Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Süleyman Yetik

Süleyman Yetik
@Kurmada
2 okur puanı
Mart 2023 tarihinde katıldı
Yaşasın Şeyh Said ve Devrimi!
işbirliği yaptıklarını söylemek ve Şeyh Said'i aşağılamak üzere kasaba meydanına, zorla toplanan halkın önüne çıkarıldılar. Meydanda, kimseden çıt çıkmaz. Subay, ulusal egemenliğe karşı suç işlediklerini söylemelerini ve Şeyh Said'i aşağılama- larını emrettiği sırada Osman Efendi kendini tutamaz ve bağırır: - Yaşasın Şeyh Said ve devrimi! Bir halk gösterisinden korkan subay bu tepki karşısında aptallaşır; tutukluların hemen hapishaneye götürülmeleri için emir verir. Tutuklular dövülür, aşağılanırlar.
Sayfa 44
Reklam
Kürdistan'da Bilim
Alexandre Yaba Bey, 1860'da yayınlanan "Tebligatlar ve Kürt Hikâyeleri Derlemesi"nde ecit. “Önceden Kürdistan'da çok sayıda okul vardı ve oradaki insanlar bilime büyük bir ilgi gösteriyordu. Kürdistan'ın bütün kasabalarında, bütün vilayetlerinde, bütün “kasaba ve köylerinde” bir, iki,üç okul ve bazen daha da fazlası. Not:Kitap "La Question Kurde ses origines et ses causes" adlı kitabın 3.sayfasından alınmıştır ancak alıntılarda yer verilmediği için yerine başka kitap koydum
Sayfa 3
Türkiye'de Kürdistan Sözü
Her türlü kötülük Mustafa Kemal'in makyavelistliğinden gelmiştir. Yunanlıları, Fransızları ve İtalyanları Kürtlerin kitlesel yardımı sayesinde yenmişti. Böylece İngiltere'yi kendisiyle antlaşma yapmaya zorlamıştı. Atatürk sözlü olarak, yardım etmeleri durumunda Kürtlere Türkiye Cumhuriyeti çerçevesinde tam bir özerklik vereceğine söz vermişti. Ama 1923 yılında Sevr Antlaşması'nın yerine Lozan Antlaşması'nı koydurduktan sonra sırtını çevirdi ve Kürtlerin özerklik isteklerine karşı açık açık düşmanca tavır takındı. Onca değerli "Türkiye Türk ve Kürt halklarına aittir" sloganı hemen unutuldu... Kurtuluş Savaşı sırasında ordunun ve Kürtlerin kahramanlıklarından sözeden, TBMM'de bile dinlenilen plaklar yasaklandı ve toplatıldı. Meclis önce feshedildi, hemen ardından yeni kabineye Kürt bölgeleri için Türk milletvekilleri seçildi. Kürt medreseleri kapatıldı ve birçok eski Kürt milletvekili tutuklandı, askeri mahkemelerde yargılandı. Ankara'daki merkezi iktidarın eli Kürt bölgelerinde gitgide ağırlaştı. Savaş öncesindeki Jöntürkler'in Panturanci düşüncelerine bu dönüş, yurtseverleri, nüfuzlu kişileri ve özellikle Mustafa Kemal'le çok yakın işbirliği içinde olanları alarma geçirdi. Bu yıkıcı siyasetin yolunu tıkayacak bir Kürt direniş örgütü kaçınılmazdı.
