Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Masal S.

335 syf.
·
Puan vermedi
·
24 günde okudu
Jake ilk kitabıyla dikkate değer bir çıkış yapmış, ancak ikinci kitabı pek de istediği gibi gitmemiştir. Ardından yazar tıkanıklığına girmiştir. Bir yandan da geçimini sağlamak için bir yaratıcı yazarlık atölyesinde ders vermektedir. Öğrencilerinden Evan Parker’ın muhteşem roman fikri var ve bunun küçük bir kısmı hakkında bilgi alır. Yıllar sonra Evan’ın bu olağanüstü hikâyesinin hâlâ bir romana dönüşüp raflarda yerini almadığını gören Jake, merak edip biraz araştırınca öğrencisinin öldüğünü öğrenir. Ve her yazarın yapacağı gibi hikâyenin ziyan olmasından korkarak (!) onu kendi yazmaya karar verir. Olaylar işte tam burada başlar. Hikâyeyi çaldığını anlatan mailler, mesajlar, mektuplar alır ve bunu yazanın kim olduğunu Jake araştırmaya başlar. Tam bir dedektif gibi olayların izini sürdü diyebilirim. Çoğu kişiyle görüştü ve sonunda olaylar beklenmedik bir şekilde son buluyor... *Kitabın ilk birkaç bölümünde açıkçası biraz sıkıldım, adapte olamadım, sonradan her şey yerine oturdu. Sanırım çok fazla polisiye okuduğum için midir nedir kim olduğunu tahmin ettim ve tahminim beni yanıltmadı. Sanki kurgu içinde kurgu okurmus gibi hissettim. Bütün bu yaşanılanların temelinde sevgisizlik varmış gibi hissettim. Biraz da cinsiyet ayrımı tabii.
Hikaye Hırsızı
Hikaye HırsızıJean Hanff Korelitz · Altın Kitaplar · 2024315 okunma
Reklam
544 syf.
·
Puan vermedi
·
31 günde okudu
Çalıkuşu romanını hemen hemen çoğunuz ya duydu ya okudu ya da izledi. :) Haberim yok diyenler için konusunu kısaca çıtlatayım sizlere. :)Roman adını Feride adındaki çocuk ruhlu bir öğretmenin lakabından alır. Birçok kişinin cesaret edemeyeceği işlerde yaptığını gören nir öğretmeni ona “Bu kız insan değil Çalıkuşu” diye bağırmış ve o günden sonra Feride'nin adı Çalıkuşu olarak kalmıştır. Feride'nin çok sevdiği nişanlısı Kâmran tarafından ihanete uğramasıyla kendini öğretmenlik mesleğine adaması ve hayatını kazanabilmek için Anadolu'da şehir şehir dolaşması anlatılır. Güçlü kadınlara bayılıyorum ya. Feride'nin güçlü duruşunu takdir ettim. Ayrılık yaşamasının yanı sıra daha sonra savaş zamanları oluyor, yakınını kaybediyor ama o zorlansa dahi hep dik durdu.Romanı iki kez okumaya çalışıp hep yarım bırakmıştım ama bu sefer sonunda tamamını bitirebildim. Sonunu beğenmedim açıkçası. O Kâmran Efendi ile daha hesaplaşmamız bitmemişti. Yok sevgisindenmis falan filan. Ne sevgisi ya? Feride'nin yaptığı fedakarlıkların kaçta kaçını yaptı ki? Zaten erkek milleti değil mi ? Her neyse Ferideciğimin öğretmenlik halleri pek bir tatlı geldi bana. Aslında kendisi daha küçükken öğrencileri ile beraber büyüdü gibi geldi bana. Reşat Nuri'nin kullandığı dil bana çok da ağır gelmedi. Tabii Milli Mucadeke Dönemi olduğu için birkaç yabancı kelime oluyor ama hemen sayfanın altına dipnot geçildiği için oldukça rahat okuttu kendini. Sizlere de tavsiye edebilirim. :)
Çalıkuşu
ÇalıkuşuReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 2019102,3bin okunma
