Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Hilal Aslan

Hilal Aslan
@Hilaslan
Ne bir dost, ne bir sevgili, dünyadan uzak bir deli...
Ankara
15 Haziran
155 okur puanı
Temmuz 2017 tarihinde katıldı
324 syf.
6/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Körlük kitabını okuduktan hemen sonra yine aynı beklentilerle okumaya başladığım Görmek, beklentimi çok üst düzeyde tutmam sebebiyle maalesef haftalarca elimde süründü. Saramago’nun tarzı olan virgüller ile diyalogların yazımı, kimin konuştuğunu anlayamama sebep olduğundan bazı cümleleri tekrar tekrar okumak zorunda kaldım. Körlük kadar akıcı olmadığı için de açıkçası okumakta oldukça zorlandığım bir kitap oldu. Ancak kitabı okumaya bir süre ara verip, tekrar şans verdiğimde Körlük’te aldığım hazzı sonunda yakaladım. Naçizane bir tavsiye verecek olursam da bana göre bu kitabı, körlüğün devamı niteliğinde düşünmeden, beklentiye girmeden yani körlükten bağımsız bir kitapmış gibi düşünerek okumalısınız. Nedeni ise ilk kitaptaki kahramanlarla ancak kitabın sonlarına doğru buluşuyor olmamızdır. Şimdi gelelim Görmek’te ele alınan konuya, olay, körlük salgınının 4 yıl sonrasında yaşanan başka bir beyaz salgındır. Yapılan bir seçimde kullanılan oyların %80’inin boş oy olmasından dolayı devlet yöneticilerinin içine düştükleri panik, eksiksiz bir biçimde okuyucuya yansıtılmıştır. Tüm bunların sorumluları aranırken ise siyasette yapılan büyük hataların ve kirli oyunların sonucunun, masum insanların hayatını nasıl etkilediği gözler önüne serilmiştir. Beklentilerim her ne kadar farklı yönde olsa da kitabın sonunda gerçek anlamda ters köşe oldum. Hatta keşke böyle bitmeseydi diye de çokça üzüldüm. İlk kitapta da bahsi geçtiği gibi gerçek körlük, aslında umudun tükendiği bir dünyada yaşamaktı. Ve bu umudu, gördüğü halde görmeyen körler, çoktan tüketti.
Görmek
GörmekJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınları · 202217,8bin okunma
Reklam
148 syf.
·
Puan vermedi
·
20 günde okudu
Virginia Woolf’un hayatına dair hiçbir şey bilmezken yalnızca kitabın önsözünden okumuş olduğum -gözyaşları ile- bu yaşam öyküsü beni derinden etkiledi. Yaşadığı türlü kayıplardan sonra neredeyse tüm hayatı yaşadığı bunalımlarla mücadele etmekle geçmiş ve en sonunda eteklerine doldurduğu taşlarla kendi ölümüne yürümüştür. Ardında, elliden fazla
Kendine Ait Bir Oda
Kendine Ait Bir OdaVirginia Woolf · Karbon Yayınları · 201937,8bin okunma
144 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Genç Werther’in Acıları, uzun zamandır okumak istediğim ancak bir türlü fırsat bulup okuyamadığım bir kitaptı. Daha öncesinde Halid Ziya Uşaklıgil’den Bir Ölünün Defteri’ni okumuş olduğum için bu kitabın konusuna da çok yabancı sayılmıyordum. Ancak şunu da belirtmeliyim ki her iki kitap birbirinden izler taşısa da hikayeleri, okuyucuyu farklı biçimlerde yaralayan bir etkiye sahipti. Sizlere tavsiyem, kesinlikle benim yaptığım gibi yoğun bir zamanınızda okumamanız olacaktır. Kitap tek kelimeyle muhteşem ve son derece akıcı ancak o kadar az elime alabildim ve bölük bölük okudum ki, kitaptan aldığım haz haliyle minimumda kaldı. İlerleyen zamanlarda kesinlikle tekrar dönüp okuyarak, bu hatamı telafi edeceğimi düşünüyorum. Bu kitap hakkında beni şaşırtan ilginç bilgilerden biri de Goethe’nin böyle bir kitabı yalnızca 2 haftada yazması ve bu kitabın, onun ilk eseri olmasıdır. İlk çıktığı dönemlerde, insanları intihara kadar sürükleyen ve okunması bir süre yasaklanan bu eser, yer yer benim de kendimi bulduğum hikayesiyle, imgelemeleriyle ve ana karakterin yaşadığı ruhsal sıkıntılarının, bizlere son derece kusursuz bir şekilde aktarılmasıyla beraber, favori kitaplarımın arasında yerini aldı. Herkese keyifli okumalar dilerim!
