Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Eren

Eren
@Marius
“Tanrı’nın bile gücü içinde değildir, ahlaksal olarak iyi bir insan yapmak (insanı ahlaksal olarak iyi kılmak): Bunu [insan] kendi kendine yapmak zorundadır.” IMMANUEL KANT
Kitlesel ütopyanın ereğini kaybettiği ileri tüketim toplumunda, bizi ütopyanın ütopik işlevine yaklaştıracak olan ne türler arası tanımlarda kaybolmak ne de yapısal olarak sınıflandırma çaba­larına girişmek olacaktır. Ütopyanın taşıdığı ütopik işlevin kaynağına ulaşmak için hem bireysel hem de siyasal pratikte fantezi olarak ütopyaya bakılmalıdır. Bu fantezinin kaynağını ise gündelik yaşam prak­sisinde bulmak gerekir. Bu tözü ister ütopyacı dürtü, ister üto­pik işlev olarak tanımlayalım; önemli olan, düşünsel bağlamda içeriğe yönelik yapılacak bu eleştirilerin de metinlerarası olma zorunluluğu göz ardı edilmemelidir. Bu nedenle de ütopya­nın umut ilkesinin taşıdığı ütopik tözü yeniden yakalamak için, dönüp özündeki metinlere yeniden bakmak ve diyalektik bir okumayla yaklaşmak gerekir.
Sayfa 337 - Ayrıntı Yayınları, 2013, 1.Baskı.Kitabı okudu
Reklam
Tüketim sürecinde biriktirilemeyen ütopik işlev böylece iktidara talip olmayan ve hatta ona hizmet eden, politik ekonominin bir parçası haline getirilerek sonsuza kadar sürüp gidecek bir fanteziye dönüştürülmektedir. Bu nedenle de kendisi bir fanteziye dönüşen ger­çeklik ilkesine anti-ütopya, iktidarı değil retoriği ele geçirerek ütopik işlevini sistemin hizmetine sunmaktadır.
Sayfa 336 - Ayrıntı Yayınları, 2013, 1.Baskı.Kitabı okudu
Ütopyanın karakter tarihi, ütopyacı vurgudan nihilist distopyacı kurguya doğru bir geçiş yaşamaktadır. Öte yandan günümüzde ütopyacı düşüncede bizatihi, kaçışçı ve tepkisel bir kimlik ka­zanmaya başlayarak bu dönüşümden payını almaktadır.
Sayfa 333 - Ayrıntı Yayınları, 2013, 1.Baskı.Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Foucault, ütopyaların teselli veren, masalımsı, büyülü ve düz mekanlarda tasarlandıklarını, bu nedenle de olmayan yer olduk­larını (u-topos) savlar. Ona göre türdeş olmayan yer anlamındaki heterotopya; gerçek bir yere ait olmayan, geleceğe yerleştiril­miş ideal bir varış noktası olarak ütopyanın tek tip, homojen ve aşkın niteliğine karşıdır. Böylece yaşadığımız toplumun ve kültürün içinde varolan veya olabilecek sayısız yaşam, mekan ve örgütlenme biçimleri birbirlerini dışlamadan, eş zamanlı şekilde var olabilir.
Sayfa 332 - Ayrıntı Yayınları, 2013, 1.Baskı.Kitabı okudu
Foucault, Kelimeler ve Şeyler'de heterotopya terimini söylem ve dille olan ilişkisi bağlamında ele alır. Heterotopya kavramı içinde, temelde kaçış temasını barındırır. Düşünür bu terimi, insanın hayal gücünü hapseden bütün norm ve yapıla­rın dünyasından kaçmak için uzanım heterojenliğini keşfederek tanımlar. Böylece farkın, başkalığın ve ötekinin yeşerebileceği ya da inşa edilebileceği alanları tanımlarken bu kavram kulla­nılmaya başlanır.
Sayfa 329 - Ayrıntı Yayınları, 2013, 1.Baskı.Kitabı okudu
Reklam
Heterotopya Ütopyaya Karşı
Postmodern kuramın temsilcileri, çağdaş toplumların fark­lılıklarını; kültür, toplum, siyaset ve ekonomi kürelerindeki farklılıklara ve kimliğe bakarak, çok kültürlü yapılar üzerinden anlamaya odaklanır. Dolayısıyla sorunun kaynağı da çok kül­türlü yapıların bulunduğu uzamlardır. Heterotopya, insan coğ­rafyasıyla ilgili bir tema olarak Fransız
Sayfa 327 - Ayrıntı Yayınları, 2013, 1.Baskı.Kitabı okudu
Bloch'un ütopik işlev olarak tanımladığı umut ilkesini, Jameson ütopyacı dürtü olarak tanımlar. Ütopyanın, tek tek me­tinlerin toplamından daha fazlası olduğunu söyleyen bu bakış açısına göre yaşamda, kültürün içinde geleceğe yönelik her şeyi yöneten oyundan mite, ikonografiden teknolojiye, mimariden eğlenceye, mizahtan bilinçaltına kadar her şeyin içinde ütopyacı bir dürtü bulunur. Burada temel mesele umut etmektir. Ütop­ya, temelde ütopyacı çizgide ya da ütopyacı dürtüde var olur. Ütopyacı çizgi, sistematik olarak kurgulanır; devrimci siyasal pratiği ve onunla birlikte varolan edebi türdeki uygulamaları kapsar. Ütopyacı dürtü ise fikirsel olup her yerde ve muğlak­tır.
