Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mehmet

Mehmet
@Mali05
Kitap, zekâyı kibarlaştırır.
286 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Şiirleriyle hayatımızda yer edinmiş Nazım Hikmet'ten okuduğum farklı türdeki ilk eser. İçerisinde dört farklı tiyatro metni barındırıyor. İlk metin; "Yolcu". Hiçliğin ortasında kalmış, dış dünya ile iletişimi kesilmiş bir istasyonda yaşayan üç kişinin hikayesidir. Birbirleriyle yaşarlar ama birbirlerinden bihaberdirler. Savaş, aldatma ve ölüm gibi güçlü konular kişisel etkileriyle ele alınmıştır. Yolcudur Abbas... İkinci metin; "Ferhad ile Şirin". Hepimizin aşina olduğu o büyük aşk hikayesinin Nazımca hali. Sevginin en masum yanı olan fedakarlığın hem aile hem de aşk boyutundaki etkilerinin ustaca anlatıldığı eserde Ferhad'ın Şirin'i değil de dağı delmeye devam etmesi birçok şeyin açıklayıcısı olabilir. Üçüncü metin; "Sabahat". Verem salgını arasında doğan bir aşkın çevrenin etkisiyle nasıl yok edilebileceğini anlatan eser kadınların sevgileri için ne kadar fedakar olabileceklerini okuyucuya alenen göstermektedir. Dördüncü metin; "Enayi". Para ve lüks dolu bir hayatın ortasında adalet için yaşayan bir adamın başta eşi tarafından enayi olarak nitelendirildiği eser de karakterimiz bir dönem onların deyimiyle enayiliği bırakıp onlardan çok daha kötü ve yıkıcı oluyor. Ancak her dürüst insanın bazen kötülüğe bulaşsa da sonunda doğruyu seçeceği harika bir meyhane sahnesiyle bizlere aktarılıyor. İçinde sert bir kapitalist düzen eleştirisi de barındıran bu metin, benim de en beğendiğim bölüm oldu. Başından sonuna kadar sıkılmadan okuduğum ve beğendiğim bu eseri tavsiye ederim. Keyifli okumalar.
Ferhad ile Şirin
Ferhad ile ŞirinNazım Hikmet Ran · Yapı Kredi Yayınları · 2017307 okunma
Reklam
96 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Richard Bach'ın 1970 yılında ilk kez yayınlanan kısa öykü tarzındaki eseridir. Tarzı kısa öykü ancak rahatlıkla bir kişisel gelişim kitabı olarak da adlandırılabilir. Yazar baştan sona kadar okuyucuya hayat ile ilgili tavsiyeler aktarma gayesi güdüyor. Toplumun biçtiği hayat ile kendi istediğimiz hayat arasındaki savaş kitabın ana çatışmasını
Martı Jonathan Livingston
Martı Jonathan LivingstonRichard Bach · Epsilon Yayınları · 201167,5bin okunma
254 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Kasım 2013'te çıkarılan, Sunay Akın'a ait birçok anekdot ve hikayeyi barındıran yazarın kendi tarzı ile kaleme aldığı eseridir. Tarihi anekdotları dahi resmi bir anlatım yerine tiyatral, okuru ters köşeye yatıracak bir dil kullanılmış eserde. Esere Çanakkale Savaşı'na dair hikayelerle giriş yapıyor yazar. Ertuğrul gemisinin değişimi ve savaşa olan etkisi altı bolca çizilerek aktarıldıktan sonra anlatım adeta bir karnavala dönüşüyor. Cahit Cav'dan Angelo Gueron'a, Mimar Sinan'dan Türkan Saylan'a, Tuncel Kurtiz'den Nakiye öğretmene, mahyalardan Tokyo Camisi'ne kadar birçok önemli kişi ve figüre dair hikayeler iç içe geçirilerek okuyucuya sunuluyor. Tüm bu hikayeleri anlatırken de bazı önemli hususu her zaman merkeze alıyor. Cumhuriyet ve Atatürk, geçmiş kültür ve gelenekler ile çocukların dünyaya olan olumlu etkileri bu temel hususları oluşturmaktadır. Eserde beğenilen birçok anekdot olmasıyla beraber benim için iki tanesi çok öne çıkmaktadır: "Berlin'de Hakimler Var" ve "Çocuklar ve Katiller" Sunay Akın'ı tanıyan ve programlarını izleyenlerin bildiği o tarz kitabında da aynen korunmuş ve bize sunulmuş. Okurken bir masal dinliyor hissine kapılıyor ancak onlarca detay bilgiyi de sepetimize atmış oluyoruz. Bilhassa kendinizi okumaktan yorulmuş ancak devam etmeyi de istediğiniz o anlarda okumanızı içtenlikle tavsiye ederim. Keyifli okumalar. #212829235 #213046193
Geyikli Park
Geyikli ParkSunay Akın · İş Bankası Kültür Yayınları · 20132,651 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
108 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Türk edebiyatının "durum öyküsü" alanında temsilcisi olan Abasıyanık, yazın alanına 14 öyküden oluşan "Lüzumsuz Adam" isimli eserini kazandırmıştır. Eserdeki öyküleri okurken genel olarak edindiğim izlenim toplum içinde yalnız kalmış insanların yansıttığı olumlu ya da olumsuz eylemlerin gözlenip öyküleştirilmesi oldu.