152 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Herkese merhaba bugün çok sevdiğim bir kitabın yorumu ile geldim. :) Ali Lidar'ın kalemi ile ilk kez tanıştım. Yazar, aslında duygularını bize anlatmış diyebilirim. Yer yer iç döküntüleri olan kısımlar o kadar duygu dolu geldi ki bana tahmin edemezsiniz. Aslında deneme gibi ama öykülerin de yer aldığı bir eserdi. Gündelik yaşamda karşımıza çıkabilecek hemen hemen birçok şey konu olmuş. Okurken insanın boğazı düğün düğüm olmuyor değil. :( Kitap ince bir solukta bitebilirdi ama ben biraz sindire sindire okumak istedim. Küfürden hoşlanmayan biri olarak o kısımlar dışında genel olarak gayet iyiydi. :)
Z Raporu
Z RaporuAli Lidar · Sakin Kitap · 20223,731 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
94 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
Orhan, müzik-piyano öğretmenidir. Istanbul'da büyükbabasından kalma eski ahşap bir yalıda dadısıyla birlikte yaşamaktadır. Bir gün yandaki yalıya Selma adında genç bir kız taşınır. Bu kızımızın yetişme tarzı ve karakteri Orhan'dan farklıdır. Bir süre sonra Selma ile Orhan arasında bir elektriklenme oluşur ve yavaş yavaş aşka dönüşür. Her ikisinin İstanbul sevgisi de birbirlerine olan aşklarından daha az değildir. "-SELMA: İstanbul 'u mu daha çok seviyorsun, beni mi? -ORHAN: İçinde sen varsın diye İstanbul'u..." *Açıkçası ben bu eseri pek sevemedim.Necip Fazıl'ın diğer eserleri gibi gelmedi bana. Belki de senaryo romanı olduğu için de olabilir. Yeşilçam tadındaydı. Olaylar bir anda olup bitiyor, kopuk gibi geldi. Bu eserde Necip Fazıl'ın Canım İstanbul şiirini yeniden okurken ahlakı ayaklar altına almayı mağrifet sayan gençlerin yaşantısı üzerinden günümüz insanlarına sesleniyor yazarımız. (Selma'ya ayrıca gıcık oldum. Tuhaf tuhaf tavırlar, şımarıklıklar falan.) Her neyse pek benlik bir eser değilmiş. Sizler Necip Fazıl'ın kalemi ile tanıştınız mı? Okuyup da beğendiğiniz kitapları var mı?
Canım İstanbul
Canım İstanbulNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 2020590 okunma
504 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
37 günde okudu
İs Kokan Zeytin Ağacı... Etkisinden uzun süre çıkamadığım, okurken herkesi Yusuf Agâh, Yusuf Agâh diye darladığım, okurken gülmekten kendimi alamadığım, kalbimi tutup heyecanlandığım o kitap... Bugün onun yorumu ile geldim. :) * Mihra Elnurova, Karahan'da yaşayan bir Türkmen kızıdır. Ülkesinde bir anda iç savaş çıkıyor ve Türkiye'den askerler gelir. Yağmurlu bir günde şarkı söyleyip kendi kendine eğlenirken çitlerin arkasından onu izleyen Türk askeri Yusuf Agah Demiral ile bakışları kesişir veeee birbirlerine sevdalanırlar. :) O kadar sıcak, gümüş yumuş eden bir kitaptı ki hiç bitmesin istedim. Resmen son sayfaları okumak istemiyordum. Mihra ve Yusuf Agah'ın sahnelerini okurken yüzümde gülümseme hiç eksik olmuyordu diyebilirim. O kadar çok nahiflerdi kiiii... Bütün karakterleri ayrı sevdim. (Yasemin ve Kenan hariç ) Ali, Yasir, Gülnur, Ayşe, Ahmet, Elif, Bilal... Buraya birkaç güzel alıntı bırakacağım sonra yorumuma devam edeceğim. En heyecanlı yerinde bitti ve ikinci kitabı daha çıkmadı. İnşallah bu yıl bekliyorummm. Buraya ne yazarsam yazayım kesinlikle yeterli gelmeyecek. Okurken kitabı ben yaşadım resmen. Sizler de kesinlikle okuyunnn. :)
İs Kokan Zeytin Ağacı
İs Kokan Zeytin AğacıŞule Avlamaz · Indigo Kitap Yayınları · 2023208 okunma
Reklam
533 syf.
