Bir annesi, bir babası, çocuğu, bir kocası, mezun olduğu bir okul, yaptığı bir iş, oturduğu bir ev, yaşadığı bir mahalle, ait olduğu bir ülke olması, onu var etmeye yeter mi?
Dışarıdaki hayvanlar domuzdan insana,insandan domuza ve tekrar domuzdan insana baktılar ama şimdiden hangisinin hangisi olduğunu ayırt etmek imkânsızdı.
Ve insanlar, yeryüzünde benzer harikuladeliklerle bir arada bulmuşlarsa kendilerini, tüm yaşamlarını tek bir amaca-mutluluğu düşünmeye-adamaları gerekirken, kuşları birer ufak ayrıntı, lütfedip zar zor farkına vardıkları,öylesine birer hareketli süs sayarlar.
Jasmin’in gözleri öyle tatlıydı ki, kanepenin kadifesi üzerinde bir eşsiz bahçe çiçeklendiriyordu. Jasmin’in gözleri öyle tatlıydı ki, hayat göz alabildiğine basit, göz alabildiğine ipekli oluveriyordu.