Lüzumsuz Adam
Lüzumsuz AdamSait Faik Abasıyanık · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20137,9bin okunma
83 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
S.Zweig'ın 1942 yılında, ölümünden hemen önce kaleme aldığı klasik kısa öykü eseridir. Zweig, psikolojik ögelerle dolu eserinde kendi yaşamından ögeler de bulundurur; güçlü anlatısı ve somut dilini ortaya çıkarır. Öykü, New York'tan Buenos Aires'e giden bir gemide geçmektedir. Anlatıcının yanında iki karakter barındırır. Bu iki
Satranç
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020238,3bin okunma
Reklam
208 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Türkiye'de Tarih alanında ilk akla gelen isim olan Halil İnalcık'ın Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde 1956-1972 yılları arasında verdiği Türk İnkılâp Tarihi dersinin notlarının bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş eserdir. Milli mücadelenin daha doğru anlaşılabilmesi için başlangıç noktası 1908 II. Meşrutiyet'in ilanı
Millî Mücadele Tarihi
Millî Mücadele TarihiHalil İnalcık · Kronik Kitap · 2022435 okunma
120 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Metis Yayınları'nın Ötekinin Dinlemek adıyla yayınlanan serisinden çıkan bu kitap iki bölümden daha doğrusu Freud'a ait farklı tarihlerde çıkarılmış olan iki makaleden oluşmaktadır. Kitabın arka kapağında da belirtildiği üzere birbirini destekleyen iki makale oluşu tek kitapta birleştirilmelerini önemli kılmış. İlk makale; Haz
Haz İlkesinin Ötesinde Ben ve İd
Haz İlkesinin Ötesinde Ben ve İdSigmund Freud · Metis Yayıncılık · 2016922 okunma
56 syf.
·
Puan vermedi
·
29 saatte okudu
Naçizane en beğendiğim şiirler: 1)Masal 2)Nuh'un Filikası 3)Garip 4)Kaleci 5)Hezarfen'in Şiir Defteri #209561869
Çorap Kaçığı
Çorap KaçığıSunay Akın · Türkiye İş Bankası Yayınları · 2010394 okunma
152 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Türk edebiyatının "durum öyküsü" alanında temsilcisi olan Abasıyanık, yazın alanına 19 öyküden oluşan "Şahmerdan" isimli eserini kazandırmıştır. Bu eserinde Sait Faik daha çok insan çekişmeleri, insanlar arası adaletsizlik, çocukluktan büyüklüğe geçişte insanın yaşadığı fikri değişim gibi konuları bolca işlemiş öykülerinde. Her zamanki gibi merkeze taşra insanını koymuştur. Çalışan işçileri betimlerken kullandığı "çalışan, terlemiş insanın harikulade güzelliği" tanımlaması aklımda kalan noktaların başında gelmektedir. Öykülerde büyük çoğunlukla adaları mekan olarak seçmiş, hatta öyküleri deniz üzerinde yaşıyoruz denilebilir. Kitabın son kısmında Ara Güler'den yapılan şu tanımlama Sait Faik'i tahayyül etmemize yarıyor: "Akşamları Beyoğlu'nda, gündüzleri Cağaloğlu'nun ara sokaklarında hep karşıma çıkan o önemsiz bakışlı, yakaları kalkık, açık bej pardösülü adam." Bu tanıma ek olarak yazıda Sait Faik hakkında bilmediğim detayları da öğrenmiş oluyorum. Örneğin; zamanının güzellik kraliçesi ile yaptığı röportaj, Atatürk'ten sonra Mark Twan Derneği onur üyeliğini alan ikinci Türk oluşu, utangaçlığını öfkelenerek gizlemek isteği.. Eserdeki öyküleri genel olarak standart altı bulmuş olsam da Ara Güler'in eklenen yazısı ve öykülerdeki betimleme tarzı ile eser kendini okuyucuya geçirebiliyor. Naçizane en beğendiğim öyküler: 1)Bir Define Arayıcısı 2)Beyaz Pantolon 3)Satılık Dünya 4)Köye Gönderilen Eşek #209037118 #209228164 #209337477
