Sevgi dilenmekti. Sevmeyenlerimizin kapısının önünde durup beklememizdi. Çaresizlikti, kabullenişti. Tanrı bile sevmemişken bizi, bir et parçasından sevgi dilenmek çokta utanç verici bir duygu değildi bizim için.
Doğru kişiyi bulduğumuzda hayatımızın sonuna kadar eksik parçamızı bulmuş gibi oluruz. Kaybettiğimizde de hayatımızın sonuna kadar eksik kalmış gibi...
Artık hayallerimiz bile sınırlı bizim. Kavuşma ihtimalimiz bile yok. Yüzün silindi hafızamdan yavaş yavaş... Belki gözlerine denk gelirim herhangi bir sokakta herhangi biri olarak. O zaman da anlayacağım ki geçip giden sadece zaman olacak.
Sonra aramıza şehirler girecek, hiç karşılaşmayacağız. Tesadüfler bile bir araya getiremeyecek. Sonra belki birimiz öleceğiz, diğerimiz hiç bilmeyecek...
"Birisinin hüngür hüngür ağlayarak kurduğu bir cümlenin, hiç kimsenin gönlüne değmemesi kadar canım yandı o gece. Sonra, gırtlağımda yüklemi olmayan bir cümle ile eve döndüm. İnsan aptal olduğunu öğrenince eve döner hep..."
"Öyleyse neden yüreğimi dinlemek zorundayım?"
"Çünkü onu susturmayı hiçbir zaman başaramazsın. Hatta onu dinlemiyormuş gibi yapsan da o gene oradadır, göğsündedir; hayat ve dünya hakkında ne düşündüğünü sana tekrarlamayı sürdürecektir."