Yeniden kırık dökük bir halle meşgulüm bugünlerde
Yaprakların hışırtısı kadar sessiz düşünmek gibi güneşin sıcaklığı gibi
Kırlangıç ların gözyaşı gibi ağlamaklı
Akşam üstü uykuya dalmak kadar güzel bir hâl...
Kişi ne öğrenmelidir? Sorusuyla değil, hangi seviyedeki insanlar öğrenci olarak öğrenme eylemi için bir ilişkiye girmeyi istemektedir? Sorusuyla işe başlanmalıdır.
Okula kaydolan öğrenciler diploma elde etmek amacıyla diplomalı öğretmenlere boyun eğmektedirler. Hem öğrenciler hem de öğretmenler düş kırıklığına uğradıkları gibi yetersiz kaynaklardan para, zaman ya da binalara şikayetçi olmaktadırlar.
Okul, eleştirel yargı oluşturmanın birincil işlevine sahip olduğuna inanıldığından dolayı, insanları daha derinden ve daha sistematik bir şekilde köleleştirilmektedir.
Kendi gelişmelerinin değerlendirilmesi için diğerlerinin standartlarına boyun eğen insanlar bir süre sonra aynı kuralı kendilerine de tatbik etmeye başlamaktadırlar.
Öğrencilerin hepsi, sadece eğitim fabrikasının bir ürünü olan tüketicilerin bulunduğu ortamlarda mutlu olmak için akademik bir sürece dahil edilmektedirler.
Herkes nasıl yaşanacağını okulun dışında öğrenir. Konuşmayı, düşünmeyi, sevmeyi, hissetmeyi, oynamayı, küfretmeyi, politikayı ve çalışmayı herhangi bir öğretmen araya girmeden öğreniriz.