Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Loire

Kırdım diyorsun zincirlerini; Evet, köpek de çeker koparır zincirini, Kaçar o da, ama halkaları boynunda taşıyarak Zincirlerimizi götürürüz kendimizle birlikte; tam bir özgürlük değildir kavuştuğumuz; döner döner bakarız bırakıp gittiğimize; onunla dolu kalır düşlerimiz.
Reklam
Filanca hayatını işsiz güçsüz geçirdi, deriz; bugün hiçbir şey yapmadım, deriz -Bir şey yapmadım ne demek? Yaşadınız ya! Bu sizin yalnız başlıca işiniz değil, en parlak, en onurlu işinizdir
Cengiz Han, bazı insanlar için bir kahraman, lider olabilir ama çok fazla insan için sadece bir katildir. Birilerinin kahramanı olmak için, birilerinin katili de olmak gerekir. Sizle başa çıkabilirlerse sadece katil olarak kalırsınız. Size güçlerinin yetmeyeceğini anlar, pes ederlerse kahramansınızdır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kendilerini normal sanıyorlar, çünkü hepsi hep aynı şeyleri yapıyorlar. Ben de işte, onların kuyusundan içmiş numarası yapacağım.”
Herkesin bir yıldızı var ama kimseninki birbirine benzemiyor. Yolcular için pusula, kimileri için ufak tefek bir ışık, bilginler için çözülmesi gereken bir sorudur yıldızlar. Sözünü ettiğim işadamına göre ise altından başka bir şey değildirler. Gelgelelim bütün bu yıldızlar suskundur. Yalnız sen, herkesten ayrı göreceksin onları.
Reklam
Vereceğim sır çok basit: İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir. Gerçeğin mayası gözle görülmez.
“Yalnız evcilleştirdiğin şeyleri tanıyabilirsin,” dedi tilki, “insanların tanımaya ayıracak zamanları yok artık. Aldıklarını hazır alıyorlar dükkânlardan. Ama dost satan dükkânlar olmadığı için dostsuz kalıyorlar. Dost istiyorsan beni evcilleştir işte...”
“İnsanlar nerede? Çölde biraz yalnızlık duyuyor kişi...” “İnsanların arasında da yalnızlık duyulur,” dedi yılan.
Adalet sabit durmalı yoksa teraziler hareket eder ve adil bir karar vermek mümkün olmaz.
Ama hiç kimse bizi kendimizden daha fazla sömüremez, hiç kimse bize kendimizin zarar verdiğinden daha fazla zarar veremez. Bize zarar veren, içimizdeki Yargıç, Kurban ve inanç sistemimizdir.
Reklam
Zihniniz binlerce kişinin aynı anda konuştuğu ve kimsenin birbirini anlamadığı bir rüya.
Mustafa Kemal’i gördüğüm ilk anda anlamıştım. Onun da başına gelecekti. Kutsallaşacaktı. Hiçbir hamlesi hiçbir yerde tartışılamayacak, sözleri dogmalara dönüşecek, İstiklal Savaşı’ndan geriye kalan tek isim olacak, ilkelerinden heykeller yapılacak, ekonomisi için çırpındığı ülkesinin değeri düşmüş banknotlarına yüzü resmedilecek ve hatta politikasının aleyhinde fikir beyan etmek bile kanunen yasaklanacaktı. O kadar etkileyici ve güçlü bir kişiliği vardı ki, bütün bunlar olacaktı. Önce düşmanı sonra saltanatı yenmiş olan Mustafa Kemal, en sonunda da kendisiyle savaşacaktı. Özgürleştikçe körleşen halk,onu ve devrimini çiğ çiğ yiyecekti. Tarihe bir V harfi çizdirecek kadar keskin bir dönüş yaptırmış olmasına rağmen, halkı tarafından delik deşik edilecek ve geriye sadece fotoğrafları kalacaktı.
Ne yapılırsa yapılsın, kaç yıl geçerse geçsin, ne kadar medeniyet peşinde koşulursa koşulsun, Türkiye, şark usulü sultan siyasetine saplanıp kalacaktı. Mustafa Kemal’in bunu görememiş olmasına imkân yoktu. Mutlaka o da biliyordu. Kendisinden sonra, büyük bir çöküşün başlayacağını ve tek nesilde bilinçlenmenin mümkün olamayacağını anlamış olmalıydı. Ama Mustafa Kemal için de dönüş yoktu. Girdiği yolu gazetelerden takip edebiliyordum. Her gün yeni bir kavramla ortaya çıkıyor, insanların gözlerini açmaya çalışıyordu. Oysa her şey başlamadan bitmişti. Yıktığı saltanat, cumhuriyet adıyla boğazını sıkmaya başlamış, insanların kendisine bir imparator gibi davranmalarını engelleyemez olmuştu. Ne yaparsa yapsın, olmuyordu. Herkes evine bir Mustafa Kemal istiyordu. Binlerce, yüz binlerce, milyonlarca Mustafa Kemal. O ise pozitif bilimden bahsediyordu. Araştırmaktan, kişisel keşiflerden. Ama kimse duymuyordu.
Ülkelerinden binlerce kilometre uzaktaki bir duvarda kendi atasözlerini görünce, bir şehri işgal etmenin oraya gömülmek anlamına geldiğini öğrendiler.
66 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.