Epeydir varlıktan yoksunum. Son derece huzurluyum. Olduğum kişiden beni ayıran hiçbir şey yok. Nefes aldığımı hissettim az önce, sanki yepyeni ya da uzun zamandır ertelenen bir eylemi yerine getirmiş gibiyim. Bilinçli olduğumun bilincine varmaya başladım. Yarın belki de kendime uyanırım, kendi hayatımın akışına kaldığım yerden devam ederim. Böylesi daha mı mutlu eder, daha mı mutsuz bilemiyorum. Hiç bilmiyorum. Yürürken başımı kaldırdığımda, batan günün arkamda, kalenin olduğu tepede onlarca pencereyi tutuşturduğunu, soğuk bir kor yığını gibi evlerin tepesinde alev aldığını görüyorum. Katı alevden gözlerin etrafında bütün tepe, günün bitmesiyle gevşemiş. En azından hüzünlenebilir, hüznümün geçen tramvayın ansızın yükselen sesine, insan seslerinin uğultusuna, capcanlı şehrin unutulmuş mırıltısına karıştığını kavrayabilirm. Çok uzun zamandır kendim değilim…