·
Puan vermedi
·
62 günde okudu
Uzuuun süre elimde kalan Nar Ağacı'nın yorumu ile geldim. :) Balkan Savaşı'ndan I. Dünya Savaşı'na kadar geçen bir zaman diliminde Tebrizli Setterhan, üç ülkede yaşadığı üç sevdayı ve aşklarından sonuncusu olan Trabzonlu Zehra ile tanışmadan önce genç kız ile ailesinin Balkan Savaşı yüzünden değişen yaşamlarını okuyucuya birbirine geçmiş iki ayrı zaman yolculuğu ile anlatır. Olaylar Setterhan ile Zehra'nın torunu olan ve eski fotoğraflardan yola çıkarak onların hayatlarını araştıran anlatıcının ağzından anlatılır. *İtiraf etmem gerekir ki okurken ilk başta bir kafam karıştı, bir şey anlamadım falan derken araya bir sürü kitap alıp, okuyuvermisim. Daha sonra yarım bırakmak istemediğim için tekrar devam ettim ve iyi ki de devam ettim. O yaşanılanların hepsinin bir sebebi varmış gibi hissettirdi. Setterhan benim üzümlü kekim kimi sevse hep bir şey oldu. :( Zehra desek öyle... İsmail'e ayrı üzüldüm... Çaresizliğin bir romanını okuyoruz, tam bir dram. Bir çırpıda bitebilecek bir eser değil bence. Dili ağır değil ama bana göre bu eser yavaş yavaş, duygular hissedilerek okunmalı. Kesinlikle sizlere tavsiye ederim. Kalın olması gözünüzü korkutmasın, mutlaka okuyun. :)
Nar Ağacı
Nar AğacıNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202127,4bin okunma
172 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Batılı anlamda yazılmış ilk eser olan Felatun Bey ve Rakım Efendi'yi sonunda ben de okuyabildim. :) Felâtun Bey, Batılılaşmayı yüzeysel olarak yorumlamış ve hayatını sefa içinde sürdüren, kendini sürekli öven, her şeyi bildiğini sanan -söz de Eflatun ile kendini mukayese eden- biridir. (Ancak yanlış batılılaşma görüyoruz kendisinde.) Râkım Efendi ise onun tam zıddıdır. Oldukça çalışkan ve tutumludur. Bu ikilinin yolları birbiri çakısır ve olaylar çerçevesinde maceralarını okuyoruz. :) *Okurken resmen Yeşilçam filmi izliyormuş gibi geldi bana. Ahmet Mithat Efendi'yi okuyanlar bilir sürekli olarak biz okuyucular ile roman arasına girip yorumlarını söyleyip durur. Bu romanda aşırı olmadığı için sevdim ben. Günümüz Türkçesi ile sadelestirildiği için oldukça akıcı ve güzel bir eserdi. Devamında ne olacak diye diye ilerledim. Eserde hoşuma gitmeyen tek şey kadınların küçük görülmesi, satılması için eğitilmeleri... Ama o dönemde bu tarz yaşamlar, konuların olması eserlere de yansıyor. İlk örneklerden olmasına rağmen gayet iyi bir roman.Eminim ki birçoğunuz bu eseri okumuştur ama okumayan kaldıysa kesinlikle tavsiye ederim. :)
Felâtun Bey ile Râkım Efendi
Felâtun Bey ile Râkım EfendiAhmet Mithat Efendi · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201822,8bin okunma
400 syf.