Sayfa 34

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Atatürk'ten Önce Kürt Olmak
Herkes hocayı aziz bir kişi olarak değerlendiriyordu. Eh, bilgi sahibi olan oydu ve görevi o bilgiyi bize kazandırmaktı. Bitmek bilmez bir sabırla, medreselerde kullanılan yönteme göre, cansız, tekdüze ya da melodik bir ritmle bize hep birlikte yinelettirerek alfabeyi öğretti... Sınıfta Türk ve Kürt arkadaşlarım vardı. Türkler memur çocuklarıydı. O zamanlar Kürt olmak çok normal bir şeydi. Osmanlıydık; Araplar, Türkler ve Kürtler arasında hiçbir ayrım yapmıyor- duk. Çocuktuk ve eğlenmekten başka bir şey düşündüğümüz yoktu. Aynı yılın sonbaharında, anamın daha önceden bozuk olan sağlığı gitgide kötüleşti. Hiç bir şey onu iyileştirmeye yaramadı. Genel olarak Kürdistan'ı, özel olarak ailemizi sarsan olaylar yatışacağa benzemiyordu...
Sayfa 34
Süleyman Yetik

Süleyman Yetik

, bir kitabı okumayı düşünüyor
Jane Eyre
Jane EyreCharlotte Brontë
9/10 · 31,4bin okunma
Reklam
Türkler'in Verdiği Özerk Kürdistan Sözü
Oysa, Kürt ulusal hareketi³ henüz zayıftı. Kurnaz bir yeteneğe de sahip olan askeri deha Mustafa Kemal, genel durumdan, Kürtlerin güvensizliğinden ve umutlarından elde edeceği yararları hemen sezinledi. Halifeliği tehdit eden büyük tehlikeyi karartarak Paris'te gerçekleştirilen Kürt- Ermeni anlaşmasını onlara bir ihanet olarak gösterdi ve yabancı işgalinden kurtarılmış yeni bir Türkiye'de özerk bir Kürdistan kurulacağı düşüncesini ileri sürdü. Bunun için İngilizlerin yardım edeceğini düşünüyordu.
Sayfa 14
Kürt Kızılbaşlar
Safavi İmparatorluğunun resmi mezhebi olan Şialık da, bazı kürt mutasavvufları vasıtasıyla muslihane bir surette Dersim kürtleri arasına sızmıştı ki, bu da; Alevilik demekti. Şu halde, esas Zerdeşt âkidesinde bulunan Dersim kürtleri, bir taraftan Horasandan Dersine hicret eden kürt-alevi- Zaza aşiretleri mutasavvufları vasıtasıyla aleviliğe, bir taraftan Haci Bektaş Veli halifeleri marifetiyle Bektaşilige ve Safavi mutasavvufları delaletiyle de, Şialiğa mütemail olmak üzre muhtelif âkidelere malik olmuşlardı. 736 Hicride, Dersimde bulunan Horasanlı kürt halifelerden Kureyş ile Bamasura, Alaeddin Selçuki tarafından ve daha sonra Sultan Orhan ve Murat taraflarından halıfelik ünvanı aldılar. Dersim aşiretlerinden bir çokları ve bilhassa Lolan ve Çarek aşiretleri bu halifelere mürit olduler ve bu vesile ile Dersim aşiretleri arasında Bektaşi ve Şialığa nisbeten; Horasan aleviliği üstünlüğünü muhafaza etti. Bu hal Yavuz Sultan Selim zamanına kadar devam ederek, bu devirde, bu âkide müntesibi kürtlere Kızılbas denildi.
Sayfa 25
Kürtler(Lor,Kurmanc,Zaza,Goran,Soran)
"Filan adam Kürt müdür, yoksa Zaza mıdır?" denildiği zaman Kürtten maksat "Kurmanc"tur. Dünbüliler'e "Zaza" ismini veren yine Türkler'dir. "Zaza" kelimesini ne bizzat Zazalar, ne de Kurmanclar kullanmazlar. Kürtler'in en büyük kısmını Kurmanclar teşkil eder. Soran ve Gûran Kürtleri Musul vilâyetine mahsustur. Lur Kürtleri Iran dahilindedir. Diğer vilâyetlerdeki Kürtler, Kurmanclar'la Zazalar'dan ibarettir. Yalnız Soranîler'den Şeyhbızınî taifesi her tarafa dağılmıştır. Diyarbekir'de, Trabzon'da, Ankara'da bile bu aşiretin batınlarına tesadüf edilir.