Sayfa 320 - Ayrıntı Yayınları, 2013, 1.Baskı.Kitabı okudu
Ritzer, hiçbir şeylerin dolaşıma açıldığı hiçbir yer'e örnek olarak alışveriş merkezlerini verir. Hiçbir yer olan alışveriş merkezleri, milyarlacasından ayırt edilmeyecek ve bütün dünyada herkes için aynı olan, hiçbir şey olan kredi kart­larıyla aynı biçim ve içerikte etkileşime geçen hiçbir insan (tele pazarlamacılar) ve hiçbir hizmet (ATM) bu türdeş "hiçbir yerde­liğin" yaygın göstergeleridir.
Sayfa 316 - Ayrıntı Yayınları, 2013, 1.Baskı.Kitabı okudu
Tüketim, malın alıcısının aktif biçimde katıldığı ve satın alınan malları sergileyerek bir kimlik duygusu yarattığı ve bu duygunun korunduğu bir süreçtir.
Sayfa 255 - Ayrıntı Yayınları, 2013, 1.Baskı.Kitabı okudu
Çok güncel bir tespit.Hatta kendi zamanından çok bizim zamanımıza uygun.
Adomo ve Horkheimer'a göre kültür endüstrisi çağın­da sistem, bireye bedensel anlamda özgürlük vaat ederken, aynı zamanda onu ruhsal anlamda esaret altına almaktadır.(…) Zevk almak eşittir düzen tarafından onaylanacak davranışlar sergile­mek olmuş, bu süreçte birey de farkında olmadan bir tür ola­rak ancak kültür endüstrisinin varlığıyla gerçeklik kazanır hale gelmiştir. Bu fikrin özünde anlatılmak istenen, günümüzde her bireyin bir diğerinin yerine geçebilerek onu ikame edebilecek olmasıdır. Böylece özgünlüğünü yitiren modem özne, kop­yalanabilme ve çoğaltılabilme özelliği kazanarak nesneleşme­ye başlamıştır.
Sayfa 232 - Ayrıntı Yayınları, 2013, 1.Baskı.Kitabı okudu
Reklam
Marcuse'a göre geç kapitalizmin temel özelliği, bütüncül­lüklü bir toplumsal yapı olmasıdır. Hem üretilenler hem üretim için temin edilenler hem de gücünü yayma araçları, sistemin kendi içinde öncelikli olarak barındırılmakta ve tekrar tekrar üretilebilmektedir. Diğer bir deyişle bu sistem içinde teknoloji, siyaset ve kültür birbirinin içine geçmiş bir yapıdadır. Öyle ki kültür teknolojidir, teknoloji siyasettir, siyaset de kültür. Her bir yapı, hem kendisidir hem de diğeridir.
Sayfa 230 - Ayrıntı Yayınları, 2013, 1.Baskı.Kitabı okudu
Gösteri toplumunda kitleler isyan etmez, kural çiğnemeye veya iktidar kurmaya çalışmaz; çünkü bu, içeriğin akılcılaştırma yo­luyla denetimiyle zaten sistematik olarak engellenmektedir.
Sayfa 211 - Ayrıntı Yayınları, 2013, 1.Baskı.Kitabı okudu
Günümüzde metalara dönüşmüş olan imaj ve fantezilerin tarihsel boyutu göz önünde bulundurularak kültü­rel açıdan değerlendirilmesi, toplumsal gerçekliğin anlaşılması açısından hayati önem taşımaktadır. Bu imgeler ve fantazyalar yoluyla kişinin bugünü ve geçmişi öğrenme biçimi değişime uğrarken, yaşam deneyimi de değişime uğramış; modern bi­rey bu parçalı gerçeklik karşısında etkisiz hale gelerek, sadece haberdar olmakla yetinmeye başlamıştır. Bu yabancılaşmış ve umutsuz bireyin dikkatini çekip oyalama görevini üstlenen kitle iletişim araçları, ilksel zamanlardan beri insanlığın hizmetinde­ki fantezi/düşler de form değiştirerek, yaratıcılığı ve özgürlüğü ifade eden nosyonunu yitirerek bilinç endüstrisinin hizmetine sunulur olmuştur.
Sayfa 207 - Ayrıntı Yayınları, 2013, 1.Baskı.Kitabı okudu
Freud'un gece düşünün ilk basamağı olarak tanımladığı gündüz düşlerine getirdiği ütopyacı kimlikle çağdaşlarından ayrılan Bloch'a göre gündüz düşleri, açıklıkları itibarıyla anla­şılabilirliği; geneli ilgilendiren arzu imgeleri itibarıyla da ileti­şilebilirliğiyle dışsal bir suret ortaya koyan arzu imgeleriyle es­tetik olarak yükseltilmiş, hayal kırıklığından uzak bir dünyanın suretini temsil etmektedir.
Sayfa 194 - Ayrıntı Yayınları, 2013, 1.Baskı.Kitabı okudu
Antikçağ'ın iktidar imgeleri güçlerini; görünmezlerinden, bilinmezliklerinden alırken; günümüzdeki iktidar imgeleri güçlerini, her an ulaşabilecek kadar yakınımızda olmalarına rağmen hiçbir zaman ulaşılamayak olmalarından almaktadır.
Sayfa 176 - Ayrıntı Yayınları, 2013, 1.Baskı.Kitabı okudu
2.780 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.