Şahmerdan
ŞahmerdanSait Faik Abasıyanık · İş Bankası Kültür Yayınları · 20131,837 okunma
60 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Dostoyevski'nin 1848 yılında yayınlanan, kısa öykü tarzında kaleme alınmış eseridir. Öykü, gerçekleşen bir hırsızlık olayı üzerine evin kiracısı Astafiy İvanoviç'in önceden başından geçmiş olan bir hırsızlık hikayesini anlatmasıyla oluşmuştur. Bu anlatılan hikayeye göre, İvanoviç'in oturduğu bir mekanda alkolik Yemelyan'ın peşine takılmasıyla başlar. Tek bir geceliğine kabul edilen Yemelyan, evde günlerce kalır. İvanoviç bir gün o evden taşınır ve Yemelyan'ı yeni taşındığı evde de karşısında bulur. Bu durumu kabullenen ve yalnız kalmak istemeyen İvanoviç, kendisine yardım etmesi ve bir işe yaraması şartıyla Yemelyan'ı yanında tutar. Ancak Yemelyan içmekten başka bir işe yaramaz. Bir gün İvanoviç'in çok sevdiği tozlukları kaybolur ve bunu Yemelyan'ın yaptığını düşünür. Yemelyan bu düşünceye ve aralarında oluşan soğukluğa dayanamaz ve evi terk eder. Günler sonra aç ve hasta halde geri gelir. Her geçen dakika daha kötüleşir ve ölüm döşeğinde hırsızlığı kendisinin yaptığını itiraf eder. Kısa, tahmin edilebilir bir öykü ancak okurken okuyucuyu sıkmadan akıp gidiyor. İçerisinde vermeye çalıştığı mesaj ve düşünceler net ve anlaşılır, okuyucunun çok da kafa yormasına gerek bırakmayan nitelikte. Canımız sıkıldığında, okuyup hemen sonuca ulaşabileceğimiz tarz da bir öykü. Keyifli okumalar. #208719469
Dürüst Hırsız
Dürüst HırsızFyodor Dostoyevski · Kafe Kültür Yayıncılık · 20152,994 okunma
Reklam
59 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Erdal Beşikçioğlu'nun oynadığı aynı isimli filmi izledikten sonra aldığım ama okumak için beklettiğim kitabı sonunda okudum. Ancak neden okumayı ertelediğimi kitabı bitirince anladım. Öncelikle kitapta beğendiğim tek şey olan çizimleri övmek isterim. Bilhassa kapat resmi ve de içerikteki resimler kitabın anlattıklarından daha merak uyandırıcı ve incelemeye layık. Kitap hakkındaki genel düşünlerime gelecek olursak ne yazık ki son derece olumsuz. Maalesef son zamanlarda okuduğum ve en beğenemedim kitap oldu. Kitabı okurken aklımdan geçen tek şey acaba wattpadde hiçbir edebi yanı olmayan bir yazı mı okuyorum sorusu oldu. Kitapları yarıda bırakma huyum hiç olmamıştır ama bu kitap biraz daha uzun olsa zannediyorum ki sonunu getiremezdim. Kitabın anlatımı iste bir betimleme girdabı şeklinde. Yazar her şeyi öyle karman çorman betimlemeye çalışmış ki anlattığı hiçbir olay ya da mekana kendimi dahil etmeyi başaramadım. Ayrıca yazarın, kahramanı konuşturduğu dil de günlük hayatta hep uzak durmaya çalıştığım ve sakil bulduğum ögelerle dolu. Kısacası kitabın çizimleri dışında hiçbir yönünü beğenemedim ve sanırım bir daha elime alabileceğim bir metin değil. Ancak tabiki her kitap değerlidir ve her kitabın hitap ettiği kesim vardır. Hitap ettiği insanlara keyifli okumalar dilerim.
