Gerçekten kaderin elinde miydik? İçinde bulunduğumuz durumlara kendi kendimizi sokmuyor muyduk yani? Kendi seçimlerimiz, önceliklerimiz hiçbir değişikliğe yol açmaz mıydı?
Madeleine kaşlarını biraz çatarak "Hepimiz böyle yaparız" dedi. "Gerçekte yaşamadığımız bize başkalarının anlattığı şeyler bir süre sonra kendi yaşadığımız anılar haline gelir. Benim de benzer hikayelerim var."
Hala kavramsal açıdan sevginin dünyadaki en önemli şey olduğu düşüncesinin gerçekliğini savunuyor olsa da, artık onu evrenin tek ışığı olarak görmüyordu.
Burada yemek ve uyuma saatleri belirli değildir. Kimsenin kimseyi dinleme zorunluluğu da yoktur. Birini dinlerken bile sonuna kadar beklemeyebilirsin: sözün yarısında dışarı çıkarsın canın isterse. İstemezsen hiç karşılık vermezsin konuşmalara.