MaviBaloo
@MaviBaloo
Adalet Bakanlığı
İstanbul Üniversitesi
İstanbul
44 okur puanı
Ekim 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Sabitlenmiş gönderi
“ Osmanlı Türklerin imparatorluğuydu, Türkiye Cumhuriyeti de Türklerin cumhuriyetidir.”
''Fıtratımız gereği zorlanarak yaptığımız ilahi emirler olduğu gibi yaradılış olarak çok elverişli olduğumuz emirler de vardır. Damak tadımız gibi,parmak izimiz gibi, burada da biriciğiz. Kimimize vermek çok kolay gelirken, kimimiz kuş gibi hafif kalkar gece ibadetine.''
Sayfa 14Kitabı okuyor
Okur Takip Önerileri
''Kur'an, onu okuyup, düşündüğümüz, onunla amel ettiğimiz ve onu insanlar arasında yaydığımız zaman ilaç olur. Ama sadece okumayla yetinmenin, kalp hastalığına ilaç olması mümkün değildir.''
''Tabiatı itibarıyla insan, iyiden de etkilenir, kötüden de. Bu etkilenme oranı kişiden kişiye değişse bile, neticede herkes etkilenir. Bunun için Rasullah(s.a.v.): ''Kişi dostunun dini üzeredir.''
136 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
160 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
11-'' Filistin davası kuru bir toprak meselesi değildir ve sadece Filistinlilerin omuzlarında taşımaları gereken bir dava da değildir. Bu dava tüm ümmeti ilgilendiren ve inançla bağlantılı bir davadır.''
10- ''Siyonistlerin söz konusu iddiaları ortaya atmalarının temel amacı Müslüman halkların Filistin davasına ilgilerini zayıflatmak ve Filistin halkının mağduriyetine bigane kalmalarına sebep olmaktır. Ne yazık ki bu konuda amaçlarını İslam dünyası genelinde kısmen Türkiye'de ide büyük ölçüde gerçekleştirdiklerini görüyoruz. Çünkü Filistin davasına ilgisiz kalanlar genellikle ''toprak sattılar'' iddiasını kendilerine gerekçe gösteriyorlar. Oysa İslam tüm Müslümanları kardeş ilan etmiştir. Bir kimse kardeşini herhangi bir hatasından dolayı canavarın önüne atmaz.''
9-'' Farz-ı muhal olarak öyle bir şey varsayılsa bile o insanların şua an işgale karşı tavır koymaları ve işgal altındaki vatanlarını kurtarmak için mücadele etmeleri hatalarından döndüklerini ve doğruyu saçtiklerini gösterir. Küfürden imana dönmüş bir insanın bile geçmişindeki küfürden dolayı suçlanması söz konusu değilken herhangi bir hatadan döndükten sonra hala ısrarla o hatadan dolayı suçlu gösterilmesi mantıklı bir şey olur mu?''
8- '' İspat edilmemiş bir iddiadan dolayı bir kimseyi suçlu görmek büyük bir sorumluluk ve vebal yüklemektedir. Bir halka iftira atılmasının sorumluluğu bir ferde iftira atılmasının sorumluluğundan çok daha büyüktür.''
7- ''Bugün Filistin topraklarında yaşamaya devam edip de o toprakların İslami kimliğini savunanlar, her türlü zorluğa katlanarak, sürekli ölümü başlarının ucunda hissederek direnenler, toprak satanlar veya onların çocukları değildir. Bu durumda insanların başlarına gelenlerin, arazilerin yahudilere satılmasından kaynaklanan ceza olduğunun iddia edilmesi Allah'ın adaletine iftira olmaz mı?''
6- ''Yahudilerin Filistin topraklarında mülk edinmelerinin tarihine bakalım: Filistin toprakları 28 milyon dönümdür. 1948'de İsrail işgal devleti kurulduğunda yahudilerin sahip oldukları arazi miktarı 2 MİLYON dönümdü.
- 650 bin dönümünü Osmanlı devleti döneminde mülk edinmişlerdir. O dönemde mülk edinmeleri Kanuni zamanında başlamıştır.
-300 bin dönümü İngiliz işgalciler onlara bağışlamıştır.
- 200 bin dönümü İngiliz işgalciler, yahudilere göstermelik bir şekilde parayla satmıştır.
- 600 bin dönüm araziyi de kendileri Filistin dışından olan Lübnan ve Suriye'de ikamet edip Filistin'de mülk edinmiş bazı Arap kökenli toprak ağalarından satın almışlardır.
BURAYA KADAR Kİ KISIMDA FİLİSTİNLİLERİN HERHANGİ BİR DAHLİNİN OLMADIĞINI GÖRÜYORUZ.
-250 bin dönüm araziyi de Filistinlilerden satın almışlardır.Yani Filistinlilerden satın aldıkları toplam arazi miktarı Filistin topraklarının %0.9'una tekabül ediyordu. Arazilerini satanlar da halktan çok şiddetli tepkilerle karşı karşıya kaldıklarından Filistin'i terk etmek zorunda kalmışlardır. BİR HALK HAKKINDA HÜKÜM VERİRKEN %0,9 'UN TAVRINA GÖRE Mİ YOKSA %99,1'İN TAVRINA GÖRE Mİ HÜKÜM VERİLİR?
5-'' İsrail bugün mülteci durumundaki Filistinlilerin geri dönme haklarını ret konusunda oldukça ısrarlı davranıyor.'' Yol Haritası'' planı kabul edebilmek için de mültecilerin vatanlarına dönüş haklarının reddini şart koştu. Peki, neden bu insanların yurtlarına dönme haklarını ret konusunda bu kadar ısrarlı davranıyor? Eğer o insanların topraklarını parayla satın almış olsalardı, ellerindeki satış belgelerini ve tapuları gösterir, geriye dönen mültecileri de bir yerlere istif ederlerdi ama öyle değil. Göçe zorlanan insanların arazilerine ''terk edilmiş araziler kanun'' yoluyla el koyduklarından mülteciler yurtlarına döndüklerinde o terk edilmiş arazilerin gerçek sahipleri ortaya çıkacak ve işgalcilerin buralara satın alma yoluyla değil de gasp yoluyla sahip oldukları anlaşılacak. İŞTE BÜTÜN MESELE BU. SADACE BU GERÇEK BİLE SİYONİSTLERİN''FİLİSTİNLİLER TOPRAKLARINI SATTILAR'' İDDİALARINI YALANLAMAYA YETEBİLİR.''
4-''İsrail işgal devleti, göçe zorlanan Filistinlilerin arazilerini yahudi göçmenlere vermek amacıyla ''terk edilmiş araziler kanun'' başlığı altında bir kanun çıkarmıştır. Madem ki Filistinliler arazilerini kendi elleriyle sattılar; neden buralar''terk edilmiş araziler'' hükmüne girdi. Milyonlarca dönüm arazinin ''terk edilmiş'' olması Siyonistlerin oralara satın alma yoluyla değil de şiddete başvurarak, sahiplerini göçe zorlayarak yerleştiklerinin apaçık delilidir.''