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutkuİlhami Algör · İletişim Yayıncılık · 201429,4bin okunma
136 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Yaratılıştan itibaren bu eğilimle donanmış canlı popülasyonları her zaman kitleler oluşturmuştur. Bu kitleler az sayıda üyeden oluştuğu gibi binlerce üyeye de sahip olabilir. Doğal olarak bu kitleler psikoloji biliminin hedef konularından biri halini almıştır. Dolayısıyla Freud'unda. İşte Say yayınlarından çıkan nu eserde de Freud'un
Kitle Psikolojisi
Kitle PsikolojisiSigmund Freud · Say Yayınları · 20173,370 okunma
64 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Naçizane en beğendiğim şiirler: 1)Garanti Karantina 2)Seksapel Seksen Papel 3)Deplasmanda Plasebo 4)Memento Mori #206799480
Garanti Karantina
Garanti KarantinaMurat Menteş · Sel Yayıncılık · 20192,189 okunma
123 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Türk edebiyatının "durum öyküsü" alanında temsilcisi olan Abasıyanık, yazın alanına 16 öyküden oluşan "Sarnıç" isimli eserini kazandırmıştır. Kitabın sonundaki yazısında "küçük insanların hayatını, mutluluklarını, dertlerini yazan büyük bir deha" tanımlaması ile hem Sait için hem de bu eser için en doğru özeti yapmış Agop Arad. Sait Faik külliyatından okuduğum altıncı eser olan Sarnıç tartışmasız en beğendiğim eserleri listesinde ilk sıraya çıktı şu an itibariyle. Kitaptaki öyküler ekseriyetle taşra ile şehir hayatı arasındaki yaşam ve insan farklılıklarına dayanıyor. Taşradaki insanların gözünden şehrin hayalini ve kendi hayatlarının kaos ile eğlence arasında gidip gelişini dinliyoruz eser boyunca. Araya serpiştirdiği geçmişe özlem, bazı şehirlerin betimlenerek anlatılmalarıyla da eser çok daha kaliteli hale geliyor. Diğer Sait Faik eserlerinde yaşadığım odak problemleri de bu sebeplerle hiç oluşmuyor. Bunların yanı sıra Sait Faik yine bilmediğim ve çok güzel kelimeler kattı: Darbımesel, sairfilmenam, alaimisema, ebenanced.. Naçizane en beğendiğim öyküler: 1)Kalorifer ve Bahar 2)Beyaz Altın 3)Sarnıç 4)Marsilya Limanı 5)Kim Kime 6)Gaz Sobası #206473847 #206581202 #206699668
Sarnıç
SarnıçSait Faik Abasıyanık · İş Bankası Kültür Yayınları · 20133,346 okunma
312 syf.
·
Puan vermedi
·
28 saatte okudu
Dostoyevski'nin 1848 yılında yayınlanan kısa öykü kategorisine dahil edilebilecek eseridir. Aynı odayı paylaşan iki meslektaş ve iyi dost olan Vasya ile Arkadiy hikayenin ana kahramanlarıdır. Olaylar Vasya'nın ani nişan haberini Arkadiy'e vermesiyle başlar. Nişanlısı ve ailesiyle tanışma yemeği, hediye almak gibi olaylar gerçekleşirken Vasya, çok kıymet verdiği ve kendisine yeni ödeme yapan patronunun ona verdiği işi ihmal ediyor. Bunu fark eder etmez işe koyulan Vasya, asla bu işi süresinde teslim edemeyeceğini yavaş yavaş fark ediyor. Bazen sabaha kadar masada oturup yazıyor bazense kaçıp kendini dışarı atıyor ancak işi beklendiği gibi yetiştiremiyor. Tüm bu süreçler esnasında arkadaşını yalnız bırakmayan Arkadiy, onun bu süreçte yaşadığı değişimi endişe ile izliyor. Minnettar olduğu insanları hayal kırıklığına uğratmaktan oldukça korkan Vasya, işi bitiremeyince deliriyor ve patronunun güvenini, işini, aşkını, arkadaşını kaybedeceğinden korktuğu için onu askere alacaklarını söylüyor. Mutlu olmayı kendisine yakıştıramayan insanların temsilcisi Vasta hastaneye kapatılırken her zaman sadık dost olanların temsilcisi Arkadiy, arkadaşının gidişine dayanamayıp o odadan kaçıyor ve bu kısa öykü mutsuz bir sonla bitiyor. Başlangıcı savruk ve odaklanmada güçlük yaşatan eser, ilerledikçe odağı artırıyor, okuru içine çekiyor ve kuvvetli bir sonla taçlanıyor. Romanlarına göre kısa öykülerini daha zayıf bulsam da her eserini olduğu gibi bu öyküyü de şiddetle tavsiye ederim Dostoyevski'nin. Keyifli okumalar.
Yufka Yürek
Yufka YürekFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 20114,051 okunma
48 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.