Ey hırçın genç, ey güzel kız! Bırakın yası…
Yeter temiz gönüllerin bizi anması…
Toprak ana uyuturken koynunda bizi,
Yarinkiler biçecektir ektiğimizi,
Yeşermesi ektiğimiz tohumun haktır,
İşte o gün ruhlarımız şad olacaktır!
Ne doğan güne hükmüm geçer,
Ne halden anlayan bulunur;
Ah aklımdan ölümüm geçer;
Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur.
Ve gönül Tanrısına der ki:
- Pervam yok verdiğin elemden;
Her mihnet kabulüm, yeter ki
Gün eksilmesin penceremden
Ne hoş bir güzelliği vardır;
Hafif adımlarla,
Dünyadan gülümseyerek geçenlerin.
Kimseye bir kötülüğü
dokunmadan yaşayanların
Onurlu bir yaşamı seçenlerin
Sanırım ki günler hep güzel gidecek;
Her sabah böyle bahar;
Ne iş güç gelir aklıma, ne yoksulluğum.
Derim ki: "Sıkıntılar duradursun!"
Şairliğimle yetinir,
Avunurum.
Âfâk bütün hande, cihan başka cihandır;
Bayram ne kadar hoş, ne şetâretli zamandır!
Bayramda güler çehre-i mâ'sûm-i sabâvet,
Ümmîd çocuk sûret-i sâfında ıyandır
Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm.
Nice sultanları tahttan indirdi.
Nicesinin gül benzini soldurdu.
Niceleri gelmez yola geldirdi.
Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm.