Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kübra Erken

...bileğimin derisi gözüme öylesine beyaz ve savunmasız göründü ki bir türlü yapamadım. Sanki asıl öldürmek istediğim şey o derinin altında ya da başparmağımın altında atan o ince mavi damarda değil, başka bir yerde, daha derinde, daha gizli ve ulaşılması çok daha güç bir yerdeydi.
Sayfa 156Kitabı okudu
Reklam
Güzel konuşuyordu ama kalbinden gelenler dışında dile getirmesi gereken başka hisleri de vardı ve Darcy, sevgiyle alakalı hususlarda, gurur meselesinde olduğu kadar usta dilli değildi.
Bu şehir yüzyıllardır erkektir ve kadınları sevmeyi bilmez. İşte bu yüzden, bu şehirde ben her gün kendimi defalarca öldürürüm. Bomba olur patlarım; kulesinden, köprüsünden aşağı atlarım. Elimde bir bıçak her yerime saplarım. Tavandaki bütün ipler kendimi asmam için sallanır. Arabalar önlerine atlamam için yol alır. Denizinde, lağımında, çöpünde kimliksiz cesedim. Kimsesizler mezarlığında daracık çukurlara sığar dev cesaretim.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bu şehir öyle bir şehir ki, küçük bir kız üzülür, üzüldüğü anlaşılmaz. Kuşlar cehennem çığlıklarıyla ötüşür, duyan olmaz. Bir ağaç acıkır, kimse... hiç kimse umursamaz.
Bu arada ben birbiri ardına çılgınca planlar yaparken, kader de zaten benim için çalışıyordu.
Reklam
Ey dağların, denizlerin öbür tarafındaki insanlar, siz ki mavi göğün altında yaşıyorsunuz, savaş neyinize gerek? Ben her biriniz için aynıyım ve siz de benim gözümde eşitsiniz. ... Derinim, yükseğim, büyüğüm, ucum bucağım da yok... hepinize yeterim ben...
İnsanların insan olarak kalmalarıydı senin en büyük dileğin. Savaşın onları insanlıktan çıkarmamalarını, ruhlarından iyilik ve acıma duygusunu çıkarıp atmamasını istiyordun.
Olgunluğa erişmesi zaman alan hayvanların en uzun yaşayan ve en soylu türden hayvanlar olduğu gözlemlenmiştir. Bununla birlikte, erkekler uzun yaşam konusunda bir üstünlük iddia edecek durumda değildir; doğa bu açıdan onları kadınlardan ayırmamıştır.
Sayfa 108Kitabı okudu
Değerli düşünürler! Bizler ne için yaratıldık? Masum kalmak, çocukluk durumunda kalmak demektir. - Hamurumuzu oluşturan toprağa döneceğimiz güne kadar, insanlığın akıl denen soylu ayrıcalığı, iyiyi kötüden ayırt etme gücünü kazanmasını sağlamaya çalışmayacaksak neden doğduk?
İncelik erdem kadar yüksek bir değer değildir ve en övülesi hedef, cinsiyet ayrımını göz önüne almadan, bir insan olarak iyi bir karakter geliştirmektir. Konuyla ilgili her türlü ikincil düşünce, bu yalın ilkeden hareket etmelidir.
Reklam
Herhalde dünya üzerinde kendi bireysel ölümünün kaçınılmazlığının farkında olan tek tür biziz. Korkarım kısa süre içinde kendi ortak sonunun, ya da en azından uygarlığının sonunun geldiğini bilinçli olarak görecek bir tür olmamız gerekecek.
Kimse "buradaki" şeylerin var olurken "burada" olmayan şeylerin var olmadığını hayal dahi edemez. Öyleyse neden "şimdi" olan şeylerin var olduğunu, diğerlerinin var olmadığını söyleriz? Şimdi, "akan" ve şeyleri peş peşe "var" eden, dünyaya ait nesnel bir şey midir yoksa "burası" gibi yalnızca öznel bir şey mi?
Böyle eski, denenmiş iki dost arasında süslü sözlerin ve şairce yeminlerin gereği galiba yoktu. Onlarınki gibi sevgiler, eğer doğacaksa, iki kişinin önce birbirlerinin kötü huylarını tanıyıp, iyi yönlerini en son öğrenmeleriyle doğar. Aşk, katı, gündelik gerçek yığınlarının arasındaki çatlaklarda yeşerir.
Sayfa 484Kitabı okudu
Öğrendiğimize göre, eşyaya renk veren ışınlar, eşyanın emdikleri değil de almayıp yansıttıkları ışınlarmış. Bunun gibi insanlar da olumsuzlukları ve düşmanlıklarıyla seçilirler; iyi niyetlerinin üzerindeyse pek durulmaz.
Sayfa 186Kitabı okudu
Hep şunu düşündüm, Varenka, biz insanlar, kaygı ve telaş içinde yaşayan biz insanlar, gökteki kuşların kaygısız ve masum mutluluğunu da kıskanmalıyız.
Erkek kısmı, ne de olsa, serbesttir; ihtirasları ve memleketleri dolaşır, engellerden atlar, en uzak saadetlere dişlerini geçirebilir. Kadının ise önüne her zaman engeller çıkar. Hem bir külçe gibi hareketsiz, hem de kolay eğilip bükülen bir yaratık olan kadının başında, vücudunun rehaveti, kanunun emrettiği itaatler gibi düşmanları vardır. İradesi, sapkasının bir şeritle tutturulmuş tülü gibi, her rüzgarın etkisi ile çırpınır; daima sürüklenen bir arzu ve yine daima engel olan bir ahlak düşüncesi vardır.
Reklam
Üşüyorsun; çünkü yalnızsın, içinde gömülü duran ateşi hiçbir insanın yakınlığı alevlendirmiyor. Hastasın; çünkü duyguların en güzeli, insanoğluna bağışlanan en tatlı, en yüce duygu senden uzak duruyor. Aptalsın; çünkü onca acı çekerken gene de mutluluğu yanına çağırmaktan kaçınıyorsun; onun seni beklediği yere doğru bir adım atmaya bile yanaşmıyorsun.
Sayfa 277Kitabı okudu
Bence yaşam çok kısa. Günlerimizi kin gütmekle, bize yapılan kötülüklerin çetelesini tutmakla geçirirsek çok yazık! Bu dünyada hepimizin, her birimizin bir sürü kusuru olduğu su götüremez. Ama, bir gün gelecek, umarım yakında bir gün, bu kusurları ölümlü bedenlerimizde bırakıp sıyrılacağız.
Her insan birilerini, bir şeyleri sevmeyi gereksinir. Ben de sevilmeye daha layık birilerinden, bir şeylerden yoksun olduğum için, küçük bir korkuluk kadar partal, soluk olan bu zavallı oyuncağı sevip bağrıma basmakla avunuyordum.
Yoksa sen bizim sadece balolarda ekozes yaparak döndürülmek, evde de kanaviçeye köpekçikler işlemek için mi doğduğumuzu sanıyorsun? Hayır, ben kadının toplum üzerinde, ya da hiç değilse bir adamın kalbi üzerinde nasıl etkili olabileceğini biliyorum. Bizi tutsak ettikleri aşağılık durumu kabul etmiyorum.