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Karbon kitaplar · 2019120,5bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
101 syf.
·
Puan vermedi
·
11 saatte okudu
Pablo Neruda’yı keşfette dolaşırken karşıma çıkan bir alıntısı ile okumaya karar verdim. Kalemi güzel edebiyatçıları her zaman çok benimsemişimdir ve benim için Pablo Neruda bunu tek bir cümlesiyle başarmış kişidir. Yirmi Aşk Şiiri ve Umutsuz Bir Şarkı onun ilk eserleri arasında yer alıp 20 yaşındayken yazdığı şiirlerden oluşmaktadır. Kitapta minik ve hoş çizimlere de yer verilmiştir. Küçük yaşta büyük acılarla tanışan kişilerin daha o yaşlarda olgunlaştıklarına inanırım. Pablo Neruda’nın bu şiirleri çok genç yaşta yazmış olması ama bunların onu asla acemi göstermemesinin nedeni de bana göre, küçük yaşta olgunlaşmasından ileri gelmektedir. Kitapla ilgili düşüncelerime gelecek olursam, çok büyük beklentilerle okuduğum için tatmin olma düzeyim bu durumla biraz ters orantılı oldu. Ancak yine de yüreğe dokunan, o müthiş imgelemelerine tanıklık ettim. Arasında çok beğendiğim şiirleri de oldu ve her şeye rağmen bol bol alıntı yaptığım bir kitaptı. Son olarak ise beni bu kitapla tanıştıran ve bir o kadar da etkileyen o güzel alıntıyı da buraya eklemek istiyorum. “Bu hiç olmayan şey öyle apansız geldi ki, hep kalakaldım orada bilmeden ve kimse beni bilmeden, bir koltuğun altına saklanmışım. Geceleyin yolumu yitirmişim gibi.” Neruda’yla diğer kitaplarında da buluşmak dileğiyle...
Yirmi Aşk Şiiri ve Umutsuz Bir Şarkı
Yirmi Aşk Şiiri ve Umutsuz Bir ŞarkıPablo Neruda · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,450 okunma
168 syf.
·
Puan vermedi
·
29 saatte okudu
Osmanlı Dönemi'ni konu alan kitapta adı geçmeyen yüzyıl 17.yy. Devrin Padişahı ise İbrahim, nam-ı diğer "Deli İbrahim" küçüklüğünde ağabeylerinin boğduruluşunu gözleriyle görmüş, aralarında bir tek kurtulan sözde şanslı olan bir padişah. Habeşistan'dan alınarak hadım edilen Haremağası Süleyman'ın yaşadıklarını ve padişahına olan
Engereğin Gözü
Engereğin GözüZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201916,2bin okunma
Reklam
208 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Kitaba başlamadan önce yüzeysel olarak incelediğimde, Bir Psikiyatristin Gizli Defteri'ne çok yakın bulduğum ve psikoloji ile ilgilenenlere de çok şey katacağını düşündüğüm 10 farklı gerçek psikoterapi öykülerinden oluşan rehber niteliğinde bir kitap. İçeriğine bakıldığında ise ölüm kaygısı sıkça işleniyor. Her okurun kendinden bir şeyler bulabileceği ve Yalom'un deyimiyle "Her yaşamın günübirlik olduğu, kaçınılmaz sonun herkese uğrayacağı" gerçeğiyle yüzleşeceğini düşündüğüm hikayeler barındırıyor. Roma İmparatoru ve filozofu olan Marcus Aurelius'un Düşünceler kitabından bolca alıntı yapılmış olması beni her ne kadar sevindirse de bu bilgelikteki bir insandan bu zamana kadar bi'haber yaşamış olmanın utancını da yaşadım. Sıradaki romanımı belirleyen ve kendisini insanlara yardıma adamış olan Irvin D. Yalom'a sonsuz teşekkürlerimle! Herkese keyifli okumalar dilerim.
Günübirlik Hayatlar
Günübirlik HayatlarIrvin D. Yalom · Pegasus Yayınları · 20158,4bin okunma