7/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Yine bir Rizzoli&İsles serisi... Beni bilenler bu seriyi ne kadar çok sevdiğimi bilir.Tesscigim yine harika bir eser yazmış. Oldukça heyecanlı, gerilim dolu ve akıcıydı. Sürekli ne olacak ya bu katil kim diye düşünüp durdum. Bir ara da kitaba söylenirken buldum kendimi. "Madem ölmedin ne diye uğraştırıyorsun bizi." diye... Gelelim konusuna. *Mefisto Kulubü üyeleri Şeytan aslında içimizde diye bir teosi ile ilerleyen bir gruptur. Bir gün toplantı sırasında kapılarına bırakılan dehşet verici ceset ve katılım bıraktığı izler notlar onlar için apaçık bir tehdit niteliğindeydi. Kulüp üyelerinin kanıtlamaya uğraştıkları teori, artık onlar için büyük bir tehlike ve korku kaynağı oluyor. Bu acımasız katil kulübün üyelerinden biri olabilir miydi? Ya da istemeden Şeytan’ın gizlendiği karanlıktan çıkmasına mı yol açmışlardı. Bu kafa karıştırıcı ve sıradışı olayları derinlemesine araştıran Doktor Maura ve Dedektif Jane ( Kesinlikle kendimi en yakın hissettiğim kitap karakteri. Hatta bir kitap karakterinden daha da öte benim için.) dönüşü olmayan, dehşet verici bir yolculuğa çıkarlar. Kariyerleri boyunca karşılaştıkları en sadist düşmanla yüz yüze gelirler... Polisiye severlere kesinlikle tavsiye ederim. Ben artık başka yazarların polisiyesini okuyamıyorum. Tess ne yazsa okurum. Hele ki bu serisi. Kaçıncı kitabını okudum artık sayamadım. Sanırım 9 veya 10 oldu. Herkese keyifli okumalar. :)
Mefisto Kulübü
Mefisto KulübüTess Gerritsen · Doğan Kitap · 20212,896 okunma
84 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Kübalı balıkçı Santiago, 84 gün boyunca balık tutamamaktadır. O kadar şanssızdır ki çırağının ailesi tarafından onunla denize açılması bile yasaklanmış ve bunun yerine çırağına başarılı balıkçılar ile balık tutması söylenmiştir. Bir gün Santiago balık tutmaya Körfez Akıntısı'na gideceğini söyler. Balık tutamadan geçen 85 günün sonunda yaşlı balıkçı Körfez Akıntısı'nda büyük bir Merlin balığı ile karşılaşır. Hikâyenin bundan sonrası ise yaşlı balıkçı Santiago'nun büyük bir merlin balığı ile mücadelesinde gelişen olayları anlatır. -Kitabı seven de çok sevmeyen de.Maalesef ben sevemeyen taraftayım. Kitapta olay olsun,diyalog geçsin diye bekledim ama sadece bekledim. Açıkçası sıkıldım da. :/ Ama şöyle de bir şey var ki Santiago her zaman umutluydu. Bize umudu aşılıyor. Aynı zamanda da vicdanlı bir karakter. Kısacık bir çırpıda biten bir şey. Bilinmeyen terimlerle dolu degildi. Gayet sadeydi. Hemingway'den ilk kez bir eser okudum. Tavsiye edip edemeyecegimi bilemiyorum. Birkaç kitabını daha okursam belki fikirlerim netleşir. :)
Yaşlı Adam ve Deniz
Yaşlı Adam ve DenizErnest Hemingway · Bilgi Yayınları · 202332,2bin okunma
212 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Herkese iyi akşamlar Sonunda ben de İskender Pala'nın bir eserini okuyabildim. Yıllar önce lisedeyken Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk eserini okumaya çalışmış, yarım bırakmıştım. Haliyle de yazarı karşı bir ön yargım oluşmuştu. Bu kitap ile sonunda tabularımı yıktım diyebilirim. Gelelim konusuna... -İki Dirhem Bir Çekirdek, çeşitli deyimlerin tarihi kaynağını, çıkış öykülerini anlatıyor. Her birinin ayrı bir tarihi var. Yavaş yavaş okuduğum, güzel bir eserdi. Bu tarz kitapları hızlı hızlı okuyunca pek bir anlamı kalmıyor bence sindire sindire okunmalı. "Bu deyim nereden gelmiş?" diye aileme sorarken ve sonrasında hikayeleri onlara anlatırken yeni şeyler öğrenmiş olmanın mutluluğu ile gülümseyerek anlattım. Ara ara hikayelere göz gezdireceğim ve kültürel birikimimi destekleyecek bir kitaptı. Sizlere de tavsiye ederim.
