Realister doğayı görünen gerçeğin tanımlanması için bir çıkış noktası olarak görürken, romantikler duyguların yansımasının gizli evreni olarak düşünmüşlerdir.
Mevlâna, "Sözün talibi kulaklıktır," der. Herkes aynı şeyi duysa, aynı şeye baksa da yaşı, cinsiyeti, eğitimi, politik ideolojisi, mesleği vb. nedenlerle farklı biçimde algılayabilir ya da ifade edebilir.