''Küfr ile belki amma zulm ile paydar kalmaz memleket'' sözünü düstur edinen vezirin bu tutumu eser boyunca anlatılan bazı hikayelerle desteklenir. Dolayısıyla ona göre adaletin tahakkuk etmesi için mutlak surette İslam olmaya lüzum yoktur. Tabiri caizse denebilir ki, adalet mertebe olarak vezirin devlet teorisinde İslam'dan üstündür.
milletin reyi ile seçilmiş bir millet meclisinin hükümran olduğunu görmekle her şeyin halledilip bitmiş olduğu fikrinden çekinelim.vatandaşların hukuku ile halkın nüfuz kudretini,hürriyetle hakimiyetini birbirine karıştırmak inkılabın en büyük hatalarından biridir. Bir millet, efendilerini kendisi seçiyor diye onu hür zanneylemek doğru değildir.
Bir vakitler, devleti avuçlayan eller yalnızca onun ellerini tutuyordu ama şimdi devlete uzanmış sayısız eller arasından dört güçlü el daha bulunuyordu.