Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

KeremcimKoç

KeremcimKoç
@KOCKEREM
Hüzün geriye kalandır biraz blues dinleyin benim için...
Disconnectus erectus
9 okur puanı
Temmuz 2019 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
Fikret Kızılok
Ne alınır Ne satılır Para yerlerde sürünür Geçtikçe şu günler Anladıkça hayatı Birçok şeyin değeri Küçüldükçe küçülür Kapat gözlerini ve düşün İpekten bir deniz Pamuktan bir gökyüzü İki tomurcuk yüreğimizde Belki de sen ve ben ikimiz Birbirinin farkında gözlerimiz Düşüncelerimiz,olmayacak hayallerimiz
Reklam
Tutunamayanlar
Siz bir de Tutunamayanları 'November(Max richter) ' ile okuyun öyle akıcı ve kalıcı ve güzel bir hal alıyor ki. Bu şarkı tüm 'Disconnectus erectus ' familyasının şarkısı olsun. Dinleyelim, dinletelim, okuyalım, okutalım.Hepimiz burada buluşalım. Ey sevgili Disconnectus erectus kardeşlerim böyle kolay mı pes edeceğiz. Zafer bizim olana dek savaşmaya devam...
Beethoven
Konuşmanın hiçbir şeye değmediğini hissettiğim anlar oluyor.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Cemal Süreya
Sana yolculuk yapmak istiyorum. Kes yüreğine giden bir bilet;"can" kenarı olsun.
Albert Camus
Camus'a göre uyumsuzluğun ilk belirtisi ne düşündüğün sorusuna içtenlikle "hiç" yanıtını verebilmektir. Yabancılaştığın, dönüştüğün, bunaltı duyduğun şeylere alçakgönüllülükle yaklaşmanın en temel yoludur "hiç".
Reklam
Arthur Schopenhauer
Soğuk bir kış sabahı çok sayıda kirpi donmamak için hep birlikte ısınmak üzere bir araya toplanır. Ama kısa süre sonra oklarının birbirleri üzerindeki etkilerini görüp yeniden ayrılırlar. Isınma gereksinimi onları bir kez daha bir araya getirdiğinde okları yine kendilerine engel olur ve iki kötü seçenek arasında gidip gelirler; ta ki birbirlerine katlanabilecekleri uygun mesafeyi bulana kadar. Bunun gibi, insanların hayatlarının boşluğundan ve tekdüzeliğinden kaynaklanan toplum gereksinimi onları bir araya getirir; ama nahoş ve tiksinti verici özellikleri onları bir kez daha birbirinden ayırır.
"Daha iyi, iyinin düşmanıdır." -bize çok güzel şeyler verildi ama kıymetini bilemedik hep 'daha' fazlasını istedik, yanıldık. Daha fazlasını isterken bile aklımızda hep daha da fazlası vardı, yetinmedik. Şimdi ise acısını çekiyoruz. Zamanında bize verilen mutluluğu değerlendirememekle birlikte artık bir kum tanesi kadar mutluluğa bile muhtaç kaldık-
Sayfa 72
... yürümek gerektiğini, bunun için de yalanı ve aldatmacayı kabul etmek ve insanları bile bile ölüme ve yıkıma götürmek gerektiğini, bundan başka nereye götürüldüklerini hiçbir şekilde fark etmemeleri ve bu zavallı kölelerin hiç olmazsa yolda olsun kendilerini mutlu saymaları için bütün yol boyunca onları aldatmak gerektiğini görüyor...
53 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.