Efsuncu Baba harikaydı. Bir kitap düşünün ki, okurken film havasına sokup, sizi o döneme götürsün, zekice ve gayet esprili bir dilde olsun. Tebessümden bahsetmiyorum bazı yerlerde kahkaha attıran cinsten. Daha ne istenir ki.
Okuduğum kaçıncı kitabı bilmiyorum ama bildiğim şey şu ki, ben bir Hüseyin Rahmi hayranıyım. Okumalarımda dönüp dolaşıp ona çıkıyor yolum. Aslında arka arkaya tüm eserleri bitirebilirim fakat kendime hakim oluyorum. Ara ara okumaya çalışıp zamana yayıyorum. Hepsini tüketirsem boşluğa düşerim. Kitaplığımda hala okunmamış, beni bekleyen eserleri olduğunu bilmek çok güzel...
Büyük beklentilere girmeye gerek yok. Çerezlik, romantik komedi tadındaydı. Doğal olarak, hızlı okunuyor böyle kitaplar. İçeriğini hiç bilmeden, araştırmadan okudum. Bilseydim okumazdım. Çünkü romantik komedi kitapları aşırı basit gibi geliyor ama meraklısı tarafından tercih edilerbilir mi? Evet.
Asla wadpad kitabı okumam gibi bir tabum yok. Konusunu öğrendiğim ve ilgimi çekmeyi başaran, her çeşit kitabı okuyup deneyimlemek isterim. Bu kitapta onlardan biriydi. Uzun süredir reading slump durumundayım. Çerezlik bir kitap sürüklesin, hızlıca bitsin istedim ve bunun konusunun gizemli olduğunu düşünüp, bir hevesle başladım. Ne yazık ki o hayal ettiğim gizemi okumak ve gerilmek yerine, Esin karakterine sinir olmatan başka birşey hissetmedim. Tam bir salak. Psikoloji öğrencisi, güya çok zeki ama yaptıkları tam bir gerizekalı işi. Yazar Esin gibi basit ve salak bir tip yazarken Hamit'in bilgece konuşmalarıyla ise "bakın boş değilim bir birikimim var. Bakmayın wadpad yazarı olduğuma" demek istemiş gibi:)))
Çok popüler olduğu için, zamanında Deli ve Deli Kız'ı da okumuş birisi olarak, net söyleyebilirim ki, yazarın kitaplarında kadın karakterlerinin tümünü güçsüz, ezik. Yakışıklı erkekleriyle var olabiliyorlar. Yani yakışıklı bir adam varsa, her türlü şiddete katlanan karakterler yazıyor yazar. Okur kitlesi çoğunlukla ergenler olabilir. Okumada belli bir yol katetmiş, yetişkin biri olarak, her tür kitabı okuyabilirim çünkü analizini yapabilme ve eleştirebilme yeteneğim gelişti. Çoğunlukla bu tarz kitapları, henüz kitap ayrımı yapmayı bilmeyen ergen kesim, heyecan verici ve hormonlarına hitap ettiği için tercih eder. Gelgelelim okurken bilinç altlarına neler olduğu meçhul...
Jonathan Noel bütün bu olup bitenlerden, insanlara güvenilmeyeceği, huzur içinde yaşayabilmenin ancak onları kendinden uzak tutmakla olabileceği sonucunu çıkardı.
Nihayet seriyi bitirdim. Bu ikinci kitap resmen elimde süründü. Yarım bırakmamak için kendimi zorladım. Bir kez daha anladım ki ben fantastik okuru değilim. (Zamanında fiyatlar bu kadar uçmamışken ve hala kitap alabiliyorken stokladığım, o fantastik kitapları, nasıl okuyacağımı düşününce moralim bozuluyor.)
Neyse öncelikle sorun bende. Kitap gayet akıcı ve sürükleyici. Hatta fantastiğe boğulmuyorsunuz ama yinede beni sıktı. İlk kitap biraz daha heyecanlıydı. Bunda ise sonunu tahmin edebildiğiniz bir hikayeyi okuyorsunuz. Süpriz sonlu olmayacağı baştan belli.
Kısacası, fantastiğe yeni başlamak isteyenlere süper bir öneri olur ama bu türün müdavimi olanlara çok çok basit kalır.
Gerçekten keyifli bir okumaydı. Merak uyandıran konusuyla kitap sizi bir anda içine çekiyor ve elinizden bırakmadan ilerliyorsunuz. Konusunu anlatmak istemiyorum çünkü hem spoiler olur hemde o gizeme kapılmanıza engel olabilirim istemeden. Gizemli hoş bir hikaye okumak isterseniz bu kitap harika bir tercih olur.
Selma ve GölgesiPeyami Safa · Alkım Basım Yayın · 20172,854 okunma
Ben kitabı Artemis yayınlarındaki baskısından okudum. İş bankası yayınları adını, Akıl ve Tutku olarak çevirmiş.
Film izlemiş gibi hissettirdi. Mantığıyla hareket eden Elinor ve duygularını ön planda tutan Marianne adındaki iki kız kardeşin aşk hayatlarını anlatan bir roman. Yazar zaman zaman şaşırtma yoluna girmişsede, son beklenildiği gibi oluyor. Herkes mutlu.
Her kitabın okuma zamanı vardır. O modda olmanız gerekir ki zevkle okuyun. Modunuz romantizm olduğunda, film gibi bir kitap okumak için mükemmel tercih.