Nöro psikiyatrlar yataktan kalkınca yapılan ilk işin beyin tarafından en önemli iş olarak yorumlandığını söyler. Böylece beyin olanaklarını buna benzeyen işlere sunarken diğerlerini ihmal eder.
“Her lokmanın tadını sessizce çıkarıyorlar, hislerinin tamamen bilincindeler. Her anı derinlemesine yaşıyorlar. Bir başkasının yanında hayran olunmayı ya da saygı görmeyi falan beklemiyorlar. Daima samimiler. Başkalarını yargılamıyorlar, dolayısıyla kendileri de yargılanmaktan çekinmiyorlar.
**** Onlar... özgür.”**
Ölümün kolay olduğu yerler vardır, yaşamanın zor olduğu yerlerin yanısıra. Ya
da, yaşamanın da ölüm gibi bir görev olduğu yerler vardır... Aşkın, inancın ve
umudun yaşamak kadar, ölümü de gerekli ve sevimli kıldığı yerler vardır...
Gevşedi, derin bir nefes aldı ve o da ustasına gülümsedi. Yıllar yaşlı adamın yüzüne içindeki iyiliği kazımıştı. Derin kırışıklıkları ruhunun güzelliğini ortaya koyuyordu. Gözleri yoğun bir ışıkla parıldıyordu. Korkunun ne olduğunu çoktan unutmuş olanların sahip olabildiği sonsuz sevginin ışığıydı bu.
Güçlü kadın ve erkeklerin oluşturduğu bir sınıf var ve bunlar hayatlarını bir şeye feda etmek istiyorlar. Reklamlar insanları gerek duymadıkları arabalarin ve kıyafetlerin peşinden koşturuyor. Kaç kuşaktır insanlar nefret ettikleri işlerde çalışıyorlar; neden? Gerçekte ihtiyaç duymadıkları şeyleri satın alabilmek için.
Dövüş Kulübü
Parti, iktidarı, kendi çıkarları için değil, çoğunluğun iyiliği için istiyordu. Parti iktidarda olmak istiyordu, çünkü halk kitleleri özgürlüğü kaldıramayan ya da gerçekle yüzleşemeyen, dolayısıyla kendilerinden güçlü birileri tarafından yönetilmesi ve sistemli bir biçimde aldatılması gereken zayıf, korkak yaratıklardı. İnsanlar özgürlük ile mutluluk arasında seçim yapmak zorundaydı ve büyük çoğunluk mutluluğu seçiyordu. Parti, zayıfların ebedi koruyucusu, iyilik olsun diye kötülük eden, başkalarının mutluluğu uğruna kendi mutluluğundan vazgeçen, bu yola baş koymuş bir