ulaşılabilecek en yüksek hız da yine ışığa aitti. En ilginci de; bir cisim ışık hızına ulaştığında zaman onun için duracaktı.
Gerçek kabul ettiğimiz pek çok şey aslında gerçek olmayabilir. Zamanın eğilip bükülebilen bir şey olduğu ispatlandı ve pek çok bilim adamı zamanda yolculuk etmenin mümkün olabileceğini söylüyor.
Sevdiğin birini, uyumuş mu uyanık mı diye değil de, uyumuş mu ölmüş mü diye kontrol etmenin tarifi yoktur. Hasta eşinin nefesini, cılız bir rüzgar gibi hissettiğinde tarif edemediği bir mutlulukla yaşamına geri döndü.
İnsan küçükken büyük değişimlere çabuk alışır ama alıştıklarının acısı en çok yetişkin hayatını esir alırdı. Koşulsuz sevildiğini hissederek büyümek, ne yaparsam yapayım beni yine de severler diyebilmek ve tek bir kişiye bile olsa şımarabilmek lüks değil gereklilikti ama hiçbir duygusal gereklilik bedenin büyümesine engel teşkil etmediğinden diğerleri tarafından net olarak gözlemlenemezdi. Ruh eksiklik çekse de; boy uzar, omuzlar genişler ve sakallar büyürdü.
Reklam
Bedenimize yüklenmiş bilgiler düşüncelere, duygularımızsa alışkanlıklara dönüşürken kayboluyoruz hayatın içinde. Yaşadığımız her anın bize bir şey öğretmek için dizayn edildiğini, her acının derin bir anlamı olduğunu ve hayatın uğradığımız haksızlıklarla bizi denediğini, yaklaştığımız yanlış kişilerle bize nice yanlış bilgiler yüklediğini, hayal kırıklıklarında bizi eğittiğini bil. Her an yaptığımız seçimlerle dönüşme olasılığımız olan yüzlerce kişiden birine varacağımızı, seçimlerimizin önemini kimse büyürken söylemez bize. Çünkü bu gezegende yaşam potansiyelin keşfine değil, tüketime adanmış durumda, şimdilik.
Gecenin kalabalığında, sokaklarda hayata tutunan, umudu başka birinin bedeninde, aşkta bulabilecekleri sanrısıyla gece dışarı çıkan gençlerin arasında yürüdü. Aşkı merkeze koymuş, aracı amaç haline getirmiş herkes gibi mutsuzdular. Tamamlanmak istiyorlardı, eksikliklerini başka birinin şahitliğiyle, sevgisiyle tamamlayabileceklerini sanarak sürekli aranıyorlardı. Buldukları sandıkları şeye yapışıp hayattan bekledikleri her şeyi bir kişiye yükleyip birbirlerini sömürüyorlardı.
Herkesin seni hakkında bir fikri var. Tanımları, sıfatları, sözcükleri. Nasıl birisin, ne istiyorsun, neleri seversin, hayallerin nerede başlıyor, nerede bitiyor? Sen; birinin aşkısın, annenin kızı, babanın oğlu, başarılı, ezik, yetenekli, güzel, çalışkan, merhametli, acımasız, kıskanç ya da sinsi. Başkalarının senin hakkında söylediklerini kendi gerçeğin sanabilirsin. Başkalarının hayallerini kendi hayallerin sandığın gibi. Gerçekte ne olduğunu sadece bir şekilde anlarsın: Seçim yapmak zorunda kaldığında. Ancak secimlerin sana ne olduğunu gösterir.
592 syf.
10/10 puan verdi
Gör Beni
Gör BeniAkilah Azra Kohen
8.6/10 · 16,8bin okunma
704 syf.
10/10 puan verdi
Pi
PiAkilah Azra Kohen
8.1/10 · 13,8bin okunma
227 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.