Halil
@Kuant
Okumak, kitapların engin bilgilerin olduğu deryalarında kaybolmak ve geri döndüğümde kendimden başkasını ummayı ve bulmayı hedefliyorum... Öyle işte
Abant İzzet Baysal Üniversitesi
145 okur puanı
Şubat 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Sabitlenmiş gönderi
Değişmez doğa yasaları uyarınca insan kaçınılmaz olarak ölecektir. Ölümün bu kaçınılmazlığı kişinin tüm yaşamına özel bir anlam kazandırmakta ve değer katmaktadır. Bizler yaşamı, sonlanacak, muhakkak yok olmaya varacak, sonsuz ve bilinmez bir şey tarafından yutulacak bir olgu olarak kavrıyoruz ve bu kavrayış geçici ve geri dönmez bir nimet olarak bizi yaşamın değerini bilmeye, onu koruyup kollamaya zorluyor. Elbette yaşamı en iyi şekilde yaşamak istiyoruz. İyi ama en iyi şekilde nasıl yaşanabilir? İnsanoğlu yaşamın boşa geçmemesi ve onun bizlere verdiği güzelim armağanları küçük ve boş baştan çıkarıcılara tercih etmemek için, karşısına çıkan binlerce olasalıktan hangisini seçmelidir?
İşte insanoğlunun önünde duran bu ezeli ve ebedi soru tüm haşmetiyle yazarımızın karşısına da çıkmaktadır. “İvan İlyiç'in Ölümü” hikâyesinde bu sorunun cevabı vardır. Ancak bu cevap ideal insan yaşamı için bir öngörü içermemektedir. Biz bu eserde insanın nasıl yaşaması gerektiğiyle ilgili yönergeler bulamıyor, sadece tıpkı bir ayna karşısında olduğu gibi çağdaş insanın yaşamının hiçliğini, onun toplumsal yanılgının kurbanı oluşunu, bilincinin nasıl karardığını, tüm yaşamı boyunca aslında nasıl içi boş mutluluk hayalleri peşinde koştuğunu, yaşamın gerçek güzelliğini kavrayamayarak gerçek yaşam nimetlerinden nasıl uzaklaştığını görüyoruz. Yazar burada okuyucuya nasıl yaşanmaması gerektiğini anlatmakta. Bu eser bu anlamda tamamıyla ve mutlak olarak olumsuzdur, ne olması değil ne olmaması gerektiğini anlatmaktadır.
Bedenin bu hayatta direnirken ruhun pes etmesi yüz kızartıcıdır.
Anlık üzerine
Bir işi yaparken soğuktan titremeye ya da sıcaktan bunalmaya, uykulu olmaya ya da uyunu almış olmana, kötü laflar ya da övgüler duymaya, ölmeye ya da başka bir şeye hiç aldırış etme. Çünkü ölmek de yaşamadaki bir eylemdir. Bu yüzden de ''Şu andan en iyi şekilde yararlanmamız'' yeterlidir.
Okur Takip Önerileri
Cehalet ve Kibir
''Hiç kimsenin başına yaradılışı gereği katlanamayacağı hiçbir şey gelmez. Diğerlerinin başına gelenler senin de başına gelir, ama diğerleri ya cahillikten ya da zihinlerinin azametini kanıtlamak için sarsılmamış, hiç zorlanmadan katlanmış gibi görünmek isterler. Doğrusunu söylemek gerekirse cehaletin ve kibrin bilgelikten güçlü olması şaşırtıcıdır.''
Yönetici İlkeni Takip Et
Doğaya uygun her düşüncenin ve her eylemin sana layık olduğuna inan; bunların ardından gelecek herhangi bir kınama ya da söz dikkatını dağıtmasın. Güzel olan eylem ve sözlere layık olmadığını hiç düşünme. Çünkü bütün insanların kendilerine has yönetici ilkeleri vardır, kendilerine özgü dürtülerle hareket ederler. Sen onlara bakma, kendi doğanı ve doğayı izle eylemlerinde; her ikisi de aynı yola çıkar.
Saygı
Saygı, hırstan, amaçsızlıktan, tanrılardan ve insanlardan gelen her türlü memnuniyetsizlikten uzak ve temiz tutar insanı. Tanrılardan gelenler, erdemleri yüzünden saygındırlar; İyilik ve kötülük cehaleti yüzünden insanların bazı davranışları acınası olabilir fakat bu, siyahla beyaz farkını ayırt edememeye mahkûm bırakılanınkinden daha fena bir kusur değildir.
Ey yüce ama sefil olmaya meyilli ruhum!
Aşağılıyorsun, bizzat kendini aşağılıyorsun ruhum!
Kendini onurlandıracağın zaman gelip geçiyor. Çünkü
herkesin tek bir yaşamı vardır ve seninki hemen heme-
n tamamlandı; kendine saygı duyan biri değil, diğer in-
sanların ruhlarında kendi mutluluğunu arayan birisin.
Sayfa 15Kitabı okuyor
Bir kitabı okumaya başladı
Bir kitap okudu
96 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Hakikat
Keşke artık insanlar her şeyi kavrayabilse, hakikat de açık ve kabul edilmiş olsa! Keşke öğretilerimizden hiçbirini değiştirmeseydik: Şimdi hakikatı, ONU ÖĞRETENLERLE birlikte arıyoruz.
Bir kitabı okumaya başladı
Türklerin Peygamberi ve Cezayir...
Bay Golyadkin, uykularında bile Tanrı'nın adını ağızlarından düşürmeyen Türklerin bir anlamda doğruyu yaptığını söyledi. Bazı âlimlerin Türklerin peygamberi Muhammed hakkında attıkları iftiralara katılmadığını ve onun kendi çizgisinde önemli bir politikacı olduğunu söyleyen Bay Golyadkin, konuyu bir derlemede okuduğu Cezayir'deki ilginç berber dükkânına getirdi. Misafir ve ev sahibi Türklerin saflığına oldukça güldüler; ama afyonun etkisiyle şahlanan fanatikliklerini övmeden geçemediler..
Çok güvenilir 2.Bay Golyadkin vakası!
Güvenilir biri olduğunu gösterebilmek için, ev sahibini memnun etmek için uğraşıyor ve ev sahibine, bir suç işlediği için vicdan azabı çeken biri gibi bakıyordu. Örneğin, herhangi bir tartışmalı konuda hemen Bay Golyadkin'in görüşüne katılıyordu. Kazara Bay Golyadkin'in görüşüne karşı bir görüş söylerse hemen sözünü geri alıyor, hatasını düzeltiyor, ev sahibiyle kesinlikle aynı şekilde düşündüğünü, konuya onunla aynı açıdan baktığını söylüyordu. Kısacası misafir, Bay Golyadkin'in "gözüne girebilmek" için o kadar uğraştı ki sonunda Bay Golyadkin misafirinin her açıdan hoş, sevimli bir insan olduğuna karar verdi.