İki Dirhem Bir Çekirdek
İki Dirhem Bir Çekirdekİskender Pala · Kapı Yayınları · 202014,9bin okunma
Reklam
111 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Ben Bir Gürgen Dalıyım kitabında Hasan Ali Toptaş, çocuk aklının bilincini bir gürgen dalına tercüme ediyor ve insanlığımıza onun gözüyle bakmamızı sağlıyor. Ben Bir Gürgen Dalıyım; yemyeşil umutların, kaybedilen zamanların, bitmeyen zulüm çarklarının, ama asla sönmeyen bir inancın hikâyesi… Yazarın okuduğum ilk eseriydi ve oldukça iyiydi. Galiba bir çocuk kitabı ama biz yetişkinler de okuyup ders çıkarabilir, hatta sonunda boğazımızda bir düğüm oluşabilir. O nasıl bir sondu öyle ya. Beğenerek okuduğum, hatta çizimlerini de oldukça sevdiğim bir eserdi sizlere de tavsiye ederim.
Ben Bir Gürgen Dalıyım
Ben Bir Gürgen DalıyımHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 20196,7bin okunma
88 syf.
·
Puan vermedi
Kırık Kanatlar, Selma Karami ile Halil Cibran olduğu tahmin edilen genç adamın imkânsız aşkının hikâyesi, pastoral şiir tadında bir aşk itirafıdır. Bir aşk hikayesi gibi görünse de aslında o dönemin din adamlarının yozlaşması ve o dönemdeki kadınlara bir eşya muamelesi yapılması, kullanılması oradan oraya sürüklenmesini yazarımız oldukça iyi anlatmış. Doğrusunu söylemek gerekirse başta kitabı sevmiştim ama ortalarında sıkılmaya başladım. Bu benim çok fazla betimleme sevmediğimden kaynaklı olabilir. Bir de bazen aşırı aşk da sıkıcı geliyor bana.
Kırık Kanatlar
Kırık KanatlarHalil Cibran · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20189,6bin okunma
190 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Kral Lear, oğlu olmayan, yaşlanmış bir kraldır. Bir gün öleceğini düşünerek üç kızına ülkeyi pay etmeyi düşünür. Ama kızlarına adil davranarak onlara hak ettiği kadar yer vermek ister. Onları bir imtihandan geçirir, sahte sözlere aldanıp idareyi yanlış evlatlarına verir. Daha sonra Lear'ın dramını, pişmanlığını okuyoruz. *Aslında oyunun 2 karakterinin hikayesi vardır. Bunlardan biri Kral Lear'dı, diğeri ise Gloucester'dır. Onun da bir oğlu ve evlilik dışı bir oğlu olmak üzere iki oğlu vardır. Bunlardan evlilik dışı olan oğlu, kendisine bazı durumlarda yapılan haksızlıklara, ve kendisinin , babasının yasal mirasçısı bile olmaması, zina çocuk olarak ona bakılmasına kadar varan bazı etkenlerden dolayı bilenip türlü oyunlarla hak ettiğini düşündüklerini almaya çalışır. Hem Kral'ın Gloucester'ın ortak noktası, kötü evlatlarının sözlerine inanıp iyi olan evlatlarına haksızlık etmiş olmaları. Her ikisi de kendilerini asıl seven evlatlarına karşı hata yaptılar ve işin aslını öğrenince vicdan azabı çektiler... Shakespeare'in okuduğum kaçıncı oyunu artık hatırlamıyorum. Karakter çokluğundan dolayı basta kafanız karışabilir ama oldukça güzel bir eser. Yılların sorununu Shakespeare böyle özetlemiş diyebilirim. Bu eserini de sizlere tavsiye ederim.