Sayfa 27
Eyyubi Ailesinin Kökeni
Arapların 559 (M. 1163) yılında Nureddin, Esedüddin Şirkuh'u Mısır'a gönderdi. Bu zat Selahaddin'in babası olan Necmeddin Eyyub'un kardeşidir. Şirkuh ve Eyyub, Sadi'nin oğulları idi ve bunlar Ermenistan'ın bir şehri olan Dâvin'den idiler ve irkan Kürttüler.
Sayfa 401
Kürt Âlimin Kürtçe'nin Hor Görülmesine Karşı Çıkması
Kürt dilinin aşağılanıp horlanmasına ilk karşı çıkanlardan birisi bilge Kürt alimlerinden Muhammed İbn Adem'dir. Bu alim, İbn-i Kemal'ın Le Texşune: Korkmayınız! diye başlayan ayetin açıklamasına yazdığı kenar notunda, şunu söylüyor: "Kürtçe harfleri kullandığımdan ötürü ayıplanmış olduğumu duydum. Böylece bu lafı edenler hakkındaki şu Kürt atasözünün anlamı doğrulanmış oluyor: Onlar ki, kabuğundan soyulmuş yumurta gibidirler". Ünlü bilgenin 1205 yılında yazmış olduğu bu kenar notu, kendi dilinden yazı yazanları ayıplayanları teşhir etmesi bakımından önemli bir belge sayılır. O tarihlerde kentlerde bulunan belli sayıdaki Kürt aydınları, yazdıkları rapor ve mektupları, tuttukları defterleri Arapça harflerle ama Kürt diliyle kaleme alıyorlardı. Çok az kişi, bu gibi işleri Farsça yapıyordu.
Sayfa 179
Reklam
Pehlevice Kürtçesi
"Artık kabul edilen bir gerçek var: Zerdüşt Peygamber, son dönem Med dilini konuşuyordu. O ülkenin (Med diyarı) ku- zeyinde doğmuştu.Şimdi o bölge Mukri bölgesi olarak adlandırılıyor. Bu durumda, Zend Avesta'drüldüğü gibi Zerdüşt'ün dili, şimdiki Mukri lehçesine çok yakındı. Hatta, sonradan da açıklayacağımız gibi, bizzat Mukri lehçesinin ta kendisiydi"⁷⁵.Biz Mukri lehçesinin, gu İran'daki bir kolu olduğunu hatırlatalım. 75.Dipnot Ingiliz Ely Bannister Soane'dan aktaran M. E Z. Beg, age, s. 327.
Sayfa 120
Avesta'nın Kürtçe Dili Oluşu
Eski Dönem: Eski İrani diller olarak adlandırılan ve Avesta'nın yazıldığı MÖ 9. yüzyılda başlayan ama esas olarak MÖ 4. ila 8. yüzyıla kadar uzanan bir aşamadır. Eski dönem diye adlandırılan bu aşamada Avesta'ya egemen olan dilin Medce yani Kürtçe olduğu görülür.
Sayfa 78
Kürtler'in Ataları
Avram Galanti Bey'in araştırmacı Meyer'e dayanarak öne sürdüğü bu görüşler, önemli ölçüde doğrudur. Çünkü Harri denilen kavimler topluluğu, Kürtlerin ataları kabul edilen Gutiler'den sonra gelen Harri/Hurri/Hurrit kavimlerinden başka birşey değildir. Mittaniler Kassit topluluklarıyla çağdaş olan Kürt ağırlıklı bir topluluktur. Ancak Harri kelimesinden bozularak Arî ibaresine dönüşen şey, bir zamanlar sınıfsal bir konumu (üst tabaka, aristokrat kesim) simgelemenin yanı sıra, dil bağlamında kültürel bir sınıflandırmanın adıdır. Yoksa etnik ve irkî anlamda Arî diye birşey yoktur. Esasen ırksal sınıflandırma tümüyle bilime aykırıdır.
Sayfa 22