Kıyamet Park , bir serinin üçüncü bölümüymüş, bilmiyordum. Sanırım bu yüzden kitaba ısınamadım. 5 yaşında bir çocuğun aşırı karakteri kitaba adaptasyonumu engelledi. Bu yaş grubuna uzun yıllardır eğitim verdiğim için çok gerçekçi bakıyor da olabilirim tabii. Hayal gücü her daim başımın tacı ama bu sefer olmadı. Kitabı bırakıyorum, eğer diğer bölümleri okuma şansım olursa baştan başlayarak, Alper Kamu'yu tanıyarak ilerleyeceğim.
Kitap zevkine güvendiğim insanlar bu seriyi çok sevdiği için, kitabı yarım bırakışımı tamamen kendime bağlıyorum, çünkü
Alper Canıgüz 'ün kalemini severim, bende kredisi var.
21 yıllık hayatımda en ama en sevdiğim beni asla yormayan serilerden biri. Keşke hiç ama hiç bitmese. Daha ilk sayfalarda bile aşırı üzülüyorum kalan sayfalara bakınca. Okudukça çoğalsa keşke sayfalar öyle bir kitap ve seri.
3. Kitap kesinlikle favorim oldu. Altan ve Alper arasında geçen tüm diyaloglar öyle güzeldi ki keşke bizzat şahit olabilseydim dedim. Biri 5 diğeri 7-8 yaşında ama büyüklerinden daha zekiler. Olayları çözüşleri, sebep sonuç ilişkisi vs derken cümleler akıp gidiyor. Aşırı heyecan veriyor her bir detay.
Bu kitabı diğer kitaplardan daha çok sevme sebebimse Taygun'un bomba gibiyim şarkısı. Sırf bu kitap için yazılmış bestelenmiş...Harika cidden. Alper'e de olayı çözmesi konusunda büyük bir ilham oluyor. Kitabın en sonuna QR kodu konulmuş. Keşke kitaba ilk başladığımda dinleseydim bitmesini beklemeseydim dedirtti.
Tik tak tik tak her şey yalan hep taktik.
"Beni şehvetinden başka bir şey düşünmeyen, sevdiği kadına dokunmaktan bir an olsun çekinmeyen, her gece bir başkasının koynunda, başka hevesler peşinde, sıradan, basit, ne varlığı ne de ruhuyla hiçbir anlam taşımayan bir adam olarak mı görüyorsun? Hayır Fegel, eğer öyle görüyorsan yanılıyorsun. Şehvetine sığınan bir adam sevgiden bahsedemez. Sahip olduğu bir kadını hele ki incitebiliyor, bir başka kadına gitmekte kendini erkek olduğu için yeterli görebiliyorsa kimdir o Fegel? Söylesene, kimdir?"
Dizlerimin üzerine çöküp ellerimle yerden destek alarak soluk soluğa nefes aldım. "Petra," dedim soluğumdan geriye kalan o cılız fısıltıyla.
"Yalvarırım beni unutma. Yeryüzünden silinsem bile. Yok olsam bile beni unutma."