Kral Lear
Kral LearWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20098,2bin okunma
108 syf.
·
Puan vermedi
·
12 saatte okudu
Hikâye, Londralı avukat Gabriel John Utterson'ın, eski dostu Dr. Henry Jekyll ile Edward Hyde adlı gizemli bir suçlu arasında geçen tuhaf olayları araştırmasını konu alır. -Her şey Dr.Jekyll'in deneyi ile başladı diyebilirim. Yaptığı deneyden sonra olaylar sapa sarıyor ve sürükleyici bir şekilde kitabı bitiriveriyorsunuz. Psikoloji, heyecan birçok konuyu içeren bu kitabı sevdim. Okurken Freud'un kişilik kuramındaki id-ego-süperegoyu hissettim. Dr.sanki egoyu ve süperegoyu temsil ederken, Edward daha çok id yani insanın ilkel yanını temsil ediyor. Açıkçası kitabı bayağı sevdim. Ne söylesem de spoiler olacakmış gibi hissediyorum. Kesinlikle sizlere de tavsiye ediyorum. Eminim ki sizler de beğeneceksiniz.
Dr. Jekyll ve Mr. Hyde
Dr. Jekyll ve Mr. HydeRobert Louis Stevenson · Ren Kitap · 201820,2bin okunma
297 syf.
·
Puan vermedi
·
20 saatte okudu
Beş aydır sokaklarda yaşayan 16 yaşındaki Linus bir akşam yardım etmek istediği kör bir adam tarafından ilaçla uyutulup kaçırılır. Kendine geldiğinde bütün odalarına kameralar yerleştirilmiş olan beton bir binada tek başınadır. Günler geçtikçe, onun gibi kaçırılan 5 yeni insan daha gelir ve hayatta kalmaya çalışırlar... -Öncelikle şunu söylemem gerekiyor ki kitap çok akıcıydı. 300 küsur sayfayı 20 saatte okudum diyebilirim. Bu beş kişiden en olgunu Linus.(aynı zamanda en asi olanı) Yaptıkları şeyler için ceza alıyorlar, başlarına türlü şeyler geliyor... Hatta başlarına gelmeyen kalmıyor gibi bir şey kaçmaya her çalıştıklarında bir olay oluyor diyebilirim.Oldukça merak uyandıran ama kafada soru işareti bırakan bir kitap oldu. Mesela neden kaçırıldılar? Kaçıran kişi hakkında hiçbir bilgi yok.Ben onun hakkında da birkaç şey okumak isterdim. Ne bileyim mesela bu adamları kaçırıp neden birbirlerini öldürmelerini sadece birinin hayatta kalırsa serbest bırakacağını söyledi Bu kısımlar hep muammaydı. Sonu desen beni hiç tatmin etmedi. Böyle heyecanlı bir kitaba böyle son hiç yakıştıramadım.( Bu kitabı Yargı dizindeki birkaç bölüme benzettim. Ceylin ve birkaç kişi daha tek göz odada kalıyorlardı ve birbirlerini öldürüp sadece birinin serbest kalmasını isteyen bir psikopat tarafından kaçırılmış olması açıkçası bana benzer geldi.) Her neyse yine de beğendiğim bir kitap oldu.
Ölüm Defteri
Ölüm DefteriKevin Brooks · GO! Kitap · 2017321 okunma
78 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.