"Ağzımı hafifçe açmayı denedim. Dudaklarımı kıpırdatmak istediysem de nafile. Tek bir ses bile çıkmadı. Denedim ama olmadı, bağıramadım. Harfler amaçsızca kafamın içinde dönüyordu ve bir süre sonra anlamlı bir kelimeye, sese dönüşemeden can verip yığılıyorlardı. Cansız harflerin üst üste yığıldığı bir toplu mezar olmuştu zihnim. İnsanın söylemek istediklerini söyleyebilmesi nasıl da büyük bir nimetmiş meğer